Eskişehir'de Damadı Tarafından Kızı ve Oğlu Öldürülen Anne Konuştu
Eskişehir’de damadı tarafından kızı ve oğlu öldürülen, kendisi ise yaralanan Anne Aynur Çelik, kızının 7 yıldır şiddet gördüğünü, damadının ise kendilerini bir gün öldüreceğini bildiklerini söyledi.
Eskişehir'de damadı tarafından kızı ve oğlu öldürülen, kendisi ise yaralanan Anne Aynur Çelik, kızının 7 yıldır şiddet gördüğünü, damadının ise kendilerini bir gün öldüreceğini bildiklerini söyledi.
19 Ocak 2015 tarihinde Soytürk Ç., Gemlik ilçesinde bir kişiyi yaraladıktan sonra Eskişehir Yenikent mahallesinde kayınvalidesinin evine gelerek, eşi Çiğdem Çeledir'i, kayınbirader Muhammed Çelik'i öldürüp, kayınvalidesi Aynur Çelik'i ise yaraladıktan sonra Birol İnce'yi'de öldürdükten 14 gün sonra yakalanmıştı.
Damadı tarafından kızı ve oğlu öldürülen, olayda da yaralanan anne Aynur Çelik, olayla ilgili konuştu. Kızının evlendikten sonra devamlı şiddete maruz kaldığını ifade eden anne Çelik, "Kızım 7 senedir Soytürk Ç. ile evliydi. 7 senedir aynı şiddet vardı. Bizi evine sokmuyordu. Kızımın telefonu yoktu. Kızımla bizi görüştürmüyordu. Onun kız kardeşi ve annesi vardı. Dayak yediği zaman kızım kaç diyordum. 'Nasıl kaçayım anne, başımdan hiç ayrılmıyorlar' diyordu. Hep beni ve oğlum Muhammed'i öldüreceğim diye tehdit ediyordu. Ben gene dayanamayıp kızım dayak yediği zaman polis eşliğinde gidip kızımı alıp geliyordum. Ben karakola da şikayet ediyordum. Bize yaptığı tehditleri söylüyordum. Bize polisler bir şey olmaz diyordu. Sonra aradan bir süre geçtikten sonra damadım gelip bizim etrafımızda dolanıyordu. Kızımı alıp gidiyordu, bizde şikayetimizden vazgeçiyorduk. Bir süre sonra yine dayak atıyordu. Bu şekilde kızımı 4 defa getirdim" diye konuştu.
"ÇOCUKLARINI DA DÖVÜYORDU"
Çelik, Soytürk Ç.'in eşinden ayrı çocuklarına da şiddet uyguladığını belirterek, "Bir gün çocukları okuldan gelirken, serviste emniyet kemerlerini açmış. Emniyet kemerlerini açtı diye, 4 çocuğu da tuvalete kapatmış, iyice bir dövmüş. Kızımın yanına gittiğimde bana 'anne benim çocuklarımın her yeri mor. Bana dayak attığında ben dayanıyorum ama çocuklarıma dayanamıyorum. Ne olursun kadın sığınma evini ara beni oraya götür " dedi. Ben eve geldim. Yengesi ile ikimiz kadın sığınmayı aradık. Sonra kızımı ve çocuklarını alarak kadın sığınma evine götürdü. Orada 15 gün kaldı. Çocuklara orada hasta olmuş. Bende dayanamadım. Ben varken, çocuklarımın orada ne işi var diyerek aldım geldim" dedi.
"AMCASINI DA ALDI GELDİ"
Soytürk'ün araya akrabalarını sokarak barışmak için getirdiğini söyleyen anne, konuşmasının bir bölümünde şunları söyledi:
"Kızım bendeyken, damadım Kars'da bulunan dayısını getirdi. Dayısı "biz kefiliz, çocuklarına hiç bir şey olmaz. Gitsinler 4 çocukları var" dediler. Ben dayanamadım, hadi git dedim. Son zamanlarda gene dayağa başladı. Ben gittim beni eve sokmadı. 15 gün sonra kimseye haber vermeden eve gittik. Kızım o kadar kötü olmuştu. Kızım niye böyle oldun diye sorduğumda, "anne beni her gün sen neden kadın sığınma evine gittin" diyerek satırla, bıçakla dövdüğünü söyledi. Daha sonra ertesi gün polis çağırdım. Normal bir sivil polis aracı geldi. Bizde onunla gittik, baktım evde damadım yok içeri girip kızımı alıp geldik. Bu olaydan 15 gün sonra filan avukat tuttuk. Zaten bizi mahkemeye gidersek, 'mahkeme kan gölüne döner' diye tehdit ediyordu. İki sefer kapıya geldi. 'Anne çocuklarım rezil oldu' diye. Ben de 'oğlum sen hep dövüyorsun. Ben mahkeme de de bir şey istemiyorum. Bu kıza sahip çıkamadın bari çocuklarına sahip çık' dedim."
"DEVLET BU DURUMDA OLAN ÇOCUKLARA ÖLMEDEN SAHİP ÇIKSIN"
Anne Çelik, olay gününü ise şu şekilde anlattı:
"Bizi öldürmek için uğraşıyormuş. Gelinim aradı Soytürk'ün gelerek Muhammed ile konuştuğunu söyledi. Biz koşa koşa geldik. Gelirken, Soytürk'ün cebini aradım ama kapalıydı. Bizi öldürmeye geldiği için bizi atmış. Muhammed'in cebini aradım, kapıda olduklarını söyledi. Daha sonra Soytürk telefonu eline alarak, 'biz geliyoruz' dedi.
Sonra Soytürk'e oğlum yeter sen bizden ne istiyorsun dedim, Soytürk'te 'Çiğdem ile iki kelime edeyim gideceği' diyerek içeri girdi. İçeri girdikten sonra silahı çıkartarak Çiğdem'in kafasına sıktı. Sonra ben kurtarmaya çalışırken bana sıktı. Ben yere düştüm. Muhammed ne yapıyorsun dedi, onunda kafasına sıktı. Ben yerden kalkasıya kadar kaçtı. Hep oğlumu öldürmek ile bizi tehdit etti. Sonunda gene oğlum öldü, 18 yaşındaydı. Böyle yapanları assınlar, bunları besliyorlar. Hadi kızım haksızsa, oğlum ne yaptı ona. Çoluğumu çocuğumu öldürdü, yuvamı yıktı herkes duysun bunu. Bütün anneler böyle ağlamasın. Bizi öldüreceğini biliyordum, ama dayanamayıp kızımı aldım geldim. Sonunda oğlumda öldü. Oğlum çok akıllıydı. Aynı 50 yaşındaki adam gibiydi. Devletimiz bu durumda olan çocuklara sahip çıksın. Diriyken sahip çıkmıyorlar, ölüyken sahip çıkıyorlar. Cumhurbaşkanı, Başbakan duysun, her bir ilde böyle yapanları assalar, kimse bir şey yapmaz. Devlet götürüp onları doyuruyor."
"SOYTÜRK'ÜN AMCASI BARIŞ TEMSİLCİSİYMİŞ"
Soytürk'ün Kars ilinde bulunan amcasının barış temsilcisi olduğunu ifade eden Çelik, "aileler arasında kan davası filan olursa devlet tarafından barış temsilcisi olarak görev yapıyormuş. Olaydan 5 gün önce Soytürk, oraya gitmiş. Onların yardımı olmasa yapmazdı."
"3 YIL ÖNCE GENE FENA ŞEKİLDE DÖVMÜŞTÜ"
3 yıl önce yaşanan darp olayını da anlatan anne, "Birgün Çiğdemlere gittim. Soytürk'ün annesi ve kız kardeşi vardı. Eve gittiğimde Çiğdem, Soytürk yoktu. Gezmeye gitmişler. Geldiklerinde bir baktım kızımın ellerini hep yara yapmış. Oğlum neden yapıyorsun diye sorduğumda, 'Sen karışma seni gebertecem' dedi. Hiç sesimi çıkarmadım. O işe gidince polisi aradım, 'gelin çocuğumu kurtarın' dedim. Polislerle çıktık geri geldik. O zaman 2 çocuğu vardı" diye ifade etti.
"NAMUS İÇİN İŞLEDİM SÖZLERİ YALAN"
Olayda annesi yaralanan, kız ve erkek kardeşi ölen Hasan Hüseyin Çelik, ise Soytürk'ün verdiği ifadeye karşı şunları söyledi:
"Kendi ağzından verdiği ifadede de 'yasak aşk cinayeti' diye. Bu öldürdüğü Birol İnce ve Gemlik'te yaraladığı kişi hakkında söyledikleri yalan. Bu kişilerin hiçbir günahı yok. Bu çevresine ve cezaevindekiler namus meselesi yüzünden olduğuna inandırmaya çalıştı. Kendi verdiği ifadeler bu yönde. Ama bu gerçek değil." - ESKİŞEHİR
