Esra Barık; 'Evrene Gönder, Dönerse Senindir'
Kurucusu olduğu Şifa Atölyesi® kapsamında verdiği seminerler ve bireysel danışmanlıklarla sayısız insanın hayatına dokunan Esra BARIK, hayallerimizi hayatımıza çekmenin matematiğini anlattı.
Esra Barık; 'Bu eğitimlerimde çok detaylı yer verdiğim derin bir konu fakat mantığın oturması, akılda kalması için somut bir çerçeve çizecek olursak Cem Yılmaz'ın mevzuyu tiye aldığı tabiriyle evren tarafından 'verin lan şunun bin lirasını' şeklinde çalışmıyor sistem. Bizler bir şeyi isteme konusunda oldukça hevesli, o şeye ait olma noktasında eksiğiz. Konunun sadece ama sadece istemek olduğu yanılgısına kapılıyor, kolaycılığına kaçıyoruz. Bunun yeterli olduğunu sanıyoruz. Elbette ki her şeyin başında eylemden önce ne istediğimizi bilmek gerekiyor. İstemenin tutkuya dönüştüğü yerde evren sizinle iş birliği yapmaya başlar, tutkunun temelinde ait olma vardır. Bir şeyi var etmek, oluşturmak ve başarmak istiyorsak, öncelikle içsel dünyamızda konuya dair tam bir bütünlük içinde olmalıyız. Nasıl ki biraz hamile olamazsınız ya da biraz kanser. Birine ya güven duyarsınız ya duymazsınız gibi gibi…" diye ifade etti.
Ayrıca Esra Barık sözlerine şöyle devam etti; "Bu içsel bütünlüğü sağladıktan sonra istediğiniz şeyi sadece imagine ederek değil beş duyunuzu da işin içine katarak yapmalısınız. Algınızda o şeyi tüm gerçekliğiyle hissetmelisiniz. Joe Dispenza der ki: 'Eğer hayatınızdaki çıktıyı değiştirmek istiyorsanız, kendiniz olma alışkanlığını kırmanız ve yeni bir siz yaratmanız gerekmektedir.' Ve bir şeyi arzu ederken kalpten istemenin önemini bilimsel yönden de ortaya koyan 1991'de keşfedilip, 94'de yayınlanan çoğu insanın bilmediği bir gerçek var. Kalp, düşünme karar verme ve hissetme kabiliyetine sahip. Kalpte, beynin harika bir uzantısı olmasını sağlayan özel fonksiyonlara sahip yaklaşık 40 bin özel hücre keşfettiler. Bunlara duyusal (afferent) nöronlar denir. Bunlar beyin hücresi benzeri olan uzman hücreler, ancak kafamızda değil kalbimizdeler. Ve o denli yoğunlar ki aslında onlara kalpteki küçük beyin deniyor. Beynimizdeki nöronlardan bağımsız düşünüyor, hatırlıyor ve öğreniyorlar. Kalp ve beyin birlikte devreye girdiğinde, farkındalığımızı kalbimize taşıdığımızda olağanüstü deneyimlerin kapısını açıyoruz. Bu deneyimleri yaşamak için tasarlandık. Mistik olaylar gibi görünen olağanüstü deneyimlerin yaşanması, bu çok güçlü iki sinir ağını bir araya getirmekle mümkün. Anne rahminde de ilk var olan, öncelikli ihtiyacımız olan enerji alanımız kalptir. Ve yine kalbin elektromanyetik alanının beyinden 5000 kat fazla olduğu biliniyor. Kalbin elektromanyetik alanı duygulara, beyin dalgaları da kalp ritmine göre senkronize oluyor. Konuya dair ilgisi olanlar kalbin bilişsel ve duygusal işleyiş üzerine etkilerini araştıran HearthMath Enstitüsünün çalışmalarını takip edebilirler.
İstediğimiz şey için yapmamız gereken; hedef belirleme, onu hayalde canlı bir şekilde gözlemleme ve eyleme geçme. Bakın çıkış noktası NASA olan esasında astronotlar için geliştirilen fakat sonraları olimpiyatlarda kullanılan bir tekniktir bu aynı zamanda çünkü bilindiği üzere beyin hayalle gerçeği ayırt edemez. Olimpiyata hazırlanan atletlerin maratonu tüm canlılığıyla hayal etmeleri ve gerçek gibi koşmaları istendiğinde aynı şekilde normalde koşarken ki çalışan kaslarının uyarıldığı, kalp atış hızlarında artış hormonal aktivitelerinde v.s değişimler gözlemlenmiş. Ve gerçek maratonda tam da hedeflerine uygun şekilde sonuç aldıkları. Tüm bunlardan ve çok daha fazlasından yola çıkarak şu sözlerin ne anlama geldiğini daha iyi idrak edebiliriz aslında, 'Evren sadece hareket dalgalarından ibarettir, titreşimden başka bir şey yoktur' der Walter Russell, Ve yine 'Evrenin gizemini anlamak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünün' der Nikola Tesla, biraz da Einstein'a kulak verelim dilerseniz; 'Her şey enerjidir ve her şey yalnızca bundan ibarettir. Sahip olmayı istediğiniz gerçekliğin frekansına uyumlandığınızda artık yapacak bir şey yoktur, o gerçeklik size ait olur. Bundan başka bir yol yoktur. Bu felsefe değil, bu Fiziktir. Peki sen gerçekliğine dair evrene hangi frekansı yolluyorsun? Son olarak hayallerin hedeflerin gerçekleşmesine engel olan bir diğer konudan bahsedecek olursak o da, eğitimlerimde ve bireysel danışmanlıklarımda üzerinde durduğum, dönüşmesine yönelik teknikler verdiğim bilinçaltı kayıtları. Çünkü bilinçaltı, hayatımızın yüzde 90'lık kısmını yönetiyor şekillendiriyor. Bruce H. Lipton'un da dediği gibi, 'Hayalini kurduğumuz şeyleri başarmamızda karşımıza çıkan en büyük engel bilinçaltımızdaki programlanmış sınırlandırmalardır."