Haberler

Ethem Sarısülük Davası Sanık Şahbaz.

Abone Ol

Ethem Sarısülük'ün polis kurşunu ile öldürülmesine ilişkin davanın sanığı Ahmet Şahbaz, "Benim tekme attığım gösterici bana taş attı silahımı çektim göstericilerin bana saldırılacağını düşündüm, önce namluya mermi sürdüm yere doğru tuttum, sonra"...

Ethem Sarısülük'ün polis kurşunu ile öldürülmesine ilişkin davanın sanığı Ahmet Şahbaz, "Benim tekme attığım gösterici bana taş attı silahımı çektim göstericilerin bana saldırılacağını düşündüm, önce namluya mermi sürdüm yere doğru tuttum, sonra omuz hizama kaldırdım, ateş ettim. Bir taraftan uyarı amacıyla ateş ederken bir taraftan da göstericiler bana taş atıyordu, ben de 3 el ateş ettim. Silah kullanmayla ilgili genel ilkeler dışında özel emir almadım. Kanunun bana tanıdığı yetkileri kullandım. Maktulün ölümünde kusurum yoktur. Maktulun ölümüne neden olanlar ben ateş ederken bile bana taş atarak saldıranlardır" ifadelerini kullandı.

Ethem Sarısülük'ün polis kurşunu ile öldürülmesine ilişkin davanın sanığı Ahmet Şahbaz'ın, "meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürme" suçundan yargılandığı davanın 3. duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediliyor. Tutuksuz sanık Şahbaz'ın Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonundan telekonferans sistemi ile katıldığı duruşmada, Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfı Sarısülük, kardeşleri Mustafa ve İkrar Sarısülük ve avukatları ile sanık avukatları hazır bulundu. Duruşmayı CHP Milletvekilleri İlhan Cihaner, Mahmut Tanal, Hüseyin Aygün ve HDP Eş Başkanı Ertuğrul Kürkçü'nün de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi. Kimlik tespitinin yapılmasının ardından sanık Şahbaz'ın görev yaptığı Şanlıurfa'da duruşma salonunda görüntülü olarak kimlik tespiti yapıldı. Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, söz alarak sanığın kimlik tespitine itirazda bulundu. Bayraktar, "Gelen kişinin kim olduğunu bilmiyoruz, dosyada fotoğrafı yok. Fotoğrafı ile sanığın karşılaştırılmasını istiyoruz, o salondaki kişi gerçekten Ahmet Şahbaz mı? Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının kontrol edilmesini istiyoruz, gerçekten o şahıs mı?" dedi. Bayraktar'ın "Şahbaz'ın dosyada resmi var mı' diye sorması üzerine Mahkeme Başkan Afak İlleez, "Yok" yanıtını verdi. Bayraktar bunun üzerine Bayraktar, "O zaman neye göre biliyorsunuz, bu sanık diyebiliyorsunuz?" diye sordu.

-DOSYADA FOTOĞRAFI YOK-

Heyetin talebi değerlendirmesinin ardından Mahkeme Başkanı Afak İlleez, Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi'nce sanığın kimliğinin tespit edilip, 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildiğini açıkladı. İlleez, Şahbaz'ın kimliğin resimli fotokopisinin ve bir resminin çekilmesine karar verildiğini belirtti. Sanığın kimlik tespiti sırasında ev adresini vermemek için sabit bir evinin bulunmadığını söylemesi duruşmada itirazlara neden oldu. Mahkeme Başkanı'nın iddianamenin okunmasına geçileceğini belirtmesi üzerine Müşteki Avukatlarından Mustafa Yılmaz, duruşmada çok sayıda silahlı polis bulunduğunu belirterek, bu durumun tutanaklara geçirilmesini istedi. Bayraktar ise sanığın bir önceki duruşmaya peruk ve takma bıyıkla geldiğini belirterek, sanığın kontrol edilmesini istedi.

Mahkeme başkanın talepleri tutanağa geçirmemesi üzerine salonda karar alkışlı protesto edildi. Bunu üzerine İlleez, emniyette kendilerinin yazı yazarak güvenlik tedbiri istediklerini ifade etti. Savcı Mustafa Şahin'in "Geçirin efendim" demesi üzerine Başkan talebi tutanağa geçirdi. Savcı Şahin'de güvenlik tedbirini mahkemenin istediğini belirterek, sanığın kontrol edilmesine yönelik talebin ise Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi'nden yapılmasını istedi. Karar vermek için müzakereye çekilen heyet, talepleri reddetti. Taleplerin reddedilmesinin ardından iddianame sanığın telekonferans sistemi ile yüzüne okundu.

-SİLAHIMI ÇEKTİM, GÖSTERİCİLERİN BANA SALDIRACAĞINI DÜŞÜNDÜM ÖNCE NAMLUYA MERMİ SÜRDÜM-

Şahbaz, "Ayrıntılı yazılı ifademi mahkemenize vermek istiyorum, yazılı savunmamı tekrar ediyorum, yazılı savunmam dışında konuşmak istemiyorum" dedi. Mahkeme Başkanı İlleez'in talebi üzerine Şahbaz yazılı savunmasını okudu. Olay tarihinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olduğunu belirten Şahbaz, olay günü Çevik Kuvvette görev yaptığını anlattı. Gezi Parkı protestoları sırasında kalkancı olarak görev yaptığını belirten Şahbaz, savunmasında şu ifadeleri kullandı:

"Kalkancı olan polislere robocop kıyafeti giydirilmez. Göstericiler tarafından üzerimize taş ve demir bilye yağdı. Biz önce düz hat şeklinde konuşlandık, saldırı yönüne doğru oval bir dizilim aldık. Göstericiler "Hadi saldırın taş atın' diye bağırıyorlardı, küfür ediyorlardı, ben dikkatimi atılan cisimleri verdim. Göstericiler grup bize çok yaklaştı, amirler çekilin diye talimat verdi. Arkamızdaki polis gurubunu çekilmesini sağladık. Bu sırada göstericilerle aramızdaki mesafe azaldı. Geri giderken beton koltuklar çekilmemizi engelledi, polisler yerlere düştü, göstericiler bize yaklaştı. Göstericiler tekme attı, yere düşenlere saldırdılar, bir ara silah düştü denildiğini duydum. Arkamızdakiler çekilince bizde çekilmeye çalıştık, 4-5 kişi kaldık, çıkmaya çalıştık. Bu sıra göstericilerden biri bana tekme attı, kalkan parkın içinde kaldı, bende kaldırıma düştüm Yerde yatarken göstericileri görünce "işim bitti' dedim bu amaçla yerden kalktım bir göstericiye tekme attım. Benim tekme attığım gösterici bana taş attı silahımı çektim göstericilerin bana saldırılacağını düşündüm, önce namluya mermi sürdüm yere doğru tuttum, sonra omuz hizama kaldırdım ateş ettim. Bir taraftan uyarı amacıyla ateş ederken bir taraftan da göstericiler bana taş atıyordu, ben de 3 el ateş ettim. Sonra kaçtım, kaçarken de taş atıyorlardı."

-KANUNUN BANA TANIDIĞI YETKİYİ KULLANDIM-

Tek gayesinin linç edilip öldürülmekten korktuğunu savunan Şahbaz, ateş açmasa linç edileceğini iddia etti. Olay sırasında üzerinde sadece koruyucu kaskı olduğunu ifade eden Şahbaz, "Silah kullanmayla ilgili genel ilkeler dışında özel emir almadım. Kanunun bana tanıdığı yetkileri kullandım. Sarısülük'ü tanımam, öldüğü için üzgünüm. Maktulün ölümünde kusurum yoktur. Maktulun ölümüne neden olanlar ben ateş ederken bile bana taş atarak saldıranlardır" ifadelerini kullandı. Sanığın savunmasının ardından Ethem Sarısülük'ün annesi Sayfi Sarısülük, "O ellerin kırılsın senin de anan var o ana seni nasıl doğurdu" dediği duyuldu.

-EĞER SUÇLU ARAYAN VARSA LİNÇ ETMEK İSTEYEN VARSA ONLAR AYNAYA BAKSIN

Şahbaz'ın savunmasının ardından söz alan Avukatı Uğur Ceyhan, sanığın ifadesine katıldıklarını belirterek, sanığın ifadesinin vekili olmadan alınamayacağını ifade etti. Bu durumun tutanağa geçirilmesini isteyen Ceyhan, sanıklarında hakları olduğunu, hakkında kesinleşmemiş karar bulunmayan herkesin masum olduğunu anımsattı. Ceyhan'un "Savunma yapmamız engelleniyor. Eğer suçlu arayan varsa linç etmek isteyen varsa onlar aynaya baksın" şeklindeki sözleri salondaki tansiyonu yükseltti. Ceyhan'un sözlerine itiraz eden avukatlar, sanık avukatlarını duruşma salonunu kışkırtmakla suçladı. Müşteki Avukatı Murat Yılmaz söz alarak "Ben burada konuşurken sanık avukatı duruşmada benimle parmak sallayarak konuşamaz dışarıda bana parmak sallasın. Sanık avukatları hiçbir zaman parmak sallama aşamasına gelmesin o zaman biz de parmak sallayarak konuşuruz" diye tepki gösterdi.

-BELGE SANIĞA GÖSTERİLEMEDİ-

Ethem Sarısülük'ün ailesinin duruşmaya katılmalarına karar verildikten sonra sanık Şahbaz'ın çapraz sorgusuna geçildi. Duruşmada müdahil avukatları şahbazın evinde yattığı sırada tutulan ve altında imzası bulunun bir tutanak sundu. Avukat Murat Yılmaz, "Burada bir adam öldürme davası bunun yargılaması yapılıyor, burada bir hukuk mahkemesi yok. Sarısülük'ün öldürülmesi sonrasında hakim, savcı, polis, sanık lehine elinden geleni yaptı. Telekonferans sistemi ile sorulamanın yapılamayacağın söyledik ama dinletemedik" dedi. Yılmaz, doğrudan soru yöneltme haklarını kullanacaklarını belirterek mahkemeye olay sonrasında tutulan tutanakta yer alan imzaları göstererek, bu imzanın sanığa ait olup olmadığının sorulmasını istedi. Ancak kameradan imzalı tutanak Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda bulunan sanığa gösterilse de anlaşılamadı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı mübaşire belgenin nereden taramasının yapılacağını sordu. Yılmaz ise "Gördünüz gibi yargılama tıkandı" dedi. Evrak sanığa kameradan gösterilemediği için Mahkeme Başkanı "Bu aşamada tarama söz konusu olmadığından evrak sanığa gösterilemedi" ifadelerini tutanağa geçirdi.

-OLAYDAN BİR GÜN SONRA TUTANAK TUTULMUŞ-

Avukat Yılmaz, Sarısülük'ün vurulmasından bir gün sonra polis tutanağını okuyarak, "2 Haziran tutanağın imzalandığı tarih orada Sarısülük'ün kafasından vurulduğu vuran polisinde Ahmet Şahbaz olduğu anlatılıyor. Sanık ise olayı 2 gün sonra televizyonlardan öğrendiğini anlatıyor. Sanık 24 Haziran'a kadar başta Başbakan Erdoğan olmak üzere tüm amirleri tarafından korundu. Olaydan sonra sanık aranıyor, emniyet tespit etmeye çalışıyoruz diyor ancak ortada bir tutanak var, Ethem'in vurulduğu sabit vuranda belli. Sabah oturulmuş bütün Ankara emniyetindeki amirler ve müdürler bir araya gelerek Şahbaz'ın nasıl kurtarılacağına ilişkin plan yapmıştır" dedi. Olaydan 20 gün sonra bile sanığın savcılık tarafından tespit edilemediğini anımsatan Yılmaz, tutanak da bir çok hukuki yorum bulunduğunu sanığın bu yorumları yapamayacağını anlattı. Mahkemeden adil bir karar çıkacağı konusunda tereddütlerini olduğunu ifade eden Yılmaz, mahkemenin usul hükümlerini uygulamadığını savundu. Mahkeme Başkanı İlleez'e sitemlerini ileten Yılmaz, "Usul hükümlerini yok saydınız. Sabahki tavrınız manidardır taleplerimizi almıyorsunuz, "Siz kimsiniz gibi bir tavrınız var' bize yönelik bir tavrınız mı var bu durum sizin çekilmenizi gerektirebilecek bir durum oluşur" dedi.

-SANIK OLAY SONRASINI HATIRLAMADI-

Yılmaz, sanığa söz konusu tutanağın nerede imzalandığının sorulmasını istedi. Şahbaz ise o tarihlerde yaralı olduğunu üzerinden zaman geçtiğini ve hatırlayamadığını belirtti. "Tutanağı imzalamanız için size kim getirdi?" sorusuna da hatırlamadığını söyleyen Sanık Şahbaz, evrakın içeriğine yönelik sorulara ise bilgisinin olmadığını belirterek yanıtladı. Tutanağa yönelik sorulara, "Hatırlamıyorum, bilmiyorum, üzerinden zaman geçti" şeklinde yanıtlar veren Şahbaz, hafıza kaybının olup olmadığına ise "Olayı yaşadığım günlerde yoğun bir korku vardı ancak şu an bir şeyim yok" yanıtını verdi. Sanığın sorulara hatırlamıyorum şeklindeki yanıtlarına tepki gösteren müşteki avukatları "olay anını hatırlıyor, sonrasını hatırlamıyor" dedi. Amirlerinin kendisini ziyarete geldiğini ancak bunun nerede gerçekleştiğini ve kimlerin geldiğini anımsamadığını belirten Şahbaz, avukatların sorularına "Çok detay soruyorsunuz net hatırlamıyorum Benim muhatap olduğum birçok müdür vardı bana çok aşırı detay soruyorsunuz, ben 6 ay önce şurada kiminle yemek yediniz diye sorsam neden hatırlayacaksınız?" sözleri ile tepki gösterdi. Sarısülük'ün vurulmasından bir gün sonra tutulan polis tutanağında imzasının bulunduğunun anımsatıldığı Şahbaz, duruşmada Ethem Sarısülük olayının 2 gün sonra televizyonlardan öğrendiğini iddia etti. Israrla olay anında yaşananların doğru olduğunu tekrar eden Şahbaz, Avukat Yılmaz'ın "O zaman sizin imzanız kullanılarak sizden habersiz tutanak hazırlanmış, bunları hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacak mısınız?" sorusuna ise susma hakkını kullanmak istediğini belirtti.

Müşteki Avukatı Ceyhan, "Olayda Sanık Ethem'i nasıl vurduğunu çok net anlatıyor. Ertesü günü hatırlamıyor. Amirler hakkında suç duyurusunda bulundum, ancak müdürler "Bilmiyorduk Şahbaz olduğunu' dedi ve savcılık takipsizlik kararı verdi. Olaydan bir gün sonra tutanak tutulmuş, sanık Şahbaz'ın Ethim'i vurduğu ortada, şüpheli ortada hemen gözaltına alınarak savcılığa getirilmesi gerekirdi. Mahkeme rengini belli etmiştir. Siz şu anda Ağır Ceza Mahkemesi olarak bir adam öldürme yargılama yapmıyorsunuz. Esaslı bir yargılama yapılmasını talep ediyoruz" dedi. Duruşmaya verilen aranın ardından öğleden sonra devam edilecek.

Kaynak: ANKA / Güncel

Ethem Sarısülük Ahmet Şahbaz Murat Yılmaz Ceyhan Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title