Etyen Mahçupyan: PKK'ya Zarar Vermek Türkiye'ye Kazanç Sağlamıyor
Davutoğlu'nun fahri danışmanlığını da yapan Mahçupyan, "Türkiye, PKK'ya zarar vermenin kendi hanesine 'kazanç' yazmadığını görecek kadar akıllı olmak zorunda" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun fahri danışmanlığını da yapan Akşam yazarı Etyen Mahçupyan, Türkiye'nin Kandil'de PKK'yı vurmasıyla ilgili olarak, " Türkiye'nin Kandil'i bombalaması bu yeni dönemin pazarlık zeminini oluşturmak üzere çizilen bir çizgi olarak görülmeli. PKK'nın tek başına IŞİD'e yapabileceği bir şey yok…" dedi.
Mahçupyan "PKK, kazanılmış olduğu düşünülen her şeyi kaybetmek istemiyorsa bu yeni zeminde yer almasını sağlayacak sağduyuyu üretmek zorunda. Türkiye ise PKK'ya zarar vermenin kendi hanesine 'kazanç' yazmadığını görecek kadar akıllı olmak zorunda" ifadelerini kullandı.
Etyen Mahçupyan'ın Akşam gazetesinde kaleme aldığı yazısı şöyle:
"ABD, TÜRKİYE'NİN POZİSYONUNA ARTIK ÇOK DAHA YAKIN"
"Türkiye'nin IŞİD konusunda şu anki adımı çok daha önce atması bekleniyordu. IŞİD'le sınırdaş olmak hiçbir aklı başında devletin isteyebileceği şey değil. Hele kendi sosyolojik tabanınız içinde de bu örgütün cihadi selefiliğini benimsemeye yatkın hayat anlayışları varsa. Mesele müdahalenin genişliği ve 'derinliği' konusunda ABD ile anlaşabilmekti. Görünen o ki iki haftalık görüşmelerin sonunda ABD Türkiye'nin pozisyonuna artık çok daha yakın. Sınırdaki IŞİD saldırısı ve angajman kurallarının hatırlanması sadece bir gerekçe oluşturması açısından anlamlı.
"KANDİL MÜDAHALESİ SÜRECİN BİTTİĞİNİN HÜKÜMET TARAFINDAN DA TESCİLİDİR"
Ancak Türkiye'nin müdahalesi IŞİD'i aşarak Kandil ve civarındaki kampları da içerdi. Bu Çözüm Süreci'nin bittiğinin hükümet tarafından da tescilidir. Oysa hükümet bu sürecin bitmemesi için çok direndi. PKK'nın Çözüm Sürecine karşı olduğu bilinmesine rağmen, örgütün Doğu ve Güneydoğu'da iş dünyası ve doğrudan vatandaş üzerinde oluşturduğu ağır baskıya olabildiğince tahammül edildi. Beklenti HDP'nin görece özerk bir tutum alabilmesi ve muhatap olmayı becerebilmesiydi.
"HDP, AKP KARŞITLIĞINI KENDİSİNE BAYRAK YAPTI"
Ancak Kobani bahanesiyle 50 kişinin ölümüne neden olunan olay, HDP'nin PKK elinde kişiliksiz bir oyuncak olmaya doğru sürüklendiğini ima ediyordu. Nitekim seçime gidilirken HDP açıkça Çözüm Süreci'ni bir yana bırakarak AKP karşıtlığını kendisine bayrak yaptı. HDP'liler çözümün artık bir devlet politikası olduğu önermesini tekrarlarken bunun gerçek olmadığını herhalde biliyorlardı. Çünkü çözümü 'devlet politikası' haline getiren AKP ve bu iradeyi dışarıda bıraktığınız anda devlet alanında bir barış hevesi olduğu söylenemez.
Seçim sonrasında ise Demirtaş'ın her 'farklı' durma teşebbüsü anında Kandil tarafından engellendi. Bu da yetmedi Kandil yöneticilerince gerçekten sadece 'abuk sabuk' sıfatını hak eden bir içerikle 'devrimci halk savaşı' çağrıları yapılmaya başlandı. Cizre katliamı sonrasında iki polisin evlerinde öldürülüp bunun Cizre'nin intikamı olarak sahiplenilmesi ise örgütün artık savaş istediğini çok açık olarak ortaya koydu.
"ŞİMDİ YENİ BİR EVRENİN EŞİĞİNDEYİZ"
Kürt siyaseti giderek arkaik sol romantizmin toplu intihar içgüdüsünü 'strateji' haline getirmiş gözüküyor. Kendi devletini kuruyor olma hayali, ABD'nin bile yanlarında olduğu değerlendirmesi ayakları yerden havalandırdı. Türkiye'ye İran perspektifi üzerinden bakmak belki de rasyonel gözüken bir çerçeve sağlıyordu, ama ABD/İran ve ABD/Türkiye ilişkilerindeki adımlardan sonra şimdi yeni bir evrenin eşiğindeyiz…
"PKK, KAZANILMIŞ OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN HER ŞEYİ KAYBETMEK İSTEMİYORSA..."
Dolayısıyla Türkiye'nin Kandil'i bombalaması bu yeni dönemin pazarlık zeminini oluşturmak üzere çizilen bir çizgi olarak görülmeli. PKK'nın tek başına IŞİD'e yapabileceği bir şey yok… Kazanılmış olduğu düşünülen her şeyi kaybetmek istemiyorsa bu yeni zeminde yer almasını sağlayacak sağduyuyu üretmek zorunda.
"TÜRKİYE, PKK'YA ZARAR VERMENİN KAZANÇ SAĞLAMADIĞINI GÖRMELİ"
Türkiye ise PKK'ya zarar vermenin kendi hanesine 'kazanç' yazmadığını görecek kadar akıllı olmak zorunda. Çözüm Süreci şu an için bitmiş olsa da siyasetin yolları bitmedi ve her an yeniden yeni koşullarla açılmaya hazır.
"SORUN, PKK'NIN TÜRKİYELİ OLMAMASI"
Baştan itibaren sorun PKK'nın Türkiyeli olmamasıydı. Ama Kürtlerin büyük kısmı hala Türkiyeli ve onları Türkiyeli olma sorumluluğu hükümetin sırtında."