Faili Meçhul Cinayetler Davası(3/son): Çarkın Tahliye Edildi, Sanıklar Vareste Tutuldu, Salonda...
Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar'ın da arasında bulunduğu 19 sanığın yargılandığı davanın tek tutuklu sanığı Ayhan Çarkın'ın tahliyesi kararlaştırıldı.
Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar'ın da arasında bulunduğu 19 sanığın yargılandığı davanın tek tutuklu sanığı Ayhan Çarkın'ın tahliyesi kararlaştırıldı. Savcı Beşir Çiftlik'in mütalaasını verdiği sırada iddia makamı ile katılanların Avukatları arasında yaşanan gerilim, izleyiciler arasında kavgaya dönüştü. Sandalyelerin kırılarak havada uçuştuğu duruşma salonunda bazı avukatlar tartaklandı. Olayları duruşma salonuna giren çevik kuvvet durdurabildi.
Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında bulunduğu 19 kişinin yargılandığı davanın öğleden sonraki oturumunda Korkut Eken gelen belgelere ilave edeceği ve ekleyeceği bir şeyin olmadığını belirtti. Sanık Enver Ulu ise neyle suçlandığını bilmediğini belirterek savunma için süre verilmesini istedi. Ziya Bandırmalıoğlu'nun avukatı ise müvekkilinin rahatsızlığı nedeniyle duruşmaya katılamadığını ifade etti. Sanıkların ve sanık avukatlarının beyanlarının ardından 1994 yılında öldürülen Avukat Faik Candan'ın amcası İbrahim Candan, "20 sene oldu failler sağlıklı bir şekilde hak ettikleri cezayı almadı, devletin yasalarına saygılı bir insanım, devlet çağırdığı zaman askere gidiyorum, vergimi veriyorum, devletin de hakkımı bana vermesi gerekir" diyerek, davaya katılma talebinde bulundu. Faik Candan'ın kardeşleri de şikayetçi olduklarını belirterek davaya katılma talebinde bulundular. Faik Candan'ın ablası Gönül Candan ise "Ben dönemin başbakanından, cumhurbaşkanından yetkililerinden de davacıyım. Faik Candan'ı götürüp dağ başında öldürdüler, katlettiler. 31 yaşındaydı. Katledilenlerin idamını istiyorum" dedi. Maktul Faik Candan'ın ailesinin avukatı Levent Kanat, "Hiçbir ağır ceza mahkemesinde bu suçlamadan yargılanan tutuksuz sanıklar olduğunu düşünmüyorum" dedi. Yıldıray Soysal adlı bir astsubayın ifadelerinden bahseden Kanat, bir başka suç nedeniyle cezaevinde bulunan Soysal'ın cezaevinde savcılığa dilekçe gönderdiğini, bazı kişilerden şikayetçi olduğunu, bu sırada savcıya, "Bende birçok gizli bilgi var" dediğini anlattı. Soysal'ın, Candan cinayetinin faillerinin olaydan sonra Bala'da jandarma tarafından yakalandığını, ancak talimat üzerine dosyanın kapatıldığını anlattığını kaydeden Kanat, bu beyanların yeterince araştırılmadığını söyledi. Hacı Karay'ın oğlu Emrah Karay ise hasta olduğunu belirten sanıkların yurt dışına çıkma yasağının kaldırılması isteminde bulunduklarını anımsatarak, "Yurtdışına çıkış yasağı kalkmasın. Adaletin yerini bulmasını istiyorum, can verdiklerini gözümle görene kadar bu davaya katılacağım" diye konuştu.
-"EŞİM KUCAĞIMDA ÖLDÜ, ZENGİN DEĞİLDİ AMA AYDINDI"-
Avukat Medet Serhat'ın eşi Yurdanur Serhat da söz alarak, eşinin kucağında öldüğünü belirtti. Yurdanur Serhat, "Ben eşimi kucağımda kaybettim. Ben bunların ağbabalarının burada olmasını, yargılanmasını istiyorum. Tansu Çiller, Süleyman Demirel yargılanmalı, buradakiler sadece maşa, tutaç. Eşim paralı değildi, ama aydın olduğu için katledildi. Bunun öcünü istiyorum" dedi. Mahkeme Başkanı Tekman Savaş Nemli'nin olaya ilişkin görgüsünü sorması üzerine Serhat, "Biz düğünden çıktık, geliyoruz, evimizin sokağına girdiğimizde solumuzdan bir araba geldi, bizi sıkıştırdı, Şoför durdu, bizi sıkıştıran arabanın içindeki şoförünün yanında oturan kişi silahını aldı ve 14 tane kurşun sıktı. Eşime bir tane geldi, gerisi bana geldi. Eşim öldü. Arabada 3 kişi vardı. Bunu affedemem, benim evladım da bunu affedemez, benim eşim kanunlara sadık, iyi bir avukattı. Evet Kürt'tü, kendini inkar mı etseydi ifadeleri ile olay anını anlattı. Mahkeme Başkanı, Serhat'a salonda bulunan sanıkları göstererek, cinayeti işleyenlerin duruşma salonunda bulunup bulunmadığını sorması üzerine, "Bir eşkal var ama tam emin değilim. Hiç birini benzetemiyorum" dedi. Serhat, daha sonra Korkut Eken'i göstererek "Açık baş sana çok gıcığım" dedi.
-"ÇİLLER, DEMİREL VE AĞAR YARGILANMALI"-
Maktullerden Savaş Buldan'ın eşi HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, söz alarak, davaya katılma talebinde bulundu. Sanıkları oturduğu bölümü göstererek, "Şurada oturan katillerin benim yüzüme bakabilecek cesaretleri var mı diye merak ediyorum" diyen Buldan'ın sözlerinin izleyiciler tarafından alkışlanmasına Mahkeme Başkanı uyarıda bulundu. Siyasi kimliği ile değil mağdur yakını olarak konuştuğunu ifade eden Buldan, kimseden kendisini alkışlamamasını istedi. Şov yapmadığını ifade eden Buldan, "Siyasi kimliğimi bir kenara bırakarak söz alıyorum. Katillerin hiçbiri benim yüzüme bakacak cesareti gösteremedi. Eline silah tutuşturulmuş, ceplerine para sıkıştırılmış katiller yıllarca bu coğrafyada kan akıttılar ve kahraman ilan edildiler. Tansu Çiller, "elimde iş adamlarının listesi var' dedikten sonra bu katillerin eline silah verildi. Sadece bunların değil, bunlara emir verilenlerin, silah verenlerin yargılanmasını istiyorum. Bunlara zavallı bir katil olarak bakıyorum. Tansu Çiller, Süleyman Demirel ve dönemin OHAL valilerinin burada yargılanması gerekiyor" dedi. Kendilerinin yıllardır acı çektiklerini, gözyaşı döktüklerini ifade eden Buldan, eşinin öldürüldüğü gün kızını dünyaya getirdiğini belirtti. Kızının babasının katilleri görmesini istemediği için duruşmaya getirmediğini kaydeden Buldan, "Acaba burada oturanların evlatları, bunlara sordular mı, "Sizin öldürdüğünüz insanların babaları var mı' diye geçmişle yüzleşmek istiyoruz. Katiller acilen cezalara çarptırılmalı. Çiller, Ağar, Demirel yargılanmalı ve cezalandırılmalı. Eğer Türkiye gerçekten aydınlık bir geleceğe kavuşmak istiyorsak bunu yapmak zorundayız. Burada bulunmamızın AK Partiyle alakası yok, yıllardır verilen hak ve halk mücadelesi ile geldik bu noktaya" ifadelerini kullandı.
-ÖRGÜT OLDUKLARI TESCİLLENDİ-
Söz alan katılanlar avukatı Selçuk Kozağaçlı, bütün sanıklara soracakları sorular olduğunu ancak dosyanın dijital ortama tam olarak aktarılamadığını ifade etti. Ağar'ın mahkemeye sunduğu sağlık raporunun evrakta sahtecilik olduğunu iddia eden Kozağaçlı, 4 ay ömrü kalan kanser hastalarının bile tutuklu yargılandığını ifade etti. Ağar'ın duruşmalara gelmesinde bir sağlık engeli olup olmadığının Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmesini isteyen Kozağaçlı, tüm sanıkların tutuklanmasını talep etti. Sanıkların suç örgütü üyesi olduklarının mahkeme kararları ile tescillendiğini ifade eden Kozağaçlı, "Burada çok iyi tanıdığımız bir örgüt var. Aynı çete, aynı ekiple yüzlerce insanı öldürdüler. 20 kez adam öldürmekten yargılanan adamlar tutuklu değil. Bu adamlar dışarıda gezerken nasıl yürütülecek bu yargılama? Bir tanık bunların huzurunda ifade verebilir mi?" sorusunu yöneltti.
-"CANTÜRK'Ü ALMAYA İBRAHİM ŞAHİN'İN TALİMATIYLA GİTTİK"-
Kozağaçlı'nın taleplerinin ardından Çarkın, söz alan Behçet Cantürk ailesinin avukatının cinayete yönelik sorularını yanıtladı. Çarkın, "Cantürk cinayeti için arabayla İstanbul'a kimin talimatı ile gidildiği"ne yönelik soruya, "Daire Başkanı İbrahim Şahin'in talimatı ile gittik" yanıtını verdi. Cantürk'ün yakalanması konusunda İstanbul Emniyeti'nden yardım almadıklarını belirten Çarkın, "Cantürk'ün Fenerbahçe Orduevinin önünden geçeceğini kim biliyordu" sorusuna "İstihbaratı Seyfettin Lap'tan aldık" cevabını verdi. Çarkın, Cantürk cinayeti öncesi ve sırasına yönelik sorulara "Behçet Cantürk'e uyuşturucu davasıyla ilgili Ankara'ya götüreceğimizi söyledik. Mola yerine geldik. Olay yerinde 3 arabaydık" yanıtını verdi. Araçlarda kimlerin bulunduğuna ilişkin savcılıkta ifade verdiğini belirten Çarkın, "Cantürk'ü öldürmek için kim çıkardı sorusuna "Ahmet Sakarya", "Kurşunu kim sıktı" sorusuna ise "Ahmet Sakarya" yanıtını verdi. Katılanların tüm avukatları sanıkların tutuklanması talebinde bulundu.
-SAVCI ÇARKIN'IN TAHLİYESİNİ İSTEDİ-
Ankara Barosu adına müdahillik talebinde bulunduğu duruşmada, Savcısı Beşir Çiftlik, mütalaasını sundu. Ayhan Çarkın'ın tutuklanmasına kaynak teşkil eden iddianameye konu iddia ve itiraflarının bugüne kadar birçok kez değiştiğini, çelişkili olduğunu, soyut olmaktan öteye geçmediğini iddia eden Çiftlik, iddiaların somut olduğu kabul edilmesi halinde ise itirafta adı geçen diğer sanıklar için de benzer tedbir ve uygulamaların yapılması gerektiğini belirtti. İddia ve itirafların somut delillere dayanmadığı gerekçesiyle sanığa atılı suçun vasıf değiştirip, iftira ve suç uydurmaya dönüşeceğine dikkat çeken Savcı Çiftlik mütalaasında, Çarkın'ın yaklaşık 37 aydır tutuklu olduğunu, 18-20 yıl öncesine dayanan suçların delillerini gizleme, yok etme ya da değiştirme olanağının olmadığını, sanıkların iddianameye konu suçları işledikleri hususunda somut deliller olmadığını, iddiaların soyut olmaktan öteye gitmediğini, tutukluluğun ileride telafisi imkansız zararlar doğuracağının göz önüne bulundurularak, tahliyesini talep etti.
-TUTUKLAMA TALEPLERİ CİNAYETLERİN ÜZÜNTÜSÜNDEN-
18-20 yıl önce gerçekleşen hazin ve menfur cinayetlerle ilgili delillerin toplanabileceği kadar toplandığını öne süren Savcı Çiftlik, sanıkların birçok soruşturma ve yargılama makamlarınca savunmalarının defaten alındığını, çapraz sorgu için sanıkların tamamının mahkemede hazır bulundurulması taleplerinin, delilleri toplamaktan ve olayları aydınlatılmasından ziyade işlenen ve aydınlatılmayan cinayetlerin üzüntüsünden kaynaklı, sanıkları tahkir ve tezyif amacı taşıdığını savundu. Çiftlik, savunmaları birçok kez alınan sanıkların duruşmadan vareste tutulma taleplerinin kabulüne karar verilmesini istedi. Sanıkların duruşmadan vareste tutulmasının yargılamanın hızlanması ve delilleri düzgün bir şekilde değerlendirilmesi imkanı sağlayacağını öne süren Savcı Çiftlik, her celse 2-3 sanığın hazır bulundurularak, sağlıklı şekilde çapraz sorgu işlemlerinin yapılmasını istedi. Tutuksuz sanıkların tutuklanmasına ilişkin taleplerin, delillerin karartılma ve gizlenme ihtimali gibi bir durumun olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesini isteyen Savcı Çiftlik, yurtdışına çıkış yasağın kaldırılması talebinin reddini ve suçtan zarar gören tüm katılanların ve davaya katılmasının kabulüne karar verilmesini istedi.
-"DEVLETTEN MAAŞ ALARAK SANIKLARIN VEKİLLİĞİ YAPILMAZ"-
Savcı Beşir Çiftik'in mütalaasını sunduğu sırada "çapraz sorgu için sanıkların tamamının mahkemede hazır bulundurulması taleplerinin olayların aydınlatılmasından ziyarete cinayetlerin üzüntüsünden kaynaklandığı" şeklindeki sözlerine katılan avukatları itirazda bulundu. Avukatlar "Böyle bir mütalaa var mı?" diye itiraz vardı. Savcı Çiftlik'in "İki dakika tahammül edin. Avukat olarak sen terbiyesizsin" demesi üzerine avukatlar ile iddia makamı arasında gerginlik tırmandı. Bu sırada Mahkeme Başkanı Tekman Savaş Nemli, savcının mütalaası tamamlanmadan duruşmaya ara verdi. Ancak salondaki tansiyon iyice tırmandı. Avukat Kozağaçlı, Savcıya "Senin yaptığın savcılık mı cübbeyi çıkarın üzerinizden. Devletten maaş alıp sanık vekilliği yapılmaz, cübbesini bıraksın parasını alsın avukatlık yapsın" ifadeleri ile seslendi. Katılan Avukatı Sertaç Ekinci, "Nasıl başka delil olamaz der. 130 klasör var. Nasıl başka delil olamaz der. Bu savcı olamaz. Çıkarsın cübbesini" şeklinde seslendi. Bu sırada izleyiciler ile sanıklar arasında da söz düellosu yaşandı. İzleyiciler sırasından sanıklara pet şişe atılması tansiyonu iyice yükseltti. İzleyicilerin sanıklara yönelik sözlerine korumaları yumruklarla yanıt verdi. Kavga sırasında duruşma salonunda bulunan sandalyeler kırıldı ve kavga eden taraflar birbirlerine sandalye fırlattı. Kavgaya çevik kuvvet müdahale etti ve salonda bulunanların dışarı çıkarılmasıyla durduruldu.
-AVUKATLARI DARP EDENLER HAKKINDA TUTANAK TUTULDU-
Duruşmaya verilen aranın ardından sanık yakınları, korumalar ve mağdur yakınları salona alınmadı. Yaşananlara tepki gösteren katılan vekillerinin salondan ayrılmasının ardından savcı Çiftlik bölünen mütalaasını tamamladı. Bu sırada Ankara Barosu Avukat Hakları Merkezi'nde görevli avukatlar duruşma salonuna gelerek kavga sırasında darp edilen 2 avukata saldıranların kimlik tespitinin yapılmasını istedi. Mahkeme Başkanı salonda bulunan saldırganların kimlik tespitini yaparak tutanak tuttu. Duruşmaya verilen 10 dakikalık aranın ardından verilen ara kararlar okundu.
-TÜM SANIKLAR VARESTE TUTULDU, ÇARKIN TAHLİYE EDİLDİ-
Mahkeme Başkanı Nemli, davanın tutuklu tek sanığı eski Özel Harekat Polisi Çarkın'ın tahliyesine, sanıkların tümünün duruşmalardan vareste tutulmasına karar verirken, duruşmayı 17 Ekim 2014'e erteledi. Mahkeme, sanıkların tamamına yurt dışına çıkış yasağı getirdi. Alınan tüm kararlar oy çokluğu ile alındı. Mahkeme Başkanı Nemli, katılan vekillerinin dosyaya rapor ibraz eden sanıklar Ağar ve Şahin'in sağlık raporlarının sahte olduğuna yönelik iddialarının savcılık tarafından değerlendirilmesine karar verildiğini belirtti. Sanıklar ve sanıkların koruları ile mağdur yakınları mahkemeden kontrollü olarak çıkarıldı. Bu arada, Kortuk Eken adliyeden hemen çıkarılmayarak, adliyede bulunanların ayrılması beklendi.