Fenerbahçe'nin Yeni Transferi Neto: "Çok Büyük Bir Kulüpteyim"
Fenerbahçe'nin yeni transferi Luis Neto, kulüp televizyonuna yaptığı açıklamaların ardından stadı ve müzeyi gezdi.
Fenerbahçe'nin yeni transferi Luis Neto, kulüp televizyonuna yaptığı açıklamaların ardından stadı ve müzeyi gezdi.
Portekizli oyuncu, Fenerbahçe'ye gelmeden önce hep olumlu referanslar aldığını, şimdi ise duyduklarının doğruluğunu kendisinin gözlemlemeye başladığını belirterek, "Çok büyük bir kulüpteyim ve bunun farkındayım" dedi.
Sözlerine, Fenerbahçe'de olmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade ederek başlayan Neto, "Fenerbahçe gibi büyük bir kulübü temsil edecek olmak bana büyük bir mutluluk veriyor. Buraya gelmeden önce aldığım referanslar son derece olumluydu, iyiydi. Şu anda artık duyduklarımın ne kadar doğru olduğunu kendi gözlerimle de görmeye başladım. Çok büyük bir kulüpteyim ve bunun farkındayım. Bunu ilk dakikadan bu yana görebilme fırsatı buldum. Umarım güzel bir macera olur benim için. Umarım her şey her zaman yolunda gider" diye konuştu.
Transfer sürecine ilişkin konuşan Luis Neto, "Fenerbahçe'nin böyle bir ilgisi olduğunu duyduğumda, burada oynama fırsatımın artık önüme çıkabileceği durum konuşulmaya başladığında kişisel olarak arkadaşlarım olan Bruno Alves ve Raul Meireles ile konuştum. 3-4 yıl Fenerbahçe'de forma giymiş oyunculardı. Kulüple ilgili alabileceğim maksimum düzeyde bilgiyi almaya çalıştım onlardan. Her zaman çok iyi bilgiler, çok olumlu referanslar verdiler. Şehri çok övdüler, kulüp çalışanlarını çok övdüler. Fenerbahçe'nin, hedefleri yüksek bir kulüp olduğunu, her zaman bu hedefler doğrultusunda koşan bir kulüp olduğunu, çok fazla sayıda taraftara sahip bir kulüp olduğunu anlattılar. Herhangi bir negatif şey söylemediler bana" ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe'ye gelmeden önce duyduğu olumlu referanslarla ilgili de konuşan Portekizli futbolcu, "Daha önce milli takımda da forma giymiş futbolcularla birlikte forma giyme şansı buldum bende. Aynı zamanda Türkiye'de, diğer kulüplerde oynamış oyuncuların yanı sıra Fenerbahçe'de oynamış oyuncularla da konuşma şansı bulmuştum az önce ismini verdiğim arkadaşlarımla. Her zaman Türkiye Ligi'nin ne kadar tutku dolu bir lig olduğunu söylediler bana. Taraftarların tutkulu bir şekilde karşılaşmaları izlediklerini söylediler. Buradaki tesislerin çok güzel olduğundan ve her türlü imkanın sunulduğundan bahsettiler. Stattaki ambiyanstan, nasıl bir ortam oluştuğundan bahsettiler. Onların bahsettiklerinin dışından Portekiz'de futbolu seven herkes de bunu biliyordur. Buranın nasıl bir imajı olduğunu, nasıl bir ambiyansın, nasıl bir ortamın olduğunu biliyorlardır. Birçok arkadaşım var futbolu seven ve Portekiz'de yaşayan. Onlar da bana mesajlar aracılığıyla ulaştılar, buradaki tecrübenin çok başka olacağını anlattılar. Burada özellikle büyük derbi karşılaşmalarının çok farklı olduğunu, Fenerbahçe'nin içeride oynadığı maçların atmosferinin bambaşka olduğunu, hiçbir yerde bulamayacağım durumlar göreceğini anlattılar. Umarım anlattıkları doğrultuda ilerler her şey" şeklinde konuştu.
Saha dışında çok sakin bir insan olduğunu ve boş vakitlerini ailesiyle birlikte geçirmekten hoşlandığını belirten başarılı futbolcu, "Ailemle vakit geçirmeyi, oğlumla, eşimle olmayı çok seviyorum. Ev dışında vakit geçirmekten hoşlandığım pek söylenemez. Aile içinde olmayı, onların yanında olmayı çok seviyorum. Beni mutlu eden nokta bu. Saha içine baktığımızda, insanların genellikle söylediklerini size aktaracağım; tamamen farklı bir insan olduğumu anlatıyorlar. Saha içinde gerginliğimin yüksek noktalara çıktığı anlar yaşanabiliyor. Hakeme itiraz ettiğim anlar olabiliyor. Bazen saha dışında kullanmayacağım kelimeleri kullandığım anlar yaşanabiliyor. İnsanlar saha içinde ve saha dışındaki bu farktan dolayı bana şaşkınlıklarını aktarıyorlar ama saha içinde belki de böyle olmamız gerekiyor. Biraz o agresifliği ve tutkuyu göstermemiz gerekiyor. Bence bu durum bu oyuna karşı duyduğum tutkudan dolayı ortaya çıkıyor. Saha içinde kararlı olmalıyız, isteğimizi yansıtmalıyız. Saha içinde en iyimizi verebilmemiz için bunlar gerekli" dedi.
Görev yaptığı stoper pozisyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Luis Neto, "Stoper mevkiinde oynayan oyunculardan beklentiler artık farklı bir noktaya geldi. Fiziksel yapıya çok önem veriliyor. İnsanlar bir stoper gördüklerinde fiziksel yapısının nasıl olduğunu incelemeye başlıyorlar. Fiziksel durumuna teknik kapasitesinden daha fazla önem verildiği de olabiliyor. Savunmanın merkezinde oynayan bir oyuncu her şeyden önce soğukkanlı olmalı. Hiçbir zaman saha içerisinde o soğukkanlılığı kaybetmemeli. Her zaman tüm odak noktası saha içi olmalı. Dışarıdan gelen herhangi bir şeyden etkilenmeye de hakkı yoktur bana göre. Etkilense bile rakibinin fark etmemesi son derece önemli. Aynı zamanda günümüz futbolunda değişen durumlardan biri de oyunun artık geriden kuruluyor olması. Oyun kurmayı da bilmeli bir stoper. Teknik anlamda seviyesi üst düzeyde olmalı. Çünkü oyun artık geriden başlıyor ve ilk topa temas eden oyuncular stoperler. Onlar oyunu kuran oyuncular haline geldiler. Ama bana göre tüm bunların dışında esas fark; mentalite. Baskı anında kapasitenizi ne kadar yansıtabiliyorsunuz, herhangi bir maçta o zorluğa karşı ne kadar dayanıklı olabiliyorsunuz bu son derece önemli bir hale geldi. Her maç zor, her rakip zor. Hedef 90 dakika boyunca üst düzeyde mücadele etmek olmalıdır. Bu da mental olarak ortaya koyduğunuz kaliteyle gösterebileceğiniz bir durum" ifadelerini kullandı.
Futbola başlangıç hikayesiyle ilgili ise Neto, "Futbola her zaman çok büyük bir tutkum vardı. Çok küçük yaşlardaydım, dedem bana şu sözü vermişti: 'Doğru yaşa ulaşınca, seni bu şehrin en büyük kulübüne göndereceğim, oradaki çocuklarla beraber futbol oynamaya başlayacaksın.' Bu şekilde başladı ilk adımlarım. Erken başladım. O dönemde 1 yaş büyük bir takımda oynuyordum. İlk başta 6 numara pozisyonunda yani defansif orta saha diye adlandırdığımız pozisyonda oynamaya başladım. O dönemde takımımızda bazı sorunlar vardı. O dönemki hocamız beni stopere çekeceğini söyledi. Benim için de herhangi bir sorun yoktu. Aynı zamanda yaşıtlarımdan daha uzun boyluydum. Bu nedenle de beni stoperde kullanmayı düşündü daha o yaşlarda. 9-10 yaşlarımdan beri hep stoper mevkiinde oynadım. Kendimi de çok iyi hissettiğim bir mevki. Tüm altyapı eğitimimi stoper oynayarak aldım. Profesyonel olduğumda da yine aynı mevkide devam ettim. Milli takımda da stoper oynadım" açıklamasını yaptı.
İdolünün ise Cannavaro olduğunu söyleyen Neto, "Oyunun içinde olan bir defans oyuncusu olduğu için Cannavaro'yu seviyorum. Topa sahip olmaktan hoşlanan bir stoperim, pas vermeyi seven bir stoperim. Bana göre bir defans oyuncusunun oyunu kurmayı bilmesi önemli özelliklerinden biri" diye konuştu.
Aile yaşantısı ve İstanbul'da geçireceği vakitle ilgili de konuşan Neto, "Çocuğunuz olduğunda hayatın anlamı tamamen farklılaşıyor. Benim başıma gelen en güzel şey oğlumun olması. Daha erken yaşta baba olmak istiyordum ama eşimin ilk gebeliğinde bazı sorunlar yaşadık. O nedenle ikinci defa hamile kaldığında çocuğumuz dünyaya geldi. Çok büyük bir istekle bekliyorduk onu. Ben hep ilk çocuğum erkek olsun istiyordum; baba-oğul bazı aktiviteler yaparız istiyordum ve istediğim gibi de oldu. Şu anda ufak ufak oyunlar oynamaya, bir şeyler paylaşmaya, söylenenleri anlamaya başladı. Bence oğlumun çok güzel bir dönemini yaşıyoruz. Umuyorum burada her şey onun için de güzel gider. Aile hayatı anlamında çok güzel şeyler yaşayacağımızı düşünüyorum İstanbul'da olduğumuz süre boyunca. Daha önce 2 defa Antalya'da kamp yapmıştım. Ben orada kamp yaparken eşim de İstanbul'da kalma fırsatı buldu. Bruno Alves'in eşiyle aynı evde kaldılar, yani Alves'in eşi bizi ağırladı. Eşim İstanbul'u o yüzden benden daha iyi biliyor. O daha çok etkilendi, daha çok hakim İstanbul'a. İnanıyorum ki burayı ben de çok seveceğim ve ailemle birlikte burada güzel günler yaşayacağız" dedi.
Boş zamanlarını, dizi ve film izleyerek, okuyarak, yürüyüş yaparak ve sinemaya giderek değerlendiren Neto, son olarak yeni transferlerden Giuliano Victor de Paula ile ilgili ise, "Çok sıklıkla sohbet ettiğim, çok konuştuğum bir arkadaşım. Çok uzun zaman birlikte oynama fırsatı bulduk. Antrenman sonraları rejenerasyon yaptığımızda ya da tedavi yaptırdığımız zamanları birlikte geçirir, sohbet ederdik. Beraber buraya gelme ihtimalimizi de konuşmuştuk, önce o geldi, sonra ben geldim. Harika bir insan, büyük bir profesyonel, kaliteli bir futbolcu. Takıma katkı vermeyi seven, etrafındakileri yardım etmeyi seven bir insan. Taraftarın onu çok seveceğini düşünüyorum ilerleyen dönemde. Saha içindeki Giuliano bu şekilde, saha dışında ise soyunma odasında iyi bir hava oluşması için elinden geleni yapan bir oyuncudur. Herkese yardım etmeye çalışır. Sevdiğim ve burada birlikte olmaktan keyif alacağım bir insan" şeklinde konuştu.
29 yaşındaki defans oyuncusu daha sonra kulübün stadını ve müzesini gezdi.
İSTANBUL / DHA (fotoğraflı)