Haberler

Fethi Açıkel'den Bakan Tekin'e: "Çedes Projesi Kapsamında Görevlendirilen Manevi Danışmanlar, Mevcut Öğetmenlerimizin Yerine Getirmediği Düşünülen...

Güncelleme:
Abone Ol

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e, “ÇEDES projesi kapsamında görevlendirilen manevi danışmanların, mevcut öğretmenlerimizin yerine getirmediği düşünülen hangi görevleri yerine getirmesi beklenmektedir? Manevi danışmanların mesleki ve pedagojik yetkinlikleri nelerdir ve hangi ölçme-değerlendirme kriterleri çerçevesinde görevlendirme yapılmaktadır? Bu görevlendirmelerin bakanlığın yetki ve sorumluluk alanlarını ihlal etmesi ve aleni yetki çatışması durumunda ne tür tedbirler ve idari tasarruflar ön görülmektedir” diye sordu.

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e, "ÇEDES projesi kapsamında görevlendirilen manevi danışmanların, mevcut öğretmenlerimizin yerine getirmediği düşünülen hangi görevleri yerine getirmesi beklenmektedir? Manevi danışmanların mesleki ve pedagojik yetkinlikleri nelerdir ve hangi ölçme-değerlendirme kriterleri çerçevesinde görevlendirme yapılmaktadır? Bu görevlendirmelerin bakanlığın yetki ve sorumluluk alanlarını ihlal etmesi ve aleni yetki çatışması durumunda ne tür tedbirler ve idari tasarruflar ön görülmektedir" diye sordu.

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Fethi Açıkel, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi verdi. Bakan Tekin'e 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)' projesini soran Açıkel, önergesinde şunları kaydetti:

"ÇEDES PROJESİ ANAYASA, ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU VE BAKANLIK MEVZUATINA AYKIRIDIR"

"Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle yürürlüğe giren ÇEDES projesinin ek protokolle genişletilmesi ile birlikte, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Anayasa madde 42 ve 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ve bakanlık mevzuatına aykırı olarak temel görevlerini devrettiği hukuksuz ve liyakatsiz bir durum ortaya çıkarmıştır. Mesleki liyakat ve yetkinlik ilkelerine, laik ve bilimsel eğitim temeline zarar verecek olan, eğitim sistemimizdeki ve okullarımızdaki acil ihtiyaçları çözmekten uzak bu proje, mevcut sorunları ihmal ederek daha da derinleştireceği gibi, başta mesleki yeterliliği haiz öğretmenlerimizi, tüm eğitim bileşenlerini, bilhassa pedagojik alan uzmanlarını ve yakıcı, gerçek sorunlar karşısında çözüm bekleyen öğrenci ailelerimizin taleplerini hiçe saymaktadır.

"ÇOCUKLARIMIZ SOSYAL DEVLETİN KORUYUCU MEKANİZMALARINDAN MAHRUM BIRAKILMAKTADIR"

Türkiye'de, pek çok akademik çalışma, madde kullanımına başlama yaşının 10'lu yaşlara kadar düştüğünü göstermektedir. Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla madde kullanımı bağlantılı genç ölümlerinin en yüksek olduğu ülke haline gelmiştir. Okul çevrelerinde ve mahallelerde gerekli önleyici güvenlik tedbirleri ve gerekli sağlıkçı personel ve altyapı hizmetleri sağlanmadığı için lise hatta ilköğretim okulları önlerinde uyuşturucu madde satışı her geçen gün göz göre göre yaygınlaşmaktadır. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik öğretmeni açığı nedeniyle okullarımızda şiddet, akran zorbalığı, küçüklere cinsel istismar ve güvenlik sorunları yaygın ve kalıcı hale gelmektedir. Gençlerimiz ve çocuklarımız, onlarca yıldır maruz bırakıldıkları bu tehlikeler karşısında anayasamızın, yasaların ve sosyal devletin koruyucu mekanizmalarından mahrum bırakılmaktadır. Okullarımızda öğrenciler ile pedagojik formasyon ve mesleki yetkinlik kriterlerinden uzak muhatapların eğitim ve öğretim süreçlerine dahil edilmesi, genç kuşakların mevcut sorunlarına çözüm üretemeyeceği gibi, eğitim sistemimizde telafisi olmayan bir yetki karmaşasına yol açarak mesleki liyakat ve hiyerarşiye büyük zarar verecektir.

" ÇEDES GİBİ PROTOKOLLERLE EĞİTİM SİSTEMİMİZDEKİ ACİL VE GERÇEK SORUNLARI ÇÖZMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Türkiye'de ataması yapılmayan binlerce rehber öğretmen, psikolojik danışmanlık ve rehberlik uzmanı ve atanmayan yüz binlerce yetişmiş öğretmen varken, ayrıca hak ettiği halde yönetici pozisyonlara siyasi gerekçelerle atanmayan kıdemli ve liyakatli eğitim yönetici kadrolar mevcut iken ÇEDES gibi protokollerle eğitim sistemimizdeki acil ve gerçek sorunları çözmek mümkün değildir. Mesleki kriterlerden ve yetkinliklerden uzak bir biçimde tayin edilen palyatif, geçici kadrolar ve yaşamsal sorunlara dogmatik yaklaşımlarla öğrencilerin geleceğini güvence altına almak mümkün değildir. Benzeri neredeyse hiçbir gelişmiş ülkede görülmeyen ÇEDES vb. protokol ve iş birliği projeleri, çağdaş eğitim felsefesi ve kurumsal ciddiyetle bağdaşmamaktadır.

"LİAK EĞİTİM FELSEFESİNİ YAŞAMA GEÇİRECEK OLANLAR, CUMHURİYET'İMİZİN FEDAKAR ÖĞRETMENLERİDİR"

Okullarda değerler eğitimi dahil verilecek tüm eğitimler, anayasamızın, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun ve Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun tanımladığı ve öngördüğü şekilde, eğitimde formasyon ve yetkinlik sahibi, çağdaş uygarlığın mimarı olan öğretmenlerimiz tarafından verilmelidir. Zira Cumhuriyet'imizin temel değerlerine, öğrencilerin gerçek pedagojik ve etik gereksinimlerine ve dogmatizmden uzak bilimsel ve laik eğitim felsefesini yaşama geçirecek olanlar, yetkinliği ispatlanmış, Cumhuriyet'imizin fedakar öğretmenleridir. Bu nedenle ÇEDES vb. protokol ve iş birliği projeleri ile üçüncül muhatap ve kuruluşları eğitim alanına keyfi ve sathi şekilde dahil ederek eğitim sistemimizde daha fazla bir yetki, uzmanlık ve hiyerarşi karmaşasına yol açmak doğru değildir. Cumhuriyet'imizin ikinci yüzyılında Başöğretmen'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür yeni nesiller, fedakar öğretmenlerin eseri olacaktır' düsturundan hareketle Cumhuriyet'imizin yetkin eğitim camiasının ve uzmanlarımızın uyarılarının gereği yapılmalıdır. Son dönemde, kamuoyunda ÇEDES protokolü merkezli ciddi bir tartışma ortamı oluşmuş ve başta eğitim camiası ve öğrenci velileri olmak üzere tüm kamuoyunun bilgilendirilme ihtiyacı bulunmaktadır."

"MANEVİ DANIŞMANLAR, MEVCUT ÖĞETMENLERİMİZİN YERİNE GETİRMEDİĞİ DÜŞÜNÜLEN HANGİ GÖREVLERİ YERİNE GETİRECEKTİR"

Açıkel, Bakan Tekin'e şu soruları yöneltti:

"ÇEDES projesi kapsamında görevlendirilen manevi danışmanların, mevcut öğretmenlerimizin yerine getirmediği düşünülen hangi görevleri yerine getirmesi beklenmektedir? Manevi danışmanların mesleki ve pedagojik yetkinlikleri nelerdir ve hangi ölçme-değerlendirme kriterleri çerçevesinde görevlendirme yapılmaktadır? Bu görevlendirmelerin bakanlığın yetki ve sorumluluk alanlarını ihlal etmesi ve aleni yetki çatışması durumunda ne tür tedbirler ve idari tasarruflar ön görülmektedir?

ÇEDES projesi kapsamında görevlendirilen manevi danışmanların, Milli Eğitim Bakanlığı ve denetleme mekanizmaları karşısında mesleki ve idari sorumluluğu nedir? Türkiye'de kaç okula, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından projeyle ilgili resmi yazı gönderilmiştir? ÇEDES projesi kapsamında görevlendirilen manevi danışmanların sayısı nedir?

2021-2022 Örgün Eğitim İstatistiklerine göre toplam okul sayısı 70 bin 383'tür. Bu okullardaki toplam rehber öğretmen, PDR uzmanı kadrosunda kaç kişi çalışmaktadır? Okullarımızdaki madde bağımlılığı başta olmak üzere güvenlik sorunlarına yönelik olarak bakanlığınız tarafından ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?"

Kaynak: ANKA / Güncel

Milli Eğitim Bakanı Fethi Açıkel Milletvekili Yusuf Tekin İstanbul Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title