Fetö Çatı Davası
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında "Anayasa'yı ihlale teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek" suçlarından açılan davanın tutuklu sanıklarından eski milletvekili İlhan İşbilen,...
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında "Anayasa'yı ihlale teşebbüs etmek, silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek" suçlarından açılan davanın tutuklu sanıklarından eski milletvekili İlhan İşbilen, Fetullah Gülen'in terör örgütü yöneticisi olduğunu kabul etmedi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada dün savunmasını tamamlayan İşbilen'in çapraz sorgusuna devam edildi.
İşbilen, müştekilerden Önder Gökçekaya'nın "Fetullah Gülen'in terör örgütü yöneticisi olduğunu kabul ediyor musunuz?" sorusu üzerine, "Hayır efendim, böyle bir şeyi kabul etmiyorum." dedi.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray, ABD'de Gülen'i ziyaret etmesinin amacını sorması üzerine İşbilen, "Sanırım TBMM'nin büyük ekseriyeti oradan geçti. Öyle bir amacımız yok." ifadelerini kullandı.
Giray, "İfadenizde Fetullah Gülen'in devlet içerisinde alternatif devlet olmasına müsaade etmeyeceği yargısında bulunuyorsunuz." hatırlatması üzerine İşbilen, o günlerde edindiği intibanın bu şekilde olduğunu söyledi ve "Kasetleri ve vaazları, bunlar her yerde var, dinlediklerim içinde böyle bir şeyle karşılaşmadım." diye konuştu.
Giray'ın, "Fetullah Gülen'in yurt içinde ve dışında sevenleri vardır. Cemaati sevenlerden oluşur. Ben de Gülen'i severim. Çünkü bana herhangi bir zararı olmamıştır" dediğini hatırlatması üzerine İşbilen, "Sohbetlerinden, vaazlarından, konferanslarından sonra kendisine büyük bir ilginin olduğunu zaman içinde gördüm" dedi.
Mahkeme Başkanı Giray, dünkü ifadesinde Yaşar Tunagür'den bahsettiğini hatırlatarak İşbilen'e, "Tunagür'ün Gülen'i o dönemin (1960'lar) MİT Müsteşarı ve iş adamlarıyla tanıştırdığı açıklamaları var. Tunagür ve Gülen ilişkisini biliyor musunuz?" sorusunu yöneltti.
İşbilen, "Bilmiyorum ama duydum. Edirne'de beraber çalışmışlar. O ilişkilerinden kaynaklanan sebeple (Gülen) İzmir'e getirilmiş olabilir. Ama diğerlerini duymadım." dedi.
Yazar Nurettin Veren'in, kendisinin Altunizade'deki FEM dershanesinde kaldığı odada böcek' bulunduğu" yönündeki ifadesinin hatırlatılması üzerine İşbilen, "Sanırım Nurettin Bey yanlış anlamış. O yıllarda Moskova'da kalıyordum. Güvenlik kameraları bugünkü gibi yaygın değildi. Misafirlerin kaldığı yerdeki güvenlik kameraları dikkatimi çekmiş. Yoksa böcek bulmadım." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Savcısı İsmail Şafak da iddianamede "FETÖ'nün İstişare Heyeti Üyesi" olduğunun belirtildiğine dikkat çekerek İşbilen'e, "Kumpas davalarında görev alan emniyet görevlileri, hakim ve savcılar atanırken istişare heyetinde mi karar alınıyordu yoksa Fetullah Gülen tek başına mı karar veriyordu?" sorusunu yöneltti.
İşbilen, bu soruya, "Ben böyle bir istişare heyetinde yokum. Hiçbir yerde değilim. Dün savunmama başlarken de 15 Temmuz olayını hiç tasvip etmediğimi, edemeyeceğimi ifade eder cümle kurdum." yanıtını verdi.
Savcının, "15 Temmuz'u kimler yaptı?" sorusu üzerine ise İşbilen, "Hiç böyle bir şeyden haberim yok. Ancak medyadan, Sayın Cumhurbaşkanımızdan, diğer şeylerden duyuyorum." dedi.
Müşteki avukatlarının sorusu üzerine İşbilen, Fetullah Gülen'den emir ve talimat almadığını, TUSKON ile Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı üyesi olmadığını ancak TUSKON'un etkinlikleri ile Abant Toplantıları'na katıldığını kaydetti.
Avukatı Kart, tahliye talebinde bulundu
İşbilen'in avukatı Atilla Kart da 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye'nin felaketin ve iç savaşın eşiğine geldiğini, girişimin yalnızca Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamenter sistemini, Cumhurbaşkanını ve anayasal kurumlarını değil, milli kimliğini hedef aldığını ifade etti. Girişimin dış dinamikleri de olduğunu söyleyen Kart, "Buna karışanları ivedi olarak yargılayalım, ibretialem için en ağır cezayı verelim ama kapsamı belirsiz örgüt soruşturmalarıyla darbe girişiminde bulunanların yargılamalarının beraber yapılmak istenmesi doğru değil." dedi.
Müvekkilinin bütün faaliyetlerinin aleni, yasal ve meşru zeminlerde geçtiğini savunan Kart, "20 yıl önceki suç kastını, bugün üzerinden değerlendiremeyiz. Cemaate sempati duymak suç değildir. Hayır yapmak, faaliyet göstermek suç olamaz. O ilişkiler içinde paralel devlet yapılanmasıyla, ideolojiyle ayrım yapıyorsanız, görev ve yetkinizi ona göre kullanıyorsanız, o suçtur." diye konuştu.
Müvekkilinin silahlı terör örgünü yöneticiliğinin söz konusu olamayacağını öne süren Kart, "Müvekkilime 17 Aralık 2013'ten öncesi için suç isnat edilemiyor. Sonrası için de suçlamalar gerçek dışı. Kaçma şüphesi dayanaksız. Deliller toplandı, tahliyesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi.