Fetö İmamı" Adil Öksüz'ün Serbest Bırakılması
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "Hava Kuvvetleri İmamı" olduğu ileri sürülen Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin, "İddia konusu suç, meclise, hükümete darbe, yüzlerce insanın katledilmesi, yaralanması, anayasal düzenin cebir ve şiddetle ortadan kaldırılması ise sen burada 'tutuklamanın şartları var' dersen, 'kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller var' dersen, 15 Temmuz'dan sonra tutuklama yerine neden adli kontrol uyguladığını kararında anlatacaksın.
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "Hava Kuvvetleri İmamı" olduğu ileri sürülen Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin, "İddia konusu suç, meclise, hükümete darbe, yüzlerce insanın katledilmesi, yaralanması, anayasal düzenin cebir ve şiddetle ortadan kaldırılması ise sen burada 'tutuklamanın şartları var' dersen, 'kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller var' dersen, 15 Temmuz'dan sonra tutuklama yerine neden adli kontrol uyguladığını kararında anlatacaksın." dedi.
Şen, Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Öksüz'ün serbest bırakıldıktan sonra kaçtığını anımsatan Şen, tutuklama işleminin, adaletten kaçmayı ve delil karartmayı engellemek için alınan bir önlem olduğunu belirtti.
Şen, "15 Temmuz'u dikkate aldığımızda, işlendiği iddia edilen suçlar, en ağır suçlar. Bunların cezaları da çok ağır. Bu nedenle yürütülen soruşturmalarda çok dikkatli olmak gerekir. Hepimizi ilgilendiren en ağır eylemlere karşı başlatılan soruşturmalarda, çok hassas davranılması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Cezanın şahsiliği, kimin hangi eylemi icra ettiği noktasında dikkatli incelemeler yapılmasının önemine işaret eden Şen, Öksüz'ün Sulh Ceza Hakimince serbest bırakıldığını anımsattı.
"Tutuklama yerine neden adli kontrol verdiğini anlatacaksın"
Hastalık, sağlık sorunu ve yaşlılık gibi durumlarda tutuklama yerine adli kontrol hükümlerinin uygulanabileceğini dile getiren Şen, şunları kaydetti:
"İddia konusu suç, meclise, hükümete darbe, yüzlerce insanın katledilmesi, yaralanması, anayasal düzenin cebir ve şiddetle ortadan kaldırılması ise sen burada 'tutuklamanın şartları var' dersen, 'kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller var' dersen, 15 Temmuz'dan sonra tutuklama yerine neden adli kontrol uyguladığını kararında anlatacaksın. Tutuklamanın şartları yoksa, zaten tutuklamayı reddedersin. 'Tutuklamanın şartları var' dersen, o takdirde tutuklama burada ağır gelir. 'Tutuklanması, talep edilenin mağdur olmasına sebebiyet verir' dersen, bunun da sebebini kararında somut olarak yazacaksın. Yazmazsan şöyle bir durum ortaya çıkar. 'Tutuklamanın şartları var ama ben bunun yerine adli kontrol tedbiri uyguladım.' Yazmadığın takdirde adli kontrolle bırakıp şahıs kaçtığında bunun bir sonucu olacaktır."
"HSYK değerlendirme yapacaktır"
Öksüz'e ulaşıp delil elde edilebileceğini, böylece olayın çözülmesinin kolaylaşacağını belirten Şen, bu kişinin kaçması nedeniyle adalet önüne çıkarılamadığını söyledi.
Savcının tutuklama talep etmesine rağmen adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Öksüz'ün kaçtığını hatırlatan Şen, "Hakimin hukuki cezai sorumluğu var mıdır yok mudur bunun değerlendirmesini HSYK yapacaktır. Hemen 'şu sebeple, saikle hakim hareket etmiştir' diyemem. Adli kontrol uygulanmışsa, bu adli kontrolün gerekçesini yazmak durumunda." diye konuştu.
Şen, 15 Temmuz'un Türkiye bakımından çok hassas bir gün olduğunu, işlenen suçların da çok ağır olduğunu ifade ederek, ilk tutuklamada, suçun vasfının değişmesi ihtimalinin olmadığını, suç vasfının değişmesinin aylık incelemelerde dikkate alınabileceğini bildirdi.
Savcılığın, şahsın bulunduğu yer, HTS kayıtları, yurt dışına giriş çıkışları gibi konuları değerlendirerek tutuklama talep ettiğini belirten Şen, hakimliğin, neden tutuklama kararı vermediğini açıklaması gerektiğinin altını çizdi.
Şen, "Bu şahıs, 18 Temmuz'dan itibaren kaçtı, bulunamıyor, delil toplayamıyorsunuz. Çok önemli bir şüpheli, bütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin imkanları kullanılarak aranıyor ama bulamıyorsunuz. Dolayısıyla, suç ve cezası ağırsa, şartlar gerçekleştiğinde tutuklama tedbiri uygulanabilir. En azından başında tutuklanır, sonrasında şahsın serbest bırakılmasına karar verilebilirdi." ifadelerini kullandı.
Adil Öksüz
FETÖ'nün hain darbe girişimi gecesi Adil Öksüz'ün, örgüt mensubu teröristlere "Pensilvanya'nın talimatlarını ilettiği ve darbe fetvası" verdiği ileri sürülüyor. Kısa süre önce yurt dışından geldiği belirtilen Öksüz'ün, 4. Ana Jet Üssü Komutanı Hakan Evrim'e, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile Fetullah Gülen'i görüştürme teklifinde bulunduğu da iddia ediliyor.
Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında 16 Temmuz sabahında yakalanan Adil Öksüz, savcılık ifadesinde Ankara'ya tarla bakmaya geldiğini, Keçiören'de akrabalarının evinde kaldığını ve askerlerin hiçbirini tanımadığını ileri sürmüştü.
Sincan Batı Adliyesi Hakimi Köksal Çelik, hakkında yurt dışına çıkış yasağı kararı vererek Öksüz'ü adli kontrol şartıyla serbest bırakmıştı. Bunun üzerine soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Yılmaz karara itiraz etmiş, Asliye Ceza Hakimi Çetin Sönmez ise Öksüz'ün serbest bırakılmasına yönelik itirazı delil yetersizliğinden reddetmişti.
2002 yılından bu yana 109 kez yurt dışı seyahati yaptığı tespit edilen Adil Öksüz'ün, İstanbul-Sakarya, Sakarya-Ankara arasında belirli aralıklarla hız sınırını aştığı için para cezasına çarptırıldığı, bu cezalar üzerine önlem olarak otomobilinde radar tespit cihazı bulundurduğu, ayrıca araç muayene cezalarının olduğu ortaya çıkmıştı.
Öksüz'ün gözaltında tutulduğu Akıncılar Jandarma Karakolu'nda nezarethaneden çıkarak tuvalette kağıt havluların arasında GPS cihazı gizlemek istediği, bu cihazın serbest bırakıldıktan sonra kendisine teslim edildiği belirlenmişti.
Ayrıca, ABD'nin en çok okunan gazetelerinden USA Today'de yayımlanan bir haberde, Türkiye'de yakalanması için büyük çaba harcanan Öksüz'ün, ABD'de iki yıl önce kurduğu hayali bir şirketle Demokrat Parti'nin başkan adayı olan Hillary Clinton için para toplayıp, reklam verebilen eylem komitelerinden "Ready for Hillary PAC"e 5 bin dolar bağış yaptığı kaydedilmişti.