Fetö, Kumpası Uluslararası Düzeye Taşıdı"
Eski Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, bir süre önce beraat ettiği, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerince 2008'de asılsız delillerle açılan "okyanus davası"na ilişkin, "Bizleri yargılayan mahkeme heyeti, alıp götüren polisler ve şube...
SAVAŞ GÜLER - Eski Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan, bir süre önce beraat ettiği, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerince 2008'de asılsız delillerle açılan "okyanus davası"na ilişkin, "Bizleri yargılayan mahkeme heyeti, alıp götüren polisler ve şube müdürleri dahil hepsinin FETÖ/PDY'ye mensup oldukları tespit edilmiş ve yargılama süreci devam etmektedir." dedi.
Okyanus davasında, yerel mahkemenin verdiği kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden yargılanan eski Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Okudan ve 233 kişi, dün görülen duruşmada beraat etti.
Dava sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlatan eski rektör Okudan, FETÖ'nün ilk kumpas denemelerinden biri olan davadan beraat ettiği için duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Okudan, "Davanın açıldığı dönemde bizi yargılayanların FETÖ üyesi olduklarını şu an rahatlıkla söyleyebilirim. Bizleri yargılayan mahkeme heyeti, alıp götüren polisler ve şube müdürleri dahil hepsinin FETÖ/PDY'ye mensup oldukları tespit edilmiş ve yargılama süreci devam etmektedir." diye konuştu.
Özel yetkili mahkemelerin, örgüt üyelerince kendi çıkarları için kullanılmaya çalışıldığını belirten Okudan, karşılarında duran kişiler için bir yaptırım aracı gibi görüldüğünü ifade etti.
Okudan, örgüte karşı çıktığı için cezalandırılmaya çalışıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Örgüte ait olduğu için kapatılan eski Mevlana Üniversitesine verilen arazi o dönemde hep konuşuldu. Bu arazi daha önceden bir otele verilmiş, sözleşmesine de 'Arsa turizm haricinde başka bir şekilde kullanılamaz.' ibaresi yazılmış. Bir gün öğrendik ki otelin sahipleri araziyi Mevlana Üniversitesi yöneticilerine vermiş. Bunu duyunca ihtarname çekip 'Araziyi veremezsiniz.' dedik. Araya defalarca adam koydular. Bunlara rağmen elimizdeki sözleşmeye uymadığı için vermedik. Bu sebeple beni mahkemeye verdiler. Bu örgüt benden o kadar nefret etmişti ki Okyanus kumpasından önce beni Ergenekon'dan içeri almaya kalktılar. Daha sonra 'pantolon olmadı gömlek verelim' misali bu davaya dahil ettiler."
"Bizi tahliye eden hakim ve savcılar sürüldü"
Davanın ilk duruşmasında tahliye edildiğini anımsatan Okudan, şöyle konuştu:
"Benimle beraber 32 kişiyi tahliye eden savcı ve hakimler anında sürüldüler. Yeni bir mahkeme heyeti geldi. Bizi katleden heyet bu heyettir. Mahkeme, hakkımızda hazırlanan polis fezlekesini aynen iddianame olarak kabul etti. Dava süreci devam ederken TBMM tarafından özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağını duyan bu kişiler, savunmalarımızı dahi almadan ceza yağdırdı. Bu heyettekilerin hepsi, FETÖ/PDY'ye mensup oldukları ve ByLock kullandıkları tespit edilen, şu anda yargılanan kişiler."
Okudan, Yargıtayın 17-25 Aralık sürecinden sonra yeniden yapılandırılması, FETÖ'cü hakim ve savcıların ihraç edilmesinin davanın seyrini değiştirdiğine dikkati çekti.
"Yargıtayda yapılan temizlik, bizim dava sürecimizin dönüm noktasıdır. Daha sonra yüz karası olan bu dava lehimize sonuçlandı." diyen Okudan, nasıl bir durumdan kurtulduklarını bugün daha iyi anladıklarını vurguladı.
"Olay sadece Rıza Sarraf davası değil"
Kendi insanı ve Meclisine bomba atacak kadar ileri gidebilecek bir örgütle karşı karşıya olduklarını dile getiren Okudan, şunları kaydetti:
"Bugün bazı şeyler çok daha net görülebiliyor. Bu örgüt artık kumpasları o kadar büyüttü ki uluslararası düzeye taşıdı. ABD'de devam eden dava, Türkiye'den kaçan insanların oluşturduğu kumpaslar ortada. El ele vererek bunların üstesinden gelmek zorundayız. Türkiye'nin büyüyüp gelişmesi birçok kesimi rahatsız ediyor. Dolayısıyla bu olay sadece Rıza Sarraf davası değil, Türkiye'ye karşı oluşturulan ortak cepheden meydana geliyor."