Fetö'nün Darbe Girişimi Davası
Denizli'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11.
Denizli'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu 44'ü tutuklu 64 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşmasına tanıkların dinlenilmesiyle devam edildi.
Söke'den Denizli'ye getirilen birliklerle ilgili kamera kayıtlarının silinmesi hakkında açılan 3'ü tutuklu 4 sanığın yargılandığı davayla birleştirilen davanın Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince, Denizli Kongre ve Kültür Merkezinde oluşturulan salonda görülen duruşmasına sanıklar, avukatları, sanık yakınları ve tanıklar katıldı.
Duruşmada dinlenen tanıklardan Uzman Onbaşı Kıvrak, ifadesinde 15 Temmuz gecesi 23.00'te aranıp saat 02.30'da planlanan Çardak'a intikalin erkene alındığının bildirdiğini söyledi.
Eğitim faaliyet planında Çardak bölgesinin yazdığını anlatan Kıvrak, "Hava Meydan Komutanlığına vardık. Orada uçak geleceğini, Ankara ya da İstanbul'a gideceğimizi söylediler. Bazı komutanlarım bunu kabul etmedi. 'olumsuz bir durum var, biz bu faaliyete girmeyeceğiz' dediler. Havaalanının ışıkları yanmıyordu, uçak pisti araçların farlarıyla aydınlatılmaya çalışıldı. Havada iki uçak uçuyordu. Yüzbaşı Celil Basıkar bizi nizamiyeye götürmeye çalıştı. Nizamiyeye yaklaştığımızda (firari olan) eski 11. Komando Tugay Komutanlığı Kurmay Başkanı Yarbay Fahrettin Demir yanımıza geldi, bize polislere ateş açma emrini verdi. Ben böyle bir şey yapmayacağımı söyledim. Tekrar 'Emrediyorum' deyince, silahımı ona doğrultup, kurma kolunu çektim. Üzerime gelen 3-5 kişi beni tuttu. O arada Fahrettin yarbay tel örgülerden kaçtı. Sonra biz teslim olduk. Eğer Fahrettin yarbay emir verdiğinde polislere ateş etseydik polisler ölecekti." şeklinde ifade verdi.
"Tugay Komutanının böyle bir eyleme iştirak ettiğini sıkıntılı ve sinirli halinden anladım"
11'inci Komando Tugay Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Bülent Yılmaz da tanık olarak dinlendiği duruşmada, avukatların sorusu üzerine, kendilerine darbe girişimiyle ilgili önceden istihbarat gelmediğini, personellerden FETÖ/PDY'yle bağlantısı olanların olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığını belirtti.
Tugay komutanının çok sıkıntılı olduğunu gördüğünü dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Tugay Komutanının böyle bir eyleme iştirak ettiğini, darbe girişiminden önceden bilgi sahibi olduğunu sıkıntılı ve sinirli halinden anladım. Kurmay başkanına bu intikalin yapılmaması yönündeki düşüncemi nizamiyede söyledim. Telefonda görüştüğüm Çardak'taki komutanların konuşmalarından da tedirgin ve sinirli oldukları anlaşılıyordu. Garip şeyler olduğunu anladım. 12 Temmuz'da Tugay Komutanı Kamil Özhan Özbakır, Kurmay Başkanı Fahrettin Demir ve Söke Garnizon Komutanı Erol Akman'ın kamelyada yaptıkları toplantıyı onlara garsonluk yapan asker Evren Karakuş'a sorarak teyit etmiştim. Tugay komutanının tank gönderilmesine yönelik emri bana iletildiğinde Ege Ordusu'nun emrini hatırlattım. Ege Ordu Komutanlığından gelen emirde böyle bir eyleme katılanlar hakkında yasal işlem yapılacağı bildiriliyordu."
Binbaşı Mustafa Korkmaz da ifadesinde, 11. Komando Tugay Komutanlığı İkmal ve Bakım Amiri olarak görev yaptığını, aynı zamanda Lojistik Şubeye baktığını ifade ederek, ısrarla üç günlük kumanya istenmesine anlam veremediğini söyledi.
-"Kişi başına on mermi verilecekken bunun az olduğu söylendi"
Dışarıya yapılacak intikal için emir yazılması gerektiğini anlatan Korkmaz, "Bunu Fahrettin yarbaya söyledim, bana emir yazılmayacağını, tugay komutanının bu yönde talimat verdiğini söyledi. Daha sonra tugay komutana aynı hususu ilettim. Emir yazmaya gerek olmadığını, eğitimi daha rahat yapabilmek için bunu ordu komutanlığına bildirmeyeceklerini, bunu denetlemeye hazırlanacak vakit olmadığını söyledi. Yazdığımız emirle kişi başına on mermi verilecekken bunun az olduğu söylendi. Daha sonra emri yenileyerek, ikişer şarjör olarak düzeltildi. Tugay komutanının emir astsubayının yanına gittiğimde komutanın vali ve emniyet müdürü ile görüştüğünü, havaalanına intikal eğitimi yapıldığını bildirdiğini, gerekirse Hava Meydan Komutanlığının emniyetini alabileceklerini söylediğini öğrendim." dedi.
Tanık olarak ifade veren Ahmet Akar da 11. Komando Tugayı Karargahı İkmal Astsubayı olduğunu belirterek, "15 Temmuz'da saat 18.00'de mesaiden ayrıldıktan sonra Yüzbaşı Deniz Çetin'in telefonla arayıp kumanya ile ilgili bir sorun olduğunu, bilgim olup olmadığını sordu. Bilgim olmadığını söyledim. Kumanyanın üç günlük istendiğini söyledi. Ben neden üç günlük kumanya isteniyormuş dedim. Çünkü bize söylenen saat 03.00'te gidilip sabah geri dönüleceği yönündeydi." ifadelerini kullandı.
Alican Çaylak da ifadesinde, Maliye ve Bütçe Şube Müdürlüğü Diğer Harcamalar Gerçekleştirme Astsubayı olarak görev yaptığını dile getirerek, "12 Temmuz'da kışla gazinosunda nöbetçiydim. 21.30'da asker, Yarbay Fahrettin Demir'in geldiğini söyledi. Fahrettin Demir geldikten sonra bana 'tugay komutanı gelecek onu karşıla' dedi. Saat 22.20'de Tugay Komutanı geldi, 22.25'te de Albay Erol Akman geldi. Tugay komutanı 'sen işine bak bana asker gönder' dedi. Kamelya girişinde her biri ikişer telefon çıkarıp askere verdiler bunları E-Bloğa götür kilitle' dediler." şeklinde beyanda bulundu.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya, TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek ve FETÖ'ye üye olmak" suçlarından açılan davada, aralarında eski Denizli Garnizon ve 11. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu 44' tutuklu 64 sanık hakkında, Türk Ceza ve Terörle Mücadele kanunlarının ilgili maddeleri gereğince üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.