Fetö'nün İlk Akademik Yapılanma Davası Başladı
Haber: Ümit TÜRK / İstanbul DHAFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ/PDY) akademik yapılanmasına ilişkin ilk dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Haber: Ümit TÜRK / İstanbul DHA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ/PDY) akademik yapılanmasına ilişkin ilk dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Örgütün İstanbul Üniversitesi'ndeki yapılanmasının içinde yer aldığı öne sürülen 12'si tutuklu 45 akademisyenin yargılandığı davada hakim karşısına çıkan tutuklu sanık Psikiyatri Profesörü Lütfü İlhan Yargıç, "Yaşadığım hukuksuz sürecin tek sebebi İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan yasa dışı fişlemedir. Bu fişlemenin tek sebebinin de akademik kıskançlık ya da çelme takma olduğunu düşünüyorum" dedi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya 12'si tutuklu 42 sanık ve avukatları katıldı. Kimlik tespitinin ardından iddianamenin kısa özeti okundu. Daha sonra tutuklu sanıkların savunmalarına geçildi.
"AKADEMİK KISKANÇLIK"
Suçlamaları kabul etmeyen akademisyenlerden Psikiyatrist İlhan Yargıç, "Hayatımın hiçbir döneminde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantım olmadı. Yaşadığım hukuksal sürecin sebebi İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan yasa dışı fişlemedir. Bu fişlemenin tek sebebinin de akademik kıskançlık, ya da çelme takma olduğunu düşünüyorum" dedi. Bank Asya ile çalışma sebebim ise üniversiteden sonra özel hasta kabul ettiğim özel merkez üç bankanın pos cihazı ile çalışıyordu. Bunlardan biri Bank Asya'nın pos cihazıydı. Bank Asya pos cihazından kesilen paraları diğer bankalara göre çok daha erken veriyordu. Bu da bir avantajdı" dedi.
"SEHVEN YAZILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Tutuklu akademisyenlerden Hasan Hakan Ulutin ise, ByLock kullanıcısı olduğu iddiasını kabul etmediğini belirterek, "ByLock" programını hiç kullanmadım. IPhone kullanıcısıyım. Kullananlar, IPhone'na bir program yüklenemeyeceğini bilir. Mahkeme çıkışında polisler cep telefonumun temiz olduğunu söylediler. 3,5 ay tutuklu kaldıktan sonra iddianameye "ByLock" kullanıcısı olduğum yazıldı. Bu ifadenin sehven yazıldığını düşünüyorum" diye konuştu.
"FARKLI REKTÖR ADAYINI DESTEKLEDİĞİMİZ İÇİN BURADA OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM"
Tutuklu Halit Taşkaya ise, "Rektör adaylığı sırasında farklı bir rektör adayına destek olduğumuz için burada olduğumu düşünüyorum. "Bylock" konusunda ise üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Film ve uygulamalar indirilirken uzantılı olarak Bylock inmiş olabilir. Bank Asya'daki hesabımla ilgili olarak da o dönem çalıştığım şirketin maaşları oraya yatırıyor olması üzerine bir banka hesabı açtım" diye konuştu.
AĞLAYARAK İŞKENCE GÖRDÜĞÜNÜ ANLATTI
Hasan Fehmi Erol da, ihraç olmadan önce İstanbul Üniversi'tesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okutman olarak görev yaptığını belirterek, soruşturma kapsamında Denizli'de ailesinin yanındayken gözaltına alındığını ve polis aracının bagajında kelepçeli bir şekilde İstanbul'a getirildiğini söyledi. İfadesi esnasında emniyette şiddete maruz kaldığını anlatırken ağlayan Hasan Fehmi Erol, "Psikolojik ve fiziki şiddet gördüm. Psikoloğa, psikiyatriste gittim. 'Yüksek kaygı bozukluğu var' dediler. Burada ağlamayacağıma dair söz verdim ama kendimi tutamıyorum özür dilerim" diyerek bir süre gözyaşı döktü. Emniyette kendisine örgüt 'abisi' olduğu yönünde suçlamalar yöneltildiğini ve polislerin sürekli birilerinin isimlerini söylemesini istediklerini analatan Erol, "Zaman zaman bilmediğim isimleri söyledim" diye konuştu. Darbeci bir askerin oğluna Kuleli askeri lisesi'ne giden oğluna özel ders verdiği yönündeki soruya ise, "Ek iş olarak özel ders veriyordum. El ilanları dağıttığım bir çok yer oldu. Söz konusu öğrenci de sınavlarına az bir zaman kala ders almak için bana ulaştı. Ancak o kişinin babasının annesini ne iş yaptığı konusunda bilgim olmadı"
"BİR DOLAR OĞLUMUN ASKERLİK KUTLAMASINDAN KALDI"
İhraç edilmeden önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde Biyokimya Bölümünde Profesör olarak görev yapan tutuklu sanık Ferah Armutçu da, yöneltilen suçlamalar arasında yer alan bir sosyal medya paylaşımının kendisine ait olmadığını, sosyal medya hesabının bulunmadığını söyledi. Evinde bulunan bir doların ise oğlunun askerlik kutlamasından kaldığını ve çocuğunun cüzdanında bulunmasına rağmen kendisine aitmiş gibi tutanak tutulduğunu iddia etti.
Duruşma diğer sanıkların savunmalarını yapmaları için yarına ertelendi.
22,5 YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEP EDİLDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Mehmet Şenay Baygın tarafından hazırlanan iddianamede, şüpheliler hakkında, "Silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek" ile "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından 7,5 yıldan 22,5 yıla kadar değişen oranlarda hapis cezası talep ediliyor.