Fetö'nün Yargı Yapılanmasının Ayrıntıları
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyunda "Kozmik Oda" olarak bilinen soruşturmayı yürüten eski Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili hakkında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak suçlamasıyla hazırlanan iddianamede, FETÖ'cülerin insanları "Üçlük: Cumaya giden", "Dörtlük: Beş vakit...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyunda "Kozmik Oda" olarak bilinen soruşturmayı yürüten eski Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili hakkında, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak suçlamasıyla hazırlanan iddianamede, FETÖ'cülerin insanları "Üçlük: Cumaya giden", "Dörtlük: Beş vakit namaz kılan, dost", "Beşlik: Cemaat mensubu", "Altılık: müntesip", "Yedilik: Sol görüşlü", "Yedi/A: Cemaate karşı olan Alevi" şeklinde sınıflandırdığı kaydedildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Ahmet Akça'nın, eski savcı Bilgili hakkında hazırladığı iddianamede, farklı davaların sanıkları arasında yer alan eski hakim ve savcıların ifadeleri doğrultusunda FETÖ'nün yargı yapılanmasına ilişkin tespitler aktarıldı.
İddianamede, devlet yönetimini ele geçirme ve örgüt ideolojisine uygun düzeni yerleştirme yönünde yıllar boyunca süren gizli kadrolaşmasıyla etkin hale gelen FETÖ'nün, yargı yapılanmasının en üstünde "yargı imamı" olarak adlandırılan bir ismin olduğu, örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile irtibatın bu isim üzerinden sağlandığı vurgulandı.
FETÖ'nün yargı imamlığını bir dönem "Ahmet Can" isimli bir avukatın yürüttüğü, bu görevin daha sonra örgüt içinde "Kartal" kod adıyla örgüt içerisinde tanınan Yargıtay Üyesi İlyas Şahin tarafından devralındığına işaret edilen iddianamede, son dönemde ise örgüt imamlığını "Faik" kod ismiyle kimliği tespit edilemeyen bir sivilin yürüttüğü belirtildi.
İddianamede ifadesine yer verilen FETÖ sanığı Recep Ünal, örgütün yargı yapılanmasında taşradaki mensuplarını kodladığı "Tl", "T2" ve "T3" şeklindeki gruplardan bahsederken son dönemlerde "T" yerine "Ertuğrul" ibaresini, sonraki kodlamaların da "Osman" ve "Orhan" şeklinde devam ettirilmiş olabileceğini bildirdi.
FETÖ'nün kendi mensupları dahil olmak üzere insanları numaralarla kategorize ettiğine dikkati çeken Ünal, deneme yanılma yoluyla öğrendiği kadarıyla sınıflandırma hakkında "Birlik veya ikilik diye bir kategori hakkında bilgim yoktur. 'Üçlük: Cumaya giden', 'Dörtlük: Beş vakit namaz kılan, dost', 'Beşlik: Cemaat mensubu', 'Altılık: müntesip', 'Yedilik: Sol görüşlü', 'Yedi/A: Cemaate karşı olan Alevi' kökenli kişiler." bilgisini verdi.
Gülen'in acil müdahale timleri
Ünal, örgüt içinde "ATM" olarak anılan birimle FETÖ mensuplarının evlerine bazen baskınlar yapılarak buradaki "zararlı" materyallerin kontrol edilip, temizlenmesinin sağlandığını, örgütsel kitapların belli bir sayının üzerinde olmaması, evde 2'den fazla seccade bulundurulmaması ve onun da yıpranmış olmaması, "hassas işlerle" uğraşan örgüt mensuplarının isim listesi gibi notların bulundurulmaması şeklinde tedbirler uygulandığını anlattı.
İddianamede, "ATM" görevlilerinin çok gizli olduğu, bilgisayar sistemleri, bilişim, dijital ve elektronik konularında üst düzey seviyede bilgiyle donatıldığı, örgüt üyelerinin tanımadığı ATM görevlilerinin bireysel hareket ettikleri ve doğrudan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'e bağlı oldukları ve bu kişilerin gerek görüldüğünde örgüt mensuplarının tayinlerinin çıkartılması veya cezalandırılması yönünde yetki kullanabildikleri aktarıldı.
Ayrıca iddianamede, FETÖ'nün iletişim ve talimat notlarını sohbet gruplarında küçük kağıtlara yazarak ilgilisine ulaştırdığı, bunları alan kişinin notu imha etmekle vazifelendirildiği belirtildi. Örgüt üyelerinin çeşitli amaçlarla oluşturduğu isim listelerini küçük kağıtlar halinde genelde cüzdanda taşıdığı, toplantı notlarının küçük İngilizce kitaplar arasına yazıldığı bildirilen iddianamede, özel veya mahrem birimleri yöneten yargı imamlarının bilgisayarlarını boş tutarak, bilgileri harici hafıza kartlarında tuttuğu ve bu kartların karmaşık şifrelerle korunduğu da anlatıldı.