Haberler

YÖK Başkanı Saraç, 2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı açılış töreninde konuştu

Güncelleme:
Abone Ol

YÖK Başkanı Saraç, 2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı açılış töreninde konuştu YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A.

YÖK Başkanı Saraç, 2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı açılış töreninde konuştu

YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç : "Son yıllardaki bu artış sürer ise beş yıl içinde öğretim üyelerinin açık ara kadınlardan oluştuğu bir yükseköğretim sistemi söz konusu olacaktır"

"Bu ay sonuna doğru yine üniversite akademik personel istihdamına yeni bir vizyon kazandıracak olan YÖK Kariyer-Liyakat Projesini hayata geçireceğiz. Liyakat sahibi nitelikli doktoralı gençlerimiz ile üniversitelerimizi ülkemizde ilk defa uygulanacak bir kurgu ile bir platformda eşleştireceğiz"

"Yeni YÖK olarak kurguladığımız sözel ve sayısal okuryazarlığı arayan, ezberciliği değil muhakeme ve analiz kabiliyetini öne çıkaran Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın her yıl bir önceki yıldan çok daha iyi sonuçlar ürettiği görülmektedir"

"Yükseköğretim Kurulu olarak, Mart 2020'den bu yana üniversite yönetimlerimiz ve diğer paydaşlarımızla birlikte birlikte aldığımız esnek kararlar ile, Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri çerçevesinde yükseköğretime ilişkin bütün süreçleri dinamik süreçler şeklinde yürütmekteyiz. YÖK olarak bu dönemde; sisteme kazandırdığımız hibrit/karma öğretim modelinin ve üniversitelerimizin bu dönemdeki olağanüstü çabalarının bugünün sorunlarını çözmekten daha da öte bir noktada yükseköğretimimize ve ülkemize kalıcı fayda sağlamasını hedeflemekteyiz"

"Elbette eğitim ve öğretimde esas olan; örgün, yani yüz yüze eğitimdir. Fakat bütün dünya gibi Türkiye de; yükseköğretimin durmaması, öğrenme ve öğretme sürecinin kesintiye uğramaması için imkanlardan yararlanmaktadır"

ANKARA - YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, "Yükseköğretim Kurulu olarak, Mart 2020'den bu yana üniversite yönetimlerimiz ve diğer paydaşlarımızla birlikte birlikte aldığımız esnek kararlar ile, Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri çerçevesinde yükseköğretime ilişkin bütün süreçleri dinamik süreçler şeklinde yürütmekteyiz. Bu dönemdeki olağanüstü çabalarının bugünün sorunlarını çözmekten daha da öte bir noktada yükseköğretimimize ve ülkemize kalıcı fayda sağlamasını hedeflemekteyiz" dedi.

Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), 2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'ni, Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle gerçekleştirdi.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı tarafından gerçekleştirilen müzik dinletisiyle başlayan törende konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, Akademik Yıl Açılış Töreni'nin son 4 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan himayelerinde yapıldığına dikkat çekti.

Koronavirüs tedbirleri kapsamında düzenlenen törenin son bölümünde, YÖK tarafından her yıl 'bireysel ve kurumsal' olmak üzere iki kategoride verilen 'YÖK Üstün Başarı Ödülleri', Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, ödülleri almaya hak kazanan akademisyenlere ve yükseköğretim kurumlarına verildi.

Dünya genelinde devam eden pandemi döneminde gerçekleştirilen törenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan himayesinde gerçekleştirilmesinin öneminden bahseden Saraç, bir ihtiyaç olarak dillendirilen üniversite çeşitliliği konusunu Türk yükseköğretim sistemine kazandırıldığını aktaradı.

Türk yükseköğretiminin yüz güldüren verilerinden bir tanesinin de kız öğrenci ve kadın bilim insanı sayısındaki artış olduğunu söyleyen Saraç, sayısal verileri de paylaştı. 2003 yılında kadın öğretim elemanı sayısının 28 bin 30 olarak toplam öğretim elemanı sayısının yüzde 38 olduğunu ileten Saraç, bu oranın bugün itibariyle 79 bin 495'e yükselerek yüzdelik dilimde yüzde 45'e ulaştığını aktardı. Saraç, konuya ilişkin olarak, "Bugünün araştırma görevlileri yarının öğretim üyeleri olacaktır. 2003'te 27 bin 380 araştırma görevlisinin yüzde 42'si kadın iken bugün bu oran yüzde 51'e ulaşmıştır. Araştırma görevlilerinin 26 bin küsuru kadın, 24 bini erkektir. Yani yarısından çoğu kadındır. Diğer bir ifade ile son yıllardaki bu artış sürer ise beş yıl içinde öğretim üyelerinin açık ara kadınlardan oluştuğu bir yükseköğretim sistemi sözkonusu olacaktır. Hukuk alanından bir örnek verelim. Hukuk alanında 2003 yılında yüzde 24 olan kadın öğretim üyesi oranı bugün yüzde 38'e sıçramıştır. Daha da dikkat çekici olanı ise hukuk fakültelerindeki araştırma görevlilerinin de şu an yarısından çoğunun, yüzde 52'sinin kadın olmasıdır. Bu araştırma görevlileri öğretim üyesi olduklarında, yani dört beş yıl sonra bütün akademide olduğu gibi hukuk fakültelerinde de kadın akademisyen sayısının erkeklerden fazla olacağı açıktır" ifadelerini kullandı.

'YÖK 100/2000 Doktora Projesi', 'Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi' gibi çalışmalardan bahseden Prof. Dr. Saraç, YÖK Gelecek Projesiyle ilgili heyecanını paylaşarak, "Bu proje kapsamında ülkemizin kalkınması için önemli disiplinlerarası alanlarda, araştırma görevlisi alımı başlatılmıştır. Bu kurgu yükseköğretim tarihimizde akademik personel istihdamında bir ilktir" ifadelerini kullandı.

Üniversite tarihinde bir ilk olarak Türkiye için belirlenen 18 kritik teknoloji alanında öğretim üyesi istihdamının da gerçekleştirildiğini hatırlatan Saraç, bu alanları ve çalışmalarını, "Yapay zeka, büyük veri, nesnelerin interneti, bulut bilişim, güneş enerjisi, motor teknolojileri, tarım ve hayvan biyoteknolojisi gibi alanlardır. Bu alanlara ilişkin olarak üniversitelerin yetkinlik haritaları çıkarıldı. Bu 18 alanda başarılı bulunan bölümlere sadece bu alt alanlarda kullanılmak üzere kadrolar tahsis edildi. Bu ay sonuna doğru yine üniversite akademik personel istihdamına yeni bir vizyon kazandıracak olan YÖK Kariyer-Liyakat Projesini hayata geçireceğiz. Liyakat sahibi nitelikli doktoralı gençlerimiz ile üniversitelerimizi ülkemizde ilk defa uygulanacak bir kurgu ile bir platformda eşleştireceğiz" şeklinde aktardı.

'YÖK Gelecek Projesi'nin de 'YÖK 100/2000 Projesi' gibi Türkiye projesi olduğuna dikkat çeken Saraç, Türkiye'nin bilim hayatına yön verecek bir proje olduğundan bahsetti.

2020-2021 öğretim yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın ek yerleştirmelerinin geçtiğimiz ay tamamlandığına dikkat çeken Saraç, "Yeni YÖK olarak kurguladığımız sözel ve sayısal okuryazarlığı arayan, ezberciliği değil muhakeme ve analiz kabiliyetini öne çıkaran Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın her yıl bir önceki yıldan çok daha iyi sonuçlar ürettiği görülmektedir. Yükseköğretim programlarının doluluklarında tüm kategorilerde ciddi bir iyileşmenin görüldüğü, son onbeş yılın en iyi sonuçlarını almaktayız. Şunu açık ve net bir şekilde ifade edebilirim. Artık boş kontenjan olgusunu yükseköğretim için bir sorun olmaktan çıkarmış bulunmaktayız" dedi.

Covid-19 salgınının, bütün dünyada yükseköğretimi, eğitim-öğretim sistemlerini derinden etkilediğine değinen Saraç, salgın döneminin öğrenme, öğretme ve iletişim yöntemlerini yeniden şekillendirdiğini söyledi. Saraç, "Dünyada neredeyse bütün üniversiteler, salgını takiben birkaç gün içinde yüz yüze eğitimden vazgeçip, dersleri çevirimiçi ortama aktarmak zorunda kaldılar. Bugünlerde de yüz yüze eğitime dönen pek çok üniversite görülen vakalar dolayısıyla tekrar online eğitime dönmektedirler. Yükseköğretim Kurulu olarak, Mart 2020'den bu yana üniversite yönetimlerimiz ve diğer paydaşlarımızla birlikte birlikte aldığımız esnek kararlar ile, Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri çerçevesinde yükseköğretime ilişkin bütün süreçleri dinamik süreçler şeklinde yürütmekteyiz. YÖK olarak bu dönemde; sisteme kazandırdığımız hibrit/karma öğretim modelinin ve üniversitelerimizin bu dönemdeki olağanüstü çabalarının bugünün sorunlarını çözmekten daha da öte bir noktada yükseköğretimimize ve ülkemize kalıcı fayda sağlamasını hedeflemekteyiz. Nitekim hibrit/karma öğretim modelini pandemi süreci ile sınırlı tutmadık" diye konuştu.

Yeni YÖK olarak, küresel salgından önce, 2019 yılında başlanan 'Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi'ni bu dönemde daha da geliştirerek, genişletildiğine dikkat çeken Saraç, "Çevirimiçi eğitimi, zor zamanlara has bir konu olarak değil bu pandemi döneminde bir buçuk yıl önce başlatmış olduğumuz 'Dijital Dönüşüm Projesi' kapsamında eğitimde bir sistem ve yöntem farklılaşması, paradigma değişikliğinin temel bir unsuru olarak ele almaktayız. Hepimizin takip ettiği gibi Türk Yükseköğretimi, pandemi sürecinde dijitalleşmede önemli bir aşama katetmiştir. Elbette ki gelişmeye açık yerleri vardır. Ama akademinin dijital dünyada elde ettiği birikim, yükseköğretimin geleceğini ve yönetimini ciddi olarak etkileyecek niteliktedir. Kalitesi yüksek bir eğitimin, kampüs dışındaki eğitim imkanlarıyla desteklenerek verilebilmesine dair önemli bir tecrübe birikimi oluşmuştur. Elbette eğitim ve öğretimde esas olan; örgün, yani yüz yüze eğitimdir. Fakat bütün dünya gibi Türkiye de; yükseköğretimin durmaması, öğrenme ve öğretme sürecinin kesintiye uğramaması için bu imkandan yararlanmaktadır" dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Yekta Saraç Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title