Fransız başörtülü gazeteci Lazzouni, ülkesindeki İslamofobi sorununu ve aldığı tehditleri anlattı (2)
Fransa'da Müslümanların haklarını savunmasıyla tanınan ve ölüm tehditleri alan başörtülü gazeteci Nadiya Lazzouni, ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısının özellikle Müslümanları hedef alarak toplumda görünmez yapmaya çalıştığını belirterek, "Başörtülü kadınların çocuklarını okula götürmesini,...
Fransa'da Müslümanların haklarını savunmasıyla tanınan ve ölüm tehditleri alan başörtülü gazeteci Nadiya Lazzouni, ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısının özellikle Müslümanları hedef alarak toplumda görünmez yapmaya çalıştığını belirterek, "Başörtülü kadınların çocuklarını okula götürmesini, spor yapmasını, plaja gitmesini engellemeye çalışan bir irade ayrılıkçılıkla mücadele adı altında ayrılıkçılık üretiyor." dedi.
Lazzouni, azınlık toplumların medyada daha fazla temsil edilmesine katkı sağlamayı hedefleyerek 2017'de internet üzerinden yayın yapan Speakup kanalını kurdu.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Lazzouni, hukuk mezunu ve avukat kökenli bir gazeteci olduğunu söyledi.
Geçen hafta aldığı mektupta, nefret söylemleri ve ölüm tehditlerinin yanı sıra Müslümanların hedefe konulduğunu dile getiren Lazzouni, "Mektupta, 'Çeneni kapat ve defol. (Başındaki) çaputun kalsın, daha iyi hedef alırız.', ' Fransa'yı tanımıyorsun ama Fransızları tanıyacaksın' gibi ifadeler vardı. Müslümanların çoğunlukla yaşadığı banliyölere yönelik tehditler yer alıyordu." diye konuştu.
Lazzouni, kendisini ve Fransa'daki tüm Müslümanları yok etme tehdidi savuran mektubu kamuoyuyla paylaştıktan sonra Elysee Sarayı'ndan telefonla arandığını ve güvenliği için adresini değiştirmesi tavsiyesinin iletildiğini belirterek, ayrıca mektupla ilgili soruşturma açıldığını, Neonazilerin hedefinde olabileceğinin söylendiğini aktardı.
Fransız makamlarından kendisine güvenli bir yer bulunması talebinde bulunduğunu dile getiren Nadiya Lazzouni, artık sürekli olarak takip edildiği korkusuyla sokağa çıktığını ifade etti.
"Siyasi irade ayrılıkçılıkla mücadele adı altında ayrılıkçılık üretiyor"
Fransa'nın bugün ciddi ikilemleri olduğunu ve siyasi iradenin, "topluma entegre olmaya" davet ettiği Müslümanları yasalarla ayrıştırmaya çalıştığının altını çizen Lazzouni, şu değerlendirmelerde bulundu:
" Fransa'da ayrılıkçılıkla mücadele (Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler) yasa tasarısı özellikle Müslümanları hedef alarak onları toplumda görünmez yapmaya çalışıyor. Başörtülü kadınların çocuklarını okula götürmesini, spor yapmasını, plaja gitmesini engellemeye çalışan bir irade ayrılıkçılıkla mücadele adı altında ayrılıkçılık üretiyor."
Gazeteci Nadiya Lazzouni, dünya ve Fransa, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle ciddi bir sağlık, sosyal ve ekonomik krizle mücadele ederken, ülkenin geçim sıkıntısıyla okulu bırakan, intihar eden öğrenciler gibi çok daha başka öncelikleri olması gerektiğini vurgulayarak, "Kovid-19'dan ölüyoruz ama sürekli İslam ve Müslümanlardan bahsediyoruz." dedi.
Salgın kısıtlamaları nedeniyle okul gezisi olmadığı bir dönemde, başörtülü ebeveynleri çocuklarından koparan bu yasa tasarısının öncelenmesinin garipliğine işaret eden Lazzouni, hükümetin yetersizliğini gizlemek için halkın dikkatini başka yöne çekmeye çalıştığını söyledi.
Lazzouni, kendisinin böyle bir ortamda Müslüman gazeteci olarak daha kapsayıcı toplum arzusuyla sosyal meseleleri, halkı ayıran değil birleştiren şeyleri konu edindiğini dile getirdi.
Bakan, tehditleri "İslamofobik" olarak nitelemekten kaçındı
Genç gazeteci, ölüm tehdidi aldıktan sonra Vatandaş İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa'nın "hiçbir tartışmalı görüş ırkçı ve cinsiyetçi saldırıları meşru kılamaz" şeklindeki açıklamasını hatırlatarak, "Tartışmalı derken neden bahsediyor? Bir vatandaş ve gazeteci olarak ben sakince işimi yaparak ulusal birlik için çalışırken, onlar bölmek için çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Schiappa'nın kendisini desteklediği yönündeki yorumlara katılmadığını vurgulayan Lazzouni, Bakan'ın saldırıları sadece "ırkçı ve cinsiyetçi" olarak tanımladığına, İslamofobik olduğunu söylemekten kaçındığına dikkati çekti.
Müslümanlara tehditlerden, siyasiler ve medya sorumlu
Gazeteci Lazzouni, medyanın sürekli Müslümanları sorunmuş gibi sunan siyasi söylemleri başat yapmasının, konuyla hiçbir ilgisi bulunmayan insanların bile İslam'ı tehdit olarak algılamasına yol açtığına işaret ederek, "Bunda hem siyasilerin hem de medyanın sorumluluğu var. İnsanlar tehdit olarak gördükleri şeyleri yok etmek istiyor." diye konuştu.
Müslümanlara, başörtülü kadınlara yönelik birçok saldırının medyada yer bulmadığını dile getiren Lazzouni, Senatonun ayrılıkçılıkla mücadele yasa tasarısını ilk oylamada kabul ettiğini anımsattı.
Lazzouni, Senatoda yapılan değişikliklerin bir kez daha Ulusal Mecliste tartışılacağını aktararak, şu değerlendirmede bulundu:
"Yasa tasarısına eklenen yasaklar, yapılan değişiklikler bir daha Ulusal Mecliste tartışılacak. Yani parlamentonun iki kanadı arasında gidip gelecek bu yasa. Bu durum sadece bir güç gösterisi, bize 'Bu şekilde istenmiyorsunuz.' mesajı veriliyor. Bu yasakların anayasaya uygunluğu tartışılır. Buna Anayasa Konseyi karar verecek. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) normları ile insan hakları sözleşmelerine uygunluğu da şüpheli."
Hedef İslamcılıktan Müslümanlara kaydı
Yasa tasarısına dair tartışmaların en başında "İslamcı ayrılıkçılık" ifadeleri kullanıldığını hatırlatan genç gazeteci, "Müslümanlardan bahsediliyor. Bu çok tehlikeli bir anlam kayması." dedi.
Nadiya Lazzouni, tasarının belli bir dini grubun davranışlarını yasaklayarak "ayrımcı yasa" haline geldiğini vurguladı.
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Fransa İslam Konseyinden bir imamlar tüzüğü oluşturması istediğini anımsatan Lazzouni, bunun laiklik yasasına aykırı olduğuna dikkati çekti.
Lazzouni, "Fransa İslamı Prensipler Tüzüğü" adıyla oluşturulan bu tüzükte Müslümanları ikna etmek için Kur'an ayetlerinin paylaşılmasının büyük bir çelişki olduğuna işaret ederek, "Bu çok çılgınca ve bence artık sadece Müslümanlar değil tüm Fransa halkı bu tartışmalardan bıktı." dedi.