Galatasaray'daki Skandala Tepkiler Sürüyor
Galatasaray Kulübü Disiplin Kurulu Raportörü Can Baydarol, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'yla (FETÖ/PDY) ilişkisi olan kulüp üyeleri Hakan Şükür ve Arif Erdem'in genel kurulda ihraç edilmemesinin hukuka uygun olmadığını söyledi.
Galatasaray Kulübü Disiplin Kurulu Raportörü Can Baydarol, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'yla (FETÖ/PDY) ilişkisi olan kulüp üyeleri Hakan Şükür ve Arif Erdem'in genel kurulda ihraç edilmemesinin hukuka uygun olmadığını söyledi.
AA muhabirine açıklamada bulunan Baydarol, genel kurulda FETÖ/PDY ile ilişkisi olan üyelerden Zekeriya Öz, Hüseyin Avni Mutlu, Şahabettin Harput, İsmail Demiriz ve Hazim Sesli'nin ihraç edildiğini hatırlatarak, "Aynı gerekçelerle 5 kişiyi ihraç edip, 2 kişiyi içeride bırakmak hukuken pek uygun değil." dedi.
Hukukun herkes için aynı şekilde uygulanması gerektiğini aktaran Baydarol, şunları kaydetti:
"O iyi futbolcu, bu kötü bir futbolcu diye farklı kararlar olmaz. Tüzüğümüze göre tek tek yapılır, usul yönünden bir sıkıntı yok ama kararda sıkıntı var. Konuşmaların çok uzatılması ve toplantının uzun sürmesiyle genel kurul aleyhte karar verenlerin eline geçmiştir. Bunu da bir taktik olarak uyguladılar. Uzun konuşmalarla gündemi işgal edip, genel kurulu ele geçirme operasyonu yaptılar. Organize bir şekilde yapılıp yapılmadığını bilmiyorum ama sosyal medyada bu şekilde bir hareketlilik vardı. Alınan karar kabul edilemez."
Can Baydarol, oylama öncesi üyeler Burçin Çiçek ve Kadir Çetinçalı'nın firari FETÖ sanıkları Hakan Şükür ve Arif Erdem lehine yaptıkları konuşmanın da bazı üyelerin kararını etkilediğini savundu.
Arslan: "Olayın bu noktaya getirilmemesi lazımdı"
Galatasaray Kulübünün duayen üyelerinden, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) hakimi hukukçu Türker Arslan, Hakan Şükür ve Arif Erdem'in genel kurulda ihraç edilmemesinin kendisini üzdüğünü ifade etti.
Arslan, ihraçların genel kurula gelmeden de yapılabileceğini aktararak, "Olayın bu noktaya getirilmemesi lazımdı. Terör örgütü ilişkisi kesinleşmiş üyelerle alakalı tartışma açılmasına gerek bile yoktu. Bu konu ortaya gelmeden çözülebilirdi. Böyle bir oylama ve sonuç, yönetim kurulunu da sıkıntıya sokmuştur." diye konuştu.
Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulunun Hakan Şükür ve Arif Erdem'i ihraç ederek durumu düzelttiğini kaydeden Arslan, "Galatasaray Kulübünün böyle olaylarda toleranslı bir bakışı dahi söz konusu olmaz. Galatasaray, ülkesini seven, bayrağına ve Atatürk'e bağlı insanlar topluluğudur. Kamuoyunun bu hususu değerlendirmesi ve Galatasaray'ın bu gibi olaylarla ilgili olmadığının bilinmesi gerekir. Genel kuruldaki oylama ve sonucu beni üzmüştür. Neyse ki yönetim kurulu gerekeni yaparak yanlışı düzeltmiştir." ifadelerini kullandı.
Türker Arslan, aidat ödememe gerekçesiyle ihraç edilen Şükür ve Erdem'in yeniden üyeliğe dönemeyeceklerini belirterek, "Sadece aidattan dolayı ihraç etmediler. FETÖ mensubu olmaktan da çıkarttılar diye düşünüyorum. Bugüne kadar uygulaması yok ama dönüşleri mümkün değil." açıklamasında bulundu.
Genel kurulda firari FETÖ sanıkları lehine konuşma yapan üyeler Kadir Çetinçalı ile Burçin Çiçek'in açıklamalarına da değinen Arslan, "Konuşmalar tabii ki bir takım insanları etkilemiş olabilir. Yanlış bir konuşmaydı." şeklinde görüş belirtti.
Tanburacı: "Bu iş yanlış intikal ettirildi"
Galatasaray Kulübü kongre üyesi ve gazeteci Osman Tanburacı ise Hakan Şükür ve Arif Erdem'in genel kurula götürülmeden de üyelikten ihraç edilebileceklerini savundu.
Genel kurulda olduğunu ve oylamalara katıldığını aktaran Tanburacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zaman tüketildiği için birçok üye salonu terk etti. Kalan az sayıda üyeyle bu oylama yapıldı. Galatasaray tüzüğü iyi uygulanmadı. Hakan Şükür ve Arif Erdem olayların tarafı oldukları için disiplin kurulu bunların ihraç edilmesini gerek gördü ve yönetim de onayladı. Tekrar genel kurula gönderilmeye gerek yoktu. Bu iş yanlış intikal ettirildi. Genel kurula sorulmasına gerek yoktu. Zaten Galatasaray Kulübü vatanına sahip çıkarak bunları üyelikten çıkardı. Bunun aidatla alakası yok."
Tanburacı, firari FETÖ sanıkları Hakan Şükür ve Arif Erdem ile ilgili oylama sonrasında salonda İzmir Marşı'nın okunmasıyla ilgili olarak ise "İzmir Marşı'nı okumak vatanına sahip çıkmak demektir. Vatanına sahip çıkmak Hakan Şükür'e sahip çıkmak mıdır? Burada bir kargaşa oluşturulmak istendi." değerlendirmesinde bulundu.
Burçin Çiçek ve Kadir Çetinçalı'nın konuşmaları
Galatasaray Kulübünün genel kurulunda üyeler Burçin Çiçek ve Kadir Çetinçalı, yaptıkları konuşmalarda firari FETÖ sanıkları Hakan Şükür ve Arif Erdem'in üyelikten atılmamasını savunmuştu.
Burçin Çiçek, genel kurulda yaptığı konuşmada, "Biz şimdi henüz hüküm görmemiş, hüküm giymemiş bazı insanlar için burada oylama yapacağız. Bizim siyasetin içerisinde işimiz yok. Burada taraf olamayız, olmamalıyız eğer kendileri mahkemeden bir ceza alırlarsa, bir hüküm giyerlerse otomatik olarak bu sorun zaten çözülür. Velev ki yarın böyle bir olayın olmadığı ortaya çıktı, hüküm giymediler, bunların hepsinin bir senaryo olduğu sonucuna varıldı. Bu konuyla ilgili Galatasaray Spor Kulübü olarak hüküm vermiş olacağız. Biz mahkeme değiliz." ifadelerini kullanmıştı.
Kadir Çetinçalı ise şunları kaydetmişti:
"Bu kulüp laik cumhuriyeti savunan insanların çoğunlukta, ağırlıkta olduğu bir kulüptür. Kimse Galatasaray'ı yirmili yaşlarının başında bir cemaate takıldı diye, 2-3 futbolcusu gitti diye suçlayamaz, yönlendiremez. Yargıladığımız, kulüpten üyelikten atmak istediğimiz Hakan Şükür, Metin Oktay'dan sonra bu kulübün belki de en büyük sporcu efsanesidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değerlendirmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili dün katıldığı televizyon programında yaptığı değerlendirmede, "Doğrusu Galatasaray yönetiminin aldığı kararın aidata bağlı olarak alınmasını ben hafif buluyorum. Bunların aidat, artı FETÖ bağlantısıdır. En kötü ihtimalle bunlar nerede yargılanıyor, yargılandığı yerden Galatasaray yönetimi bunlarla ilgili bilgi ister ve o bilgi üzerinden kararını verir ve bu çok daha asil bir duruş olurdu. Şu andaki bana göre süreci geçiştirme anlamında olmuştur." demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki olayın sadece aidata dayalı bir olay olarak değerlendirilmesinin kendisine çok hafif geldiğini dile getirerek, şunları kaydetmişti:
"Niye çok hafif gelir? Çünkü bu kişiler şu anda Türkiye'den kaçmış mıdır? Kaçmıştır. Niye kaçmıştır? demek ki FETÖ ile iltisaklı ilişkili oldukları belgeler var ve bu belgelerin olduğunu bildikleri için de bunlar hemen Türkiye'den kaçma yolunu uygun bulmuşlar. Bundan daha güzel delil olur mu? Eğer suçlu değilsen kaçma. Böyle bir zan varsa dur, yargılan. Nitekim burada olanlar var şu anda. Yargılanırsın, mahkeme kararını verir eğer hüküm verirse girersin, yatarsın, aslanlar gibi ondan sonra da çıkarsın burası senin vatanın. Ama bunlar Türkiyeyi vatan olarak telaki etmeyenler ki birçok bunların haklarında konuşulanlar var. Bunları benim konuşmam doğru olmaz. Dolayısıyla bunlar var ki bunlar kaçıp gitmişler. Doğrusu Galatasaray yönetiminin aldığı kararın, aidata bağlı olarak alınmasını ben hafif buluyorum. Bunların aidat, artı FETÖ bağlantısıdır. En kötü ihtimalle bunlar nerede yargılanıyor, yargılandığı yerden Galatasaray yönetimi bunlarla ilgili bilgi ister ve o bilgi üzerinden kararını verir ve bu çok daha asil bir duruş olurdu. Şu andaki bana göre süreci geçiştirme anlamında olmuştur. Tabii orada salonda olan şeyler filan onlar da ayrıca çirkin yaklaşımlardır. Temenni ederim ki Galatasaray yönetimi, bu eksik kalan kısmını da bu işin geçiştirmiş olur. Çünkü bunların duruşları maalesef bu iki kişinin duruşları yeni değil. bunların daha da farklı şeyleri var. Nitekim o atılan 5 kişinin 5'i de şu anda içeride."
Firari FETÖ'cüler Hakan Şükür ve Arif Erdem
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sosyal paylaşım sitesi "Twitter" üzerinden hakarette bulunduğu iddiasıyla eski milletvekili ve milli futbolcu Hakan Şükür hakkında "cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 4 yıl hapis istemiyle dava açılmıştı. Duruşmalara "ABD'ye kaçtığı" belirtilen Hakan Şükür katılmamıştı.
Hakan Şükür, AK Parti'den 16 Aralık 2013'te istifa ettiğini açıkladı. İstifasıyla ilgili yazılı açıklama yapan Şükür, "Ben yirmi seneden fazla bir süredir hizmet hareketini ve Muhterem Hocaefendi'yi tanıyor ve seviyorum" ifadelerini kullandığı açıklamasında, şunları kaydetmişti:
"Açıklayacağım bu karardan sonra şahsıma yönelik bir kısım karalama kampanyalarının da başlayacağını biliyorum. Sporculuk hayatımdan beri, benzerlerini defalarca yaşadığım bu duruma alışkınım. Daha 2002 yılında merhum Mehmet Ali Birand'a 32. Gün programında Hocaefendi'yi sevdiğimi söylemiş ve bunun bir suç olduğu algısını oluşturmak için DGM'de ifadeye çağrılmıştım. İfademde de söylediğimi inkar etmeden aynı duygularımı belirtmiştim. Bugün de düşüncemde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bu duygularla açıklamama son verirken büyük umutlarla girdiğim AK Parti'den üzülerek istifa ettiğimi, milletin vekili sıfatıyla siyasi hayatıma bağımsız olarak devam edeceğimi bildiriyorum."
Şükür, istifasının ardından 2014 Ocak ayının başında ABD'ye gitti. Türk Hava Yolları'na ait bir uçakla New York'a uçan Şükür, ABD ziyareti ile ilgili sorulan soruya gülümseyerek, "Seyahat" şeklinde yanıt verdi.
Hakan Şükür, Twitter'dan yayımladığı mesajında ise "Fırsatım olursa sevdiğim insanları da ziyaret edeceğim" ifadelerini kullanmıştı.?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün "futbol yapılanması"na yönelik açılan davanın firari sanıklarından Arif Erdem, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurt dışına kaçtığı belirlenmişti. Erdem'in, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.