Gazetecilere Özgürlük Platformu'nda Devir-Teslim...
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, 24 Basın Meslek Örgütünün Üye Olduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu?nun Dönem Başkanlığını Oktay Ekşi?den Devraldı.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, 24 basın meslek örgütünün üye olduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu?nun dönem başkanlığını Oktay Ekşi?den devraldı.
Oktay Ekşi, İstanbul'da 3 Mayıs'ta ilk defa "Basın Özgürlüğü Kongresi" düzenleneceğini bildirdi.
Ekşi:
"Basın tarihimizde bir ilk olan bu kongre, medyamızın özgürleşme yönündeki talepleri somutlaştırarak ve alınan kararlar kamuoyu ile ilgililere, özellikle siyasi partilere duyurulacak"
"İfade özgürlüğünün toplum için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu ifade eden ve sesini kamuoyuna duyurmak isteyen herkesin kullanımına açık olan bir 'İfade Özgürlüğü Anıtı' yapılmasına karar verildi"
Sertel:
"Gazetecilerin sorunlarının asıl çözümü, gazetecilerin bütünlüklü ve birlikte hareket etmesinden geçmektedir"
?
Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Dönem Başkanı Oktay Ekşi ve üye kuruluş temsilcileri Basın Konseyi'nde basın toplantısı düzenleyerek, platformun bugüne kadarki faaliyetlerini ve geleceğe yönelik planlarını anlattı. Toplantıda platformun Dönem Başkanlığı'nı Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel'e devreden Ekşi, basın toplantısına gelen gazetecilere, "Siz burada sadece 'gazeteci' sıfatınızla değil, aynı zamanda potansiyel 'ifade özgürlüğü mağdurları olarak bulunuyorsunuz. Bir başka deyişler Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun başarısı sizi özgürleştirecek, sahipsiz kalması ve başarısızlığa uğraması, sizin de parmaklıklar ardına atılmanız ihtimalini güçlendirecek" dedi.
HEM 'HUKUK' HEM DE 'EYLEM' KOMİTESİ KURULDU
Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun 25 Ağustos 2010 tarihinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ndeki (TGC) bir toplantı sonucu 13 meslek kuruluşu tarafından alınan kararla oluşturulduğunu anlatan Ekşi şunları söyledi:
"Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun dönem başkalığı 2 ayda bir yeni bir meslek kuruluşuna geçiyor. İlk dönemde yani 24 Eylül 2010 tarihinde Gazetecilere Özgürlük Platformu üyesi kuruluşların ülkemizdeki iletişim özgürlüğü ile ilgili görüşlerini ifade eden bir açıklama yayımlandı. Burada özellikle iletişim özgürlüğünün yaşanan son olaylarla, eskisinden daha ağır bir baskı dönemine girdiği ifade edildikten sonra Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 26 Şubat 2010 tarihinde 'Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Parasını sen veriyorsun, yazarına sahip çık, yazdırma gönder' şeklindeki sözlerinde somutlaşan anlayışın egemen olduğu bir sürece girdiği vurgulandı. Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun 25 Ağustos 2010 tarihli ilk toplantısında bir 'Hukuk', bir de 'Eylem' komitesi kurulmuştu. Hukuk Komitesi, medyamızı ilgilendiren yasalardan hangilerinde ne gibi değişiklikler yapılması gerektiği konusu üzerinde çalışacaktı. Medyamızın içinde bulunduğu durum, bilindiği gibi artık demokratik sistemi benimsemiş tüm ülkelerde endişe konusu oldu"
GAZETECİLERİN SORUNLARI, HAZIRLANAN İNGİLİZCE RAPORLA YURTDIŞINDAKİ KURUM VE KİŞİLERE GÖNDERİLECEK
Ekşi, Paris'te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından ülkelerdeki basın özgürlüğü üzerine yayımlanan listede Türkiye'nin 178 ülke içinde 138'inci sırada yer aldığını aktararak, "Önceki yıllarda da durumumuz iyi değildi. Ama hiç değilse, 138'inci değil, 98'inci sırada idik. Bu durum bizi demokrasi ilerledikçe, basını daha az özgür olan tek ülke konumuna getirdi. Nitekim bazılarının durumu daha ayrıntılı incelenmeyi gerektirmekle birlikte biliyoruz ki, Eylül 2010 sonu itibariyle 44'ü tutuklu, 6'sı hükümlü olmak üzere 50 basın emekçisi hapiste bulunuyor" dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) tespitine göre, medya kuruluşları ve gazeteciler hakkında açılmış bin 200 dava bulunduğunu bildiren Ekşi, "Artık sonuna geldiğimiz 2010 yılı içinde durumumuzun bize nasıl göründüğünü özetlemeye çalıştım. Ama Gazetecilere Özgürlük Platformu adına bu konuyu Basın Enstitüsü Derneği Genel Sekreteri Sayın Yurdanur Atadan'ın incelediğini ve ekleriyle birlikte 18 sayfalık İngilizce bir rapor hazırladığını belirtmek isterim. Bu rapor, üye kuruluşların görüşleri alındıktan sonra kamuoyuna sunulacak. Ayrıca başta Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi üyesi ülkeler olmak üzere gelişmiş demokrasilerin tüm etkili kurum ve kişilerine gönderilecek" diye konuştu.
GAZETECİLERİN YARGILANDIKLARI HER DAVA İZLENECEK
Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun "Eylem Komitesi"nin faaliyetini de anlatan Ekşi, "İfade özgürlüğü mağduru gazeteci ve yazarların sembolü haline geldiklerini dikkate alarak, Silivri Cezaevi'ndeki meslektaşlarımızı ve haklarında dava açılan meslektaşlarımızın duruşmalarını izleme kararı aldı. Bu bağlamda yazar Rıza Zelyut, yazar Ragıp Zarakolu, gazeteci Füsun Erdoğan, gazeteci Hakan Tahmaz, gazeteci Nedim Şener hakkındaki dava duruşmaları ile 11 Kasım 2010 günü Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan'ın duruşmaları, 12 Kasım 2010 günü İsmail Beşikçi'nin, 23 Kasım 2010 günü Filiz Koçali'nin, 30 Aralık 2010 günü de Diyarbakır'da yargılanmakta olan Gurbet Çakar'ın duruşmaları Gazetecilere Özgürlük Platformu adına izlendi" dedi.
İLK BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONGRESİ VE İLK İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ANITI
Ekşi, platformun gerçekleştirdiği diğer etkinliklere de değinerek, şunları dile getirdi: "4 Kasım 2010 tarhili Gazetecilere Özgürlük Platformu Başkanlar Toplantısı'na götürdüğümüz iki önemli öneri kabul edildi. Böylece, Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından 'Basın Özgürlüğü Günü' olarak kabul edilen 3 Mayıs 2011 günü, gazeteci sıfatını taşıyan ve bunu belgeleyen her gazetecinin katılımına açık bir 'Basın Özgürlüğü Kongresi'nin İstanbul'da toplanması ve bu amaçla kurulan Çalışma Grubu'nda Ercan İpekçi, Ferai Tınç, Doğan Tılıç, Sibel Güneş, Özlem Doğaner, Tarık Hatipoğlu, Nurşen Tekin ve Oktay Huduti'nin görev alması kararlaştırıldı. Basın tarihimizde bir ilk olan bu kongre, medyamızın özgürleşme yönündeki talepleri somutlaştırarak ve alınan kararlar kamuoyu ile ilgililere, özellikle siyasi partilere duyurulacak. İfade özgürlüğünün toplum için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu ifade eden ve sesini kamuoyuna duyurmak isteyen herkesin kullanımına açık olan bir 'İfade Özgürlüğü Anıtı' yapılmasına karar verildi. Anıtın, Maçka'daki Demokrasi ve Özgürlük Parkı içinde olmasına ve mümkünse 15 Ocak 2011'de açılmasına karar verildi."
"ÖZGÜRLÜK" İSTEYEN BİZ GAZETECİLER KENDİ ÖZGÜRLÜKLERİMİZ KONUSUNDA NE KADAR DUYARSIZIZ
Türkiye'deki tüm Gazeteciler Cemiyetleri'ne kendi yörelerindeki gazetecilerden veya üyeleri arasından haklarında dava açılmış veya tutuklu bulunanları kendilerine bildirmelerini rica ettiklerini söyleyen Ekşi, ancak bu isteğin 121 cemiyete gönderilmiş olmasına rağmen kendileriene sadece birkaç cemiyetin geri döndüğünü aktardı. Ekşi, "Bunu 'özgürlük' isteyen biz gazetecilerin aslında kendi özgürlükleri konusunda ne kadar duyarsız olduğunu belirtmek için söylüyorum" dedi.
DAVASI OLAN GAZETECİLER ARASINDA AYIRIM YOK
Gazetecilerin sendikalaşmasına ilişkin sorulan soru üzerine Ekşi, "Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun bu dakikaya kadar gündemine aldığı bir konu olduğunu söyleyemem" dedi. Bir gazetecinin platform dahilinde oluşturulan Eylem Komiesi'nin Mehmet Baransu, Şamil Tayyar gibi isimlerin davalarını neden takip etmediğini sorması üzerine ise Ekşi, takip edilen davalar arasında bir ayırım olmadığını vurgulayarak, sadece metinde verilen örnekler arasında isimlerinin bulunmadığını söyledi.
DESTEK İÇİN MESLEKTAŞLARA ÇAĞRI
Atilla Sertel de, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'ın 17 Ocak'ta görülecek davaları için tüm gazetecilere çağrıda bulunarak, Balbay ve Özkan'a destek amacıyla duruşmada bulunmalarını istedi. Sertel, "Gazetecilerin sorunlarının asıl çözümü, gazetecilerin bütünlüklü ve birlikte hareket etmesinden geçmektedir" dedi.