Gazetecilerin Yargılandığı Davada Dinlenen Gizli Tanık, "Bu Faaliyetlerde Devlet Adına mı Bulundun" Sorusuna "Evet" Yanıtını Verdi
Mezopotamya Ajansı ve JinNews’te çalışan, dokuzu bir süre tutuklu olarak yargılandıktan sonra tahliye edilen 11 gazeteci hakkındaki yargılama, bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti. Duruşmada, bir “gizli tanığın” gazeteciler aleyhindeki beyanları, SEGBİS aracılığıyla dinlendi. Gazetecilerin avukatlarının “Bu faaliyetlerde devlet adına mı bulundun?” sorusuna “gizli tanık”, “evet” yanıtını verdi. “Gizli tanık”, avukatların “Kamu görevlisi misin” sorusu karşısında ise “hayır” dedi.
Mezopotamya Ajansı ve JinNews'te çalışan, dokuzu bir süre tutuklu olarak yargılandıktan sonra tahliye edilen 11 gazeteci hakkındaki yargılama, bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti. Duruşmada, bir "gizli tanığın" gazeteciler aleyhindeki beyanları, SEGBİS aracılığıyla dinlendi. Gazetecilerin avukatlarının "Bu faaliyetlerde devlet adına mı bulundun?" sorusuna "gizli tanık", "evet" yanıtını verdi. "Gizli tanık", avukatların "Kamu görevlisi misin" sorusu karşısında ise "hayır" dedi.
Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, ajans muhabirleri Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Selman Gözelyuz ve Zemo Ağgöz, JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ile bir süre ajansın Ankara bürosunda stajyer olarak çalışan Mehmet Günhan hakkında, "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlaması ile açılan davanın ikinci duruşması, bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.
Yargılamanın 16 Mayıs'ta yapılan ilk duruşmasında tutuklu dokuz gazeteci hakkında tahliye kararı verilmişti.
İkinci duruşmaya Ağgöz, Nazlım, Gözelyuz, Yalçın ve Günhan katıldı. Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) de duruşmayı takip etti.
Duruşma, kimlik tespiti ve dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başladı. İlk olarak söz alan sanık Zemo Ağgöz, "Gazeteciliğimiz bomboş iddialarla kriminalize edilmek isteniyor. Bize yöneltilen suçlamalar MA'dan çalışmamızdan dolayı. Sizin de başkanlığınızı yaptığınız davalar dahil adliyede birçok dava takip ettim. O haberlerde yazdığımız her şey kayıtlarda da yer alan bilgilerdir. Dedeoğulları Davası'na dair yaptığımız haberler dahi suçlama konusu yapılmış durumda" dedi.
Ablasıyla yaptığı telefon görüşmelerin suçlama konusu yapıldığına dikkati çeken Ağgöz, bu durumun suç vasfı taşımadığını söyledi. MASAK raporlarında yer alan para alışverişinin "hayatın olağan akışında" olduğunu vurgulayan Ağgöz, "Haber yaptım, bunun parasını aldım. Almayayım mı?" diye konuştu.
"BEBEĞİMİ EMZİREMEDİM"
Ağgöz, tanık beyanlarına işaret ederek, "İçi boş iddialar yüzünden gazeteciliğimiz ve çalıştığımız ajans sorgulanıyor. Bu iddialar nedeniyle 45 günlük bebeğimi emziremedim. Bu asılsız iddialar nedeniyle 10 aylık bebeğim ile birlikte buraya gelmek zorunda kaldım" diye konuştu. Ağgöz, hakkındaki adli kontrol şartının kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmayı istedi.
Duruşmada bir "gizli tanığın" beyanları, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla alındı. SEGBİS ekranında yüzü blurlanan ve ses tonu değiştirilen gizli tanık savcılık sorgusunda verdiği ifadeyi tekrarladı. "Gizli tanık", gazeteci Habibe Eren hakkında "Net bir bilgiye sahip olmadığını" belirterek, "Örgüt üyesi olduğunu düşünüyorum" dedi. Ardından gizli tanığın savcılık sorgusundaki ifadeleri okundu.
Sanık avukatları "gizli tanığın" ifadelerini ilk defa duyduklarını belirtti. Gazeteciler hakkındaki "bilgileri" MA'da çalıştığı için elde ettiğini iddia eden "gizli tanık", "İfadelerim, MA'da çalışan herkesin bileceği şeyler" dedi. Gizli tanık, mahkeme başkanının, "MA'da ne kadar süre çalıştın" sorusunu ise yanıtsız bıraktı.
Daha sonra gazeteci Diren Yurtsever'in avukatı Özgür Erol konuştu. Erol, "Okuduğunuz ifadeyi ilk kez dinledik" dedi. Erol, gizli tanığa, "İfadeyi hangi tarihte verdiniz" diye sordu. Gizli tanık "Hatırlamıyorum" dedi. Gizli tanık, "Bu ifadeyi hakkınızda yürütülen bir soruşturmaya binaen mi verildi" sorusuna "Hayır" cevabını verdi.
Erol, "İfadede bu hususları herkes bilir' dediniz. Bu kadar örgütsel olan faaliyetleri herkesin bilmesi doğal mıdır" diye sordu. Gizli tanık, "Doğaldır" cevabını verdi. Erol'un Dicle Fırat Gazeteciler Derneği'nin (DFG) "örgüt talimatıyla" kurulduğuna dair somut bilgisini sorduğu gizli tanık, somut bilgisinin olmadığını ve duyuma dayandırdığını söyledi.
GİZLİ TANIK "BU FAALİYETLERDE DEVLET ADINA MI BULUNDUN" SORUSUNA "EVET" YANITINI VERDİ
Avukat Erol, daha sonra "Bu faaliyetlerde devlet adına mı bulundun?" diye sordu. Gizli tanığın yanıtı ise, "evet" oldu. Gizli tanık, "Kamu görevlisi misin" sorusunu ise, "Hayır" şeklinde yanıtladı.
ÇELİK: KİMSEDEN TALİMAT ALMADIK
MA İmtiyaz Sahibi gazeteci Ferhat Çelik, SEGBİS aracılığıyla tanık olarak dinlendi. Ajansa başlayan gazetecilere sözleşme imzaladıklarını belirten Çelik, yargılanan birçok gazetecinin ise ajansı devralmadan önce işe başladığını belirtti. Görevlendirmelerin "örgüt talimatıyla" yapıldığı iddiasını yalanlayan Çelik, "Bizim bir haber merkezimiz var. Doğal olarak muhabirlere de ihtiyaç doğrultusunda danışırız. Urfa'da ihtiyacımız olduğu için Emrullah'ı da oraya gönderdik. Kimseden talimat almadık" dedi. Mahkeme başkanı, "Neden hep bir minvalde haber yapıyorsunuz" diye sordu. Çelik, hak odaklı bir habercilik yaptıklarını söyledi.
"MANİSA'DA BİR DAVADA İNSANLARIN DÜĞÜNLERDE ALTIN TAKMASINI ÖRGÜT BAĞLANTISI ÜZERİNDE KURMUŞLARDI"
Gazeteci Günhan, tanık beyanlarına dair konuştu. Günhan, "Manisa'da bir davada insanların düğünlerde altın takmasını örgüt bağlantısı üzerinde kurmuşlardı. Yapılan her şey örgüt talimatıyla yapılmış gibi gösteriliyor. Türkiye'de insanların iradesi yokmuş gibi bir durum var. Bugün de basın için benzer bir durum söz konusu. Herhangi bir örgütsel çalışmaya rastlamadım. Tanık ifadesinde okunan şeylerin yüzde birini bile bilmiyorum" dedi.
Mahkeme başkanı, "Tıp fakültesini 12 yılda bitirememişsin. Bu durum hayatın olağan akışına aykırı değil mi?" diye sordu. Günhan, "Ben 12 yıllık sürede sadece 6 ay basın faaliyeti yürüttüm. Geri kalan zamanlarda tarlada bile çalıştım. Bu durumu nasıl bağdaştırabilirsiniz" yanıtı verdi.
Avukatlar, aleyhte hususları kabul etmediklerini dile getirerek, sonraki aşamalarda ayrıntılı beyan vereceklerini aktardı. Avukat Hülya Yıldırım, tüm gazetecilerin duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme, kısa bir aranın ardından ara kararını açıkladı. Mahkeme, adli kontrol şartının devamına, dijital materyallerin iade edilmesine dair talebin ise reddine karar verdi. Ayrıca Özgür Baran ve Hüseyin Dorudeniz'in tanık olarak dinlenilmesine karar verildi. Duruşma 26 Ekim 2023 tarihine ertelendi.