Geliştirdiği 'Dijitanaliz' tekniği ile çocuklardaki dijital bağımlılığı tespit ediyor
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, kendi geliştirdiği 'Dijitanaliz' tekniği ile çocuklardaki dijital bağımlılığı tespit ediyor.
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, kendi geliştirdiği 'Dijitanaliz' tekniği ile çocuklardaki dijital bağımlılığı tespit ediyor. Ailelere yönelttiği sorulara aldığı cevaplarla oluşturulan analizle çocukların bağımlılığı belirleniyor. Bu verilerden yola çıkarak aile yapılarını inceleyen Prof. Dr. Dilci, en çok lise mezunu eğitim seviyesi ile aşırı koruyucu ailelerin çocuklarında bağımlılık oranının yüksek olduğunu açıkladı.
SCÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci, çocukların dijital bağımlılığını ölçmeye yarayan 'Dijitanaliz' tekniğini geliştirdi. İsteyenlere online olarak yöneltilen sorularla çalışan teknikle ailelerin verdiği cevaplara göre çocukların teknoloji bağımlılıkları raporlanıyor. Prof. Dr. Dilci bu yöntemle İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi'nde bulunan dijital bağımlılığı tespit edilen çocuklarla ilgili 698 aile üzerinde araştırma yaptı.
'AİLENİN TUTUMU ÇOCUĞUN DAVRANIŞINI YÖNLENDİRİYOR'
Araştırmada aile tutumunun, çocuğun davranışlarını ne yönde etkilediğini test etti. Prof. Dr. Tuncay Dilci, çocukların içinde bulunduğu çağın vazgeçilmezi olan dijital yaşam kültüründe, ebeveynlerin benimsedikleri tutumlar, eğitim durumları, günlük ortalama dijital cihaz kullanım süreleri, ailenin sosyoekonomik durumu ve çocuğun ailesiyle birlikte kalma durumlarının etkili olduğunu belirledi.
'LİSE MEZUNU AİLELERDE BAĞIMLILIKTA İLK SIRADA'
698 aile üzerinde yapılan çalışmanın sonucunu aktaran Dilci, 'Bu araştırmayı Dijitanaliz tekniği ile ailelere birebir mail yolu ile ulaştık. Aldığımız verilere göre ebeveynlerin, çocuklara karşı tutumları, günlük dijital nesne kullanmasına yönelik müsemma ve ailelerin sosyoekonomik kültürel düzeyi ile aile sağlığı ve eğitim düzeyi çocukların dijital bağımlılık düzeyini doğrudan etkilediği yönünde bulgulara da rastladık. Eğitim seviyesine göre, lise düzeyi mezun olan ailelerin çocuklarında bağımlılık yüzde 52'lik bir veri ile çok yüksek. En düşük bağımlılık ise yüzde 8 ile lisansüstü eğitime sahip ailelerin çocuklarında görülüyor. İlkokul ve ortaokul düzeyinde de lise düzeyine yakın bir bağımlılığı görüyoruz. Ailelerin sosyoekonomik yönden durumuna bakıldığında 3 ve 6 bin lira civarında gelir yüzeyi olan ailelerin çocuklarında dijital bağımlılık yüzde 56 gibi bir yüksek orana sahip. Bu da şunu gösteriyor; ailelerin orta düzeydeki ya da ortanın hemen altındaki bir gelir düzeyi ile intibak eden ailelerin çocuklarında bağımlılık oranı daha yüksek. 6 bin liranın üzerinde geliri olan ailelerde ise bağımlılık oranının düştüğünü görüyoruz" dedi.
'AŞIRI KORUYUCU AİLE ÇOCUKLARI İLK SIRADA'
Dijital bağımlılıkta aile tutumlarının da dikkat çekici olduğunu anlatan Dilci, "Aşırı koruyucu ve rastgeleliğe terkedilmiş aile yapılarında dijital bağımlılıkta ciddi sıkıntılar var. Aşırı koruyucu ailelerde yüzde 64.4 oranında bir sorun çıkıyor karşımıza. Diğeri ise yüzde 62.3 ile daha çok rastgeleliğe terkedilmiş, sorumsuz aile yaklaşımlarında yüksek bir oran gözlemekteyiz. Buna karşı çocuklar üzerinde aşırı şekilde baskı, otorite uygulayan ailelerde ve hoşgörülü ailelerde dijital bağımlılık oranları düşük. Yani tatlı sert tutum sergileyen ailelerin çocuklarında dijital bağımlılığın düşük olduğunu gözlemlemekteyiz. Ailelerin birliktelik durumuna bakıldığında boşanmış ailelerin çocuklarında bağımlılık yüzde 63.4 ile çok yüksek. Aile içi şiddet olan ailelerde ise yüzde 57.3 ile yüksek bir oranda dijital bağımlılık oluyor. Sağlıklı ailede ise yüzde 32.5 ile bağımlılık düşük oranda seyrediyor. Biz bu sağlıklı aile yapısında da yine eğitim, ekonomik gibi tutumlarını göz önünde bulunduruyoruz. Bu noktada en riskli gördüğümüz aile yapısı ise yoğun bir şekilde kendini işe güce vermiş ailelerin çocuklarında risk var. Aşırı koruyucu, boşanmış aile yapısına sahip ve sosyoekonmik açıdan orta derecede gelir grupların çocuklarının dijital bağımlılık konusunda risk grubunu teşkil ettiğini ifade edebiliriz. Kısacası kafesteki kuş misali ne yapacağını bilemeyen çocuklar, covid ile de beslenen bir atmosfere dönüştü. ve bu çocuklar artık dijital nesnelerin kucağına düştü" diye konuştu.
'TORUNLARIMI ÇOK UYARIYORUM'
Sivas'ta yaşayanlar da çocuklarını dijital nesnelerden nasıl korumaya çalıştıkları konusunda farklı görüşler ortaya koydu. Ev hanımı olan Serpil Erdin (54), "En çok interneti kullanan torunlarım. 11, 10, 9 ve 3 yaşındalar. Her şeyi biliyor 3 yaşındaki çocuk. Ben de bu konuda çok muzdarip oluyorum. Akşamları telefonla yatıyorlar. Telefonları saklamazsam telefon ellerinde oluyor, sabah saat 3'e kadar. Eğitimle alakası tabii ki var. Biz bilmiyoruz ama biraz daha eğitim alsak bunun bilincinde olurduk. Bize bu konuda eğitim verilse daha iyi olur. Dijital bağımlılık hiç güzel bir şey değil. Torunlarımı çok uyarıyorum" ifadelerini kullandı.
Dijital cihazların kullanım biçiminin önemine değinen Enes Kodas (21), "Bence dijital bağımlılığın iyi yönleri de, kötü yönleri de var. Dijital bağımlılık da kullanım biçimi de çok önemli. Ama bazı insanlarımızda aşırı derece de bağımlılık halinde. Mesela çocuklar sabahtan akşama kadar oyun oynuyor. Bu bir dijital bağımlılıktır. Ben kendimden örnek verecek olursam dijital bağımlılığım yok. Bir telefonun zararını, dijital şeylerin zararını bilmeyenlerimiz var ama bunun eğitimle pek alakası yok. Çünkü zamanımızda televizyonlar var. Uzmanlarımız 'Televizyondan uzak durun ve telefondan belli bir saatten sonra oynamayın' diyorlar. Ben üniversite mezunu olsam ya da okumuş biri olsam zaten biliyorum neyin ne olduğunu. Annelerimizi örnek vereyim. Benim annem ilkokul mezunu. Annem bir köy kızı olduğu için bilmiyor ama öğretilebilir" dedi.
Ailesinin kendisini bu konuda uyardığını söyleyen Yusuf Yazıcı (17) ise "Evde en çok internetle vakit geçiren ben ya da kardeşim. Yaklaşık 4 saat internetle ilgileniyorum. Sosyal medya ve oyunlarda çok vakit geçiriyorum. Yani, biraz azaltmam gerekiyor tabii ama şu anda bir zararı yok. Ailem daha çok azaltmamı istiyor tabii, normal olarak. Ben uğraştıkça memnun olmuyorlar" ifadelerini kullandı.