TSK'dan İhraç Edilen Doktor, Geliştirdiği Kulak Yöntemi İle Dünyaya Umut Oldu
28 Şubat darbe sürecinde TSK'dan ihraç edilen Op. Dr. Cevat Uçar'ın normale en yakın dış kulak yolunu oluşturan "Uçar Flebi" yöntemi başarıyla uygulanıyor ve dünyaya umut oldu.
Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Klinik Şefi olarak görev yaptığı İstanbul Deniz Hastanesinden 28 Şubat döneminde binbaşı rütbesiyle emekliye sevk edilen Op. Dr. Cevat Uçar'ın literatüre kendi adıyla geçen ve normale en yakın dış kulak yolunu oluşturan "Uçar Flebi" yöntemi, tüm dünyada başarıyla uygulanıyor.
Cevat Uçar, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, orta kulak boşluğunda bulunmaması gereken cilt epitelinin büyümesi şeklinde tanımlanan "kolesteatom"un, "beyin absesi", "yüz felci" ve "denge bozukluğu" şeklinde komplikasyonlar ortaya çıkarabildiğine değinerek, bunu önlemek için kulak zarı ve arkasındaki dokuların tamamen çıkartılması gereken bir ameliyat yapıldığını anlattı.
"DIŞ KULAK YOLU CEVİZ SIĞACAK KADAR GENİŞ HALE GELDİ"
Ameliyatın ardından dış kulak yolunun bir ceviz sığacak kadar geniş hale geldiğini vurgulayan Uçar, şöyle devam etti:
"Bu da istenmeyen bir durumdur; estetik görünmez, kulak yolunda başkalarının dikkatini çekecek kadar büyük bir delik vardır. Bu ameliyatı olan hastalar denize girdiğinde, banyo yaptığında baş dönmesiyle karşılaşabilir, ömür boyu kulak bakımı gereken ameliyat olduğu için bir kulak burun boğaz uzmanına bağımlı olarak yaşamak mecburiyetinde kalabilir, dış kulak yoluna uygulanabilecek işitme cihazları uygulanamayabilir. Bu sorunları ortadan kaldırmak için yaklaşık 100 yıldır kıkırdak, kemik, deri, yağ, adale dokusu, sentetik, seramik maddeler bölgeye konulmuş. Bunların faydaları olduğu gibi genel olarak bazı problemleri de beraberinde getirebilmektedirler. Mesela kulak yolundaki boşluğu doldurmak için konulan dokular bünye tarafından reddedilebilmekte, enfeksiyona sebep olmakta veya oraya konulan canlı dokular zamanla çekilebilmekte, küçülebilmekte ve kaybolabilmektedir."
LİTERATÜRE KENDİ ADIYLA GEÇTİ: "UÇAR FLEBİ"
Uçar, dış kulak yolunda ameliyattan sonra ortaya çıkan boşluğu doldurmak için geliştirdiği yöntemi 20 yıldır uyguladığını ve yöntemin dünya tıp literatürüne de "Uçar Flebi" olarak geçtiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"Kulak yolundaki ceviz büyüklüğündeki boşluğa yeni bir dış kulak yolu yaparak, normale en yakın dış kulak yolunu oluşturduk. Periost denilen kemik zarı ve altındaki küçük ince kemik parçalarından oluşan bu flebi ilk olarak uygulayan cerrah benim. Geliştirdiğim, 20 yıl önce başladığım 70'in üzerinde hastaya uyguladığım yerli bir yöntemdir. Başarıyla uygulanıyor ve hastalarımız herhangi bir problemle karşılaşmadan hızla iyileşiyor. Hastanın kendi dokusu olduğu için de flep çok kolay besleniyor ve hasta sorunsuz şekilde hayatına devam ediyor. Yöntem, 2006'da European Archives of Oto-Rhino-Laryngology dergisinde yayımlandıktan sonra bir hayli ilgi gördü, birkaç yıl içinde kitaplara referans olarak konuldu ve kronolojik kulak burun boğaz cerrahisi tarihinde yer aldı. Şu anda uluslararası merkezlerde de uygulanıyor. Geçen yıl aralık ayında Hindistan King George Üniversitesinden bir hekim 56 hastada uyguladığı 'Uçar Flebi'nin sonuçlarını 'kulak cerrahisi sorunlarında yeni bir umut' olarak sundu."
"ULASLARARASI HEKİMLER VİDEO VE DÖKÜMANLARINI TALEP EDİYOR"
Uluslararası merkezlerden hekimlerin kendisinden ameliyatın video ve dokümanlarını talep ettiğini söyleyen Uçar, "Bu dokümanlarla başlayan ve bu flebi bizden daha fazla sayıda uygulayan birçok merkez var. Sonuçlar da 'muhteşem' ya da 'eşsiz' olarak ifade ediliyor. Bu hastalık sosyoekonomik durumu zayıf topluluklarda daha yaygın görülüyor. Güneydoğu Asya, Çin ve Hindistan'da çokça hasta olduğu için, Uçar Flebi yaygın uygulanıyor. Örneğin Hindistan'da bir merkezde 1,5 yılda 22 hasta ameliyat edilmiş. Benim için yöntem hakkında 'kolay' nitelemesi, 'muhteşem' ya da 'eşsiz' ifadelerinden daha memnuniyet verici çünkü bu kolay yapılabilir bir ameliyat, sofistike değil, karmaşık değil, yöntemin bir avantajı da bu " diye konuştu.
"DEVLETİMİZİN VERDİĞİ İMKANLARI KENDİMİZİ YETİŞTİRMEK İÇİN DEĞERLENDİRDİK"
Op. Dr. Cevat Uçar, 1992'de Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinden kulak, burun, boğaz uzmanı olarak mezun olduktan sonra İstanbul Deniz Hastanesinde 5 yıl Kulak, Burun, Boğaz Hastalıkları Klinik şefi olarak görev yaptığını dile getirdi.
Çalıştığı süre boyunca çok sayıda ameliyat yaptığını kaydeden Uçar, şunları anlattı:
"Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaptığım süre içinde devletimizin bize verdiği imkanları hem kendimizi yetiştirmek hem askerlerimize hizmet açısından değerlendirdik. O esnada Türkiye'deki siyasi gelişmelerin yanı sıra tıbbi ve cerrahi gelişmeler de aynı hızla devam ediyordu. Ben, tıbbi ve cerrahi gelişmeleri takip ederek o hıza alışmaya, ulaşmaya çalıştım. Kulak cerrahisi, endoskopik sinüs cerrahisi, estetik burun cerrahisi gibi perifer askeri hastanelerde yapılmayan birçok ameliyatı Deniz Hastanesinde başarıyla uyguladık. Hekim ve asker olarak görevimizi en iyi şekilde icra ettik. Ancak askerlik görevinin icrası esnasında birtakım komplikasyonlar ortaya çıktı. O günkü şartlarda 28 Şubat'ın siyasi ve gergin ikliminden kaynaklanan birtakım sorunlarla Silahlı Kuvvetler'den sorgusuz, sualsiz atıldık. Askeri ve tıbbi olmayan gerekçelerle maalesef ihraç olunduk, binbaşı rütbesiyle. 1997 yılı Ağustos ayı Yüksek Askeri Şura'da emekliye sevk edildiğimde, 36 yaşındaydım."
"EMEKLİ HAKLARIMIZ İADE EDİLDİ"
Uçar, birçok ameliyatı iyi şekilde yapan bir hekim olduğu için özel bir hastanede çalışma olanağı bulduğunu belirterek, "Mesleğimi en iyi şekilde yine devam ettirdim. Allah'a şükür o dönemler geride kaldı. 2011 Anayasa Referandumu'ndan sonra bize emekli haklarımız hükümetimiz tarafından iade edildi, mağduriyetlerimizin önemli bir kısmı giderildi. Ancak halen tam olarak diğer devre arkadaşlarımızla aynı hakları elde etmiş değiliz, özlük haklarımızın bir kısmı elde edildi." dedi.