Gezi Parkı Eylemcileri Beraat Etti
Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin 5 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşmasında beraat kararı verildi.
Mahkeme, "kamu malına zarar verme" ile "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçlarından yargılanan 5 sanık hakkında "delil yetersizliğinden" beraat kararı verdi
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuksuz sanıklar Ali Polat, Talip Söylemez, Ferdi Turhan, Alper Kırıcı ve Armağan Altun ile avukatları katıldı. Duruşmada sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından savunmaların alınmasına geçildi.
"POLİS DÖVEREK GÖZALTINA ALDI"
Sanık Ali Polat savunmasında, 1 Haziran'da Taksim'deki bir gösteriye katıldığını belirterek, "Gösterinin ardından evime gitmek üzere Kabataş'a doğru yürüdüm. Bu esnada TOMA'dan su püskürtüldü ve polisler gaz bombası atmaya başladı. Topluluk geriye doğru kaçmaya başladı. Beni çağıran polislerin yanına gittiğimde dövmeye ve küfür etmeye başladılar. Daha sonra gözaatına aldılar" dedi.
"GAZ SIKILMADAN ÖNCE UYARI YAPILMADI"
Polisin dağılma uyarısını duymadığını ifade eden sanık Polat, iddia edildiği gibi kamu malına zarar vermediğini söyledi. Sanık Talip Söylemez, öğretmen olduğunu belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Söylemez, "Gezi Parkı'nda bir müddet bulunduktan sonra evime gitmek için Kabataş'a geçtim. Bu sırada polis aracına taş atanları gördüm ve uyardım. O sırada TOMA'dan su sıkılmaya başlandı. Ben de refleks olarak iskeleye doğru kaçtım. Bu esnada polisler üzerime atlayarak küfretti. Polis, arama yaptı ve gözaltına aldı. Gaz ve su sıkılmadan önce uyarı yapılmadı. Kamu mallarına zarar vermedim. Bir gösteriye de katılmadım" ifadelerini kullandı.
"NE OLDUĞUNU ANLAMADIM"
Sanık Ferdi Turhan Beşiktaş'ta oturduğunu dile getirerek, olay günü Taksim'den Beşiktaş'a yürürken Dolmabahçe'ye geldiği sırada Başbakanlık Ofisi önündeki kişilere müdahala edildiğini gördüğünü söyledi. Bu sırada ne olduğunu anlayamadan polislerin kendisini gözaltına aldığını iddia eden Turhan, araç içerisinde polislerin kendisini dövdüğünü ileri sürerek, polis aracına taş atmadığını, suçsuz olduğunu ifade etti.
"AMACIM BAŞBAKANLIK OFİSİ'NE GİRMEK DEĞİLDİ"
Sanık Alper Kırıcı, olay günü Taksim'den Beşiktaş'a gittiğini, Başbakanlık Ofisi önünde bekleyen polislerin herhangi bir uyarı yapılmadan vatandaşlara müdahale ettiğini öne sürerek, "Çok kalabalıktı. Amacım iskeleye ulaşmak, Başbakanlık Ofisi'ne girmek değildi. Sivil polisler tarafından gözaltına alındım. Kanuna aykırı bir eyleme katılmadım. Kamu malına zarar vermedim" diye konuştu.
Sanık Armağan Altun, olay günü yaralılara yardım amacıyla Taksim'den Dolmabahçe'ye geçtiğini ifade ederek, "Ortalık çok karışıktı. Polislere bile su götürüyorduk. Bir kızın annesi için ağladığını görünce koşarak yanına gittim. Gözaltına alındım" dedi.
"GEREKÇE DELİL YETERSİZLİĞİ"
Dosyayı karara bağlayan mahkeme, sanıkların üzerilerine atılı "kamu malına zarar verme" ile "toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçlarını işlediklerine dair yeterli delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıkların 1 yıldan 9 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.