Giresun Prof. Dr. Beyhan Osmanlı Emperyal Olsaydı, İnsanlar Kendi Dillerini Konuşamazdı
Prof. Dr. Beyhan Osmanlı emperyal olsaydı, insanlar kendi dillerini konuşamazdıATATÜRK Araştırma Merkezi (ATAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Emperyal devlet, sahip olduğu gücü baskı için kullanır ve buna da kısaca hegemonya deniliyor.
Prof. Dr. Beyhan Osmanlı emperyal olsaydı, insanlar kendi dillerini konuşamazdı
ATATÜRK Araştırma Merkezi (ATAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Emperyal devlet, sahip olduğu gücü baskı için kullanır ve buna da kısaca hegemonya deniliyor. Bu devletler ismi ya da yönetim şekli ne olursa olsun birer imparatorlukturlar. Evet, imparatorluklar zorba devletlerdir. Osmanlı emperyal olsaydı, bölge insanları kendi dillerini konuşamazdı dedi.
Atatürk Araştırma Merkezi ve Giresun Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 2'nci Uluslararası Demokrasi Sempozyumu başladı. Giresun Üniversitesi Güre Yerleşkesi'nde gerçekleşen 'Emperyalizm, Hegomanya ve İstihbarat Faaliyetleri' konulu sempozyumun açılışında konuşan ATAM Başkanı Prof. Dr. Ali Beyhan, emperyalizm ve hegomanyanın Fransızca bir kelime olduğunu belirterek, 'Lügatlarımızı günlük konuşma dilimize tahakküm eden pek çok kelime gibi emperyalizmin ve hegemonyanın etkisi altında bulunuyoruz dedi.
'İMPARATORLUKLAR ZORBA DEVLETLERDİR'
Lügatlar emperyalizmi basitçe açıklasa da aslında karışık bir mekanizmaya sahiptir diyen Beyhan şunları söylediTarihin bize gösterdiği şekilde bir devletin başka bir coğrafya ulus ve devlet üzerinde etkide bulunması; tüm kaynaklara nüfuz ederek yayılma çabası emperyalizm olarak tanımlanır. Emperyal devlet sahip olduğu gücü baskı için kullanır ve buna da kısaca hegemonya deniliyor. Bu devletler ismi ya da yönetim şekli ne olursa olsun, birer imparatorlukturlar. Evet, imparatorluklar zorba devletlerdir. Tarihin en eski devirlerinden günümüze kadar tarih sahnesinde yer almış ve almaya devam eden bu devletlerin en önemli özelliği zorba oluşlarıdır. Bu devletlerin güçten ve bilgiden bekledikleri sadece ve sadece budur. Nüfuzlarını perçinleştirmek, yayılmak ve kaynakları kendileri için kullanmaktır.
PORTEKİZ VE İSPANYA ÖRNEĞİ VERDİ
Prof. Dr. Beyhan, sempozyumda sunulacak 45 bildiri içinde hegemonik devletlerin özelliklerinin inceleneceğini de aktararak, Sömürdükleri devletlerin dillerini ve kültürlerini hedef alır bu devletler. Coğrafi keşifler döneminde deniz gücünü elinde bulunduranlar hedeflerine vardılar ve buna da 'coğrafi keşif' denildi. Halbuki Portekiz ya da İspanya'nın coğrafya ya da denizcilik bilimine katkıda bulunma gibi bir gayeleri yoktu ifadelerini kullandı.
'OSMANLI EMPERYAL OLSAYDI, İNSANLAR KENDİ DİLLERİNİ KONUŞAMAZDI'
Osmanlı devletinin bu imparatorlukların özelliklerine sahip miydi sorusuna ise Beyhan, Ankara'da Hıyanet-i Vataniye kanunu bile konuşulurken, Osmanlı 'Memalik-i mahruse' olarak ifade edilmişti. Pek çok millet dillerini muhafaza edebildiler. Emperyal bir devlet olsaydı, bölge insanlarının hiçbirinin kendi dillerini konuşmaması gerekirdi. Türkçe konuşanlar ise Anadolu'ya gelen ailelerin çocuklarıdır. Osmanlı coğrafyasında olup, şu an kan ve gözyaşının olduğu yerlere uygulanan yöntemler bu sempozyumda masaya yatırılacaktır diye konuştu.
'İMPARATORLUKLAR GÜCÜ ZORBALIK İÇİN ÜRETİRLER'
İmparatorlukların gücü zorbalık için ürettiğine işaret eden Beyhan, Ama güç ve bilgi adil devlet adamlarının elinde ancak huzur ve barışın teminatıdır. İmparatorluklar nüfuz sahası haline getirdikleri yerlerin kültür ve dillerini de hegemonya altına alırlar. Bu etkinlikle güncel emperyalizm ve imparatorluklardan bahseden bildiriler de olacaktır. Bilim insanlarımız kendi beyin emeklerini tartışmaya açacaklardır. Reçetelerin bu sempozyum sonrasında ortaya çıkacağı muhakkaktır. ATAM'ın görevi bilgi üretmek, eksik bilgileri tamamlamaktır. 1983'ten beri faaliyet içerisinde olan kurum İstanbul-Ankara hariç, diğer illerde kendi deneyimimizi de kullanarak bu sempozyumları gerçekleştiriyoruz diyerek konuşmasını tamamladı. Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun ise konuşmasında, emperyalizm, hegemonya ve istihbarat faaliyetlerinin geçmişte olduğu gibi yakın tarihte de devletlerin çöküşünde büyük rol oynadığını kaydetti. Sempozyum açılış konuşmalarının ardından oturumlarla devam etti.
