Haberler

Gizli Bilgi ve Belge Davasında Operasyona Katılan Polis Dinlendi

Abone Ol

İzmir'de, muvazzaf asker ve sivil 357 sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasına 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

İzmir'de, muvazzaf asker ve sivil 357 sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasına 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Tutuklu sanığı bulunmayan davada, Sapanca'da, işadamı Bilgin Özkaynak'a ait çiftlik evine giderek arama yapan polislerden komiser yardımcısı Fatih Karakuş dinlendi. Karakuş, avukatların ve sanıkların kendisine yönelttiğini soruların büyük bir bölümüne "hatırlamıyorum" karşılığını verdi.

Bayraklı Adliyesi 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya aralarında Bilgin Özkaynak, Narin Korkmaz gibi tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Geçen Temmuz ayındaki duruşmada, tüm sanıkların tahliye edilmesiyle, tutuklusu kalmayan duruşmada, avukatların talepleri doğrultusunda, bazı tanıkların bilgisine başvuruldu. İddianamede 'Pandora' veri tabanında kayıtlı olan ve davanın asker sanıklarından Cezmi Aydıntör'e bazı 'müstehcen görüntüler' gönderdiği şeklinde ismi geçen malulen emekli astsubay İbrahim Atar, tanık olarak dinlendi. Avukat Sevgi Sakarya'nın, 'Aydıntör'ü tanıyıp tanımadığı ve kendisine herhangi bir şekilde müstehcen içerikli görüntü gönderip göndermediği' şeklindeki sorusuna, Atar, Cezmi Aydıntör'ü hiç tanımadığını ve herhangi bir içerik de göndermediğini söyledi.

POLİS MEMURU, "HATIRLAMIYORUM"

Duruşmada, örgüt lideri olarak iddianamede adı gecen ve 'Pandora' adlı örgütün gizli veri tabanının ele geçirildiği işadamı Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki çiftlik evinde arama yapan Sapanca İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli komiser yardımcısı Fatih Karakuş da tanıklık yaptı. Karakuş, ifadesinde, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yazı üzerine İzmir ve Sakarya il emniyet müdürlükleri Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlükleri ekipleriyle beraber Özkaynak'ın Sapanca'daki çiftlik evinde arama yaptıklarını anlattı. Söz alan Bilgin Özkaynak'ın, arama yapılan evin çok büyük bir yer olduğunu, ekiplerin evin farklı noktalarına dağılıp dağılmadığı yönündeki soruya Karakuş "O sırada ekiplerin farklı alanlara dağılıp dağılmadıklarını hatırlamıyorum" cevabını verdi. Fatih Karakuş, sanıklardan Oğuz Okuyucu'nun, arama sırasında, evin çeşitli bölümlerine gizli mataryellerin yerleştirilmesi durumunda bunu görüp göremeyeceği yönündeki soruya ise, "Onu o anda fark etmem mümkün değil" dedi. İzmir'den gelen polislerin ellerinde şüpheli poşet görüp görmediği şeklindeki soruya da "hatırlamıyorum" yanıtını veren Fatih Karakuş, bir başka soru üzerine de, evde bulunan delillerin, bez torbalara konulup mühürlendiğini anlattı. Avukat Murat Ergün ise, arama sonucunda biri dijital materyaller diğeri ise bazı silahlar için iki ayrı tutanak düzenlendiğini ve bunlardan sadece ilkinde İzmir polisinin imzasının bulunmasının nedenini sorduğunda, Fatih Karakuş, "İzmir polisiyle yaptığımız değerlendirme sonucunda böyle bir karar verdik" dedi. Karakuş, meslek hayatında iki tutanak uygulamasını ise, hiç kullanmadıklarını da dile getirdi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istendi. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından 'fişlendiği' iddia edildi. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edildi. TMK 10'uncu maddesiyle görevli İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Nisan 2013 tarihinde görülmeye başlanan davada bugüne kadar 44'ü Bursa 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından olmak üzere tutuklu 69 kişi tahliye edildi. TMK 10'uncu maddesiyle görevli 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin ardından İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırılmış ve bu mahkemece görülen son duruşmada 5'i asker 10 tutuklunun da tahliye edilmesiyle 357 sanıklı davada tutuklu sanık kalmamıştı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Bilgin Özkaynak Sapanca İzmir Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title