Göka, Akil İnsan İsminden Rahatsız!
Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi heyeti üyleleri Sivas'a geldi.
Hükümetin başlattığı 'Çözüm süreci' kapsamında yapılan çalışmaları halka anlatmak amacıyla görevlendirilen Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi heyeti üyeleri Sivas'a geldi. Heyet üyesi Erol Göka, "Akil İnsanlar isminden rahatsız olduğumuzu Başbakan'a ilettik. Şimdi de 'İrşad' dediler. Olmadı sayın Başbakan, yine olmadı. Biz milletle hasbihal etmek için oluşmuş heyetiz" dedi.
'Çözüm sürecinde' görevlendirilen 'Akil İnsanlar Grubu' İç Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanı Ahmet Taşgetiren ile Başkan Vekili Beril Dedeoğlu, sekreter Cemal Uşşak, Doğu Ergil, Hilal Kaplan, Celalettin Taş, Erol Göka ve Vahap Coşkun, Sivas Büyük Otel'de ilk olarak basın mensupları ile kahvaltı programında bir araya geldi. Kahvaltıda açıklamalarda bulunan Akil İnsanlar İç Anadolu Bölgesi Heyeti Başkanı Ahmet Taşgetiren, Sivas'ın ziyaret ettikleri 10'uncu il olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Mayıs sonuna kadar, belki Haziran'ın ilk haftası dahil heyetlerin çalışması söz konusu. Bir yandan raporları oluşturmaya gayret ediyoruz. Bir yandan da belki ikinci defa bazı şehirlere, belki ilçelere ziyaretlerimiz söz konusu olabilir. Süreç içerisinde kademeli olarak Başbakan Yardımcısı Beriş Atalay'la görüşmelerimiz oldu. Bu hafta içerisinde Başbakan'la görüşme olacak. Bu ara dönemlerde aldığımız tespitleri paylaşıyoruz. Halkın bakışı, değerlendirmesi, hassasiyet ve kaygıları da heyetler vasıtası ile devlete taşınıyor. 2 ay sonra bir rapor sunmuş olacağız."
DOĞU ERGİL: BU SIFATI BİZ İSTEMEDİK
Toplantıda daha sonra heyet üyeleri gazetecilerin süreçle ilgili olarak yönelttiği soruları yanıtladı. Bir soru üzerine açıklamalarda bunan heyet üyesi Doğu Ergil, kendilerine verilen Akil İnsanlar isminin geçmişte de farklı şekillerde kullanıldığını, kendilerinin seçmediğini belirterek, "Bu bize atfedilmiş bir sıfat, kendimiz de bundan memnun değiliz" dedi. Heyet üyelerinin ücret aldığına ilişkin söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını belirten Ergil, şöyle konuştu:
"Hiçbirimiz ücret almıyoruz. Bunu ulusal bir görev olarak görüyoruz. Bizim göreve çağrıldığımız, tanımının bize bırakıldığı, temaslarda içeriğinin ne olacağının bizden açık olarak beklendiği bir şey yok. 'Gidin halkımızla temas edin, ne düşünüyorlar, sürecin nasıl yönetilmesini istiyorlar, beklentilerini ve kaygılarını tespit edin' denildi. Yaptırım gücümüz yok. O halde 'Niye buraya geldiniz?' sorusu var. Bir sorun olduğunda onun nasıl algılandığı çözümün yarısıdır. Bölüneceğiz mi parçalanacağız mı?. Bu bir tanıdır. Barışmanın kendi ülkesinde, iki toplumun çatışır hale gelmesinin bir sorun olduğunu kabul edersek, bunun çözümü için yapılacak şeyi taviz olarak adlandıracaksak burada bir sorun var. Bu taviz değil. Daha geniş demokratik çerçevede herkesin haklarının ayrımcılık yapılmadan ve ayrıcalık tanınmadan, şimdiye kadar sağlanamadığı düşünülen ortaklıkarın teşkili için yapılanlar taviz falan değildir."
Heyet üyesi Beril Dedeoğlu, PKK ile yapılan görüşmelerin içeriği hakkında kendilerinin bilgi sahibi olmadığını, yabancı ülkelerin bu sürec bilmemeleri gerektiğini söyledi.
Heyet üyesi Erol Göka ise, bu toplantılara Türkiye'deki demokrasinin kendilerini çağırdığını belirterek, şunları söyledi:
"Devlet, değişik yollar arıyor. Sorunun demokrasi içinde halledilmesi gerektiği, demokrasinin millete başvurmak olduğu algılandı. Millete başvurmadan böyle sorunlar çözülmüyor. Sayın Başbakan bizi çağırdı. 4 Nisan konuşmasını okusaydınız hiçbir soruya cevap vermemize gerek kalmazdı. 'Akil İnsanlar' isminden rahatsız olduğumuzu sayın Başbakan'a söyledik. Şimdi 'İrşad' dediler. Olmadı sayın Başbakan, yine olmadı. Biz milletle hasbihal etmek için bulunmuş bir heyetiz. Başbakan tarihimizden bir örnek verdi. Oysa bizi demokrasi getirdi karşınıza."
"GERİ GELİRLERSE ASKER ORADA"
Heyet Başkanı Ahmet Taşgetiren, bir soru üzerine gittikleri ilelerde fazla güvenlik önlemi alınmasından kendilerinin de rahatsız olduğunu anlattı. Taşgetiren, "Ama bir kışkırtma var. Lokal grupların bize yönelik, toplantıya katılanlara yönelik. Kayseri'de salon işgal edildi. Buraya MHP'liler de Gençlik Birliği de gelebilir. Sadece diğer isanların konuşma özgürlüğünü elerinden almasınlar. Konuşma iklimini maalesef keybediyorlar. Yaptığımız iş diyalog işidir" dedi. Devletin silahı dışında bir silahın bir ülkede etkin olmasına izin verilemeyeceğini belirten Taşgetiren, şöyle konuştu:
"30 yıldır bir silah var ve devlet bunun devre dışı bırakmaya çalışıyor. 30-40 bin insan hayatını kaybetmiş, Milyarlarca dolar kaybedilmiş. Bir adım atıldı. Silahlı yapı, ülke dışına çıkıyor. Bu bence olumlu. Bundan sonra ne olacak kaygısı var. Geri gelirlerse. Geri gelirlerse bizim askerleremiz güvenlik birimlerimiz orada duruyor. 'Buyur gel' denmeyecek. Böyle bir şeyin olacağını asla düşünmüyoruz. Bu normalleşme sancılardır. Bir coğrafyada yeni yapılanma oluyor. Türkiye burada bir rol üstlenmek istiyor. Türkiye buna layıktır. Ortadoğu yeniden yapılandırılıyor. Türkiye dünya güçlerine rağman bölgede etkinlik kazanıyor. Türkiye'nin bu potansiyeli var. Türkiye ABD'den çok Ortadoğu'da var. Kendi ülkemize güvenelim."
GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Heyetin kaldığı otelin önünde polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Otelin önü barikatlar ile kapatılırken, bulunduğu caddeye çıkan ara sokaklar da trafiğe kapatıldı. Basın toplantısı için otele gelen gazeteciler de x-ray cihazından geçirilirek tek tek arandıktan sonra içeri alındı. Akil İnsanlar Heyeti, ziyaret çerçevesinde sivil toplum kuruluşu ve kanaat önderleri ile toplantıda bir araya gelecek.