Gözaltına Alınan 19 Akademisyen Serbest Bırakıldı

"Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiride imzaları bulunduğu gerekçesiyle Kocaeli Üniversitesinde (KOÜ) görevli 19 akademisyen gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan akademisyenlerden 19 tanesi adliyedeki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

SABAH EVLERİ BASILMIŞTI

'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin bölgedeki savaşa karşı barış ve müzakere çağrısı yaptığı bildiriye imza atan Kocaeli Üniversitesi'nden 21 akademisyen hakkında gözaltı kararı verilmişti. Sabah saatlerinde evleri basılan akademisyenler gözaltına alınarak TEM Şube Müdürlüğü'ne götürülmüştü.

SERBEST BIRAKILDILAR

Ev baskınlarında gözaltına alınan 19 akademisyenin emniyetteki ifadelerinden sonra adliyeye sevk edilen 19 akademisyen çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

BURSA'DA DA 3 AKADEMİSYEN SERBEST BIRAKILDI

"Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiriye imza attıkları gerekçesiyle Uludağ Üniversitesi'nde gözaltına alınan 3 akademisyen de sevk edildiği adli mercilerce serbest bırakıldı.

İZMİR'DE 35 AKADEMİSYENE SORUŞTURMA AÇILDI

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı da, bin 128 akademisyenin imzaladığı bildiriye İzmir'de imza atan 35 akademisyen hakkında soruşturma başlattı.

ERZURUM'DA BİR AKADEMİSYEN TUTUKLAMA İSTEMİYLE MAHKEMEYE SEVK EDİLDİ

Öte yandan 'Barış İçin Akademisyenler' bildirisine imza atan Erzurum Atatürk Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden Ramazan Kurt, bu sabah evinden gözaltına alındı. Emniyet'te susma hakkını kullanan Kurt, savcılıktaki sorgusunun ardından tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edildi.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre Kurt'a savcılıkta "PKK'yı bir terör örgütü olarak görüyor musunuz?", "Devletin kıyım yaptığını düşünüyor musunuz?" ve "Bugün olsa imza atar mısınız?" soruları yöneltildi.

'BARIŞÇIL NİYETLE İMZALADIM'

Kurt ifadesinde, "Ben bir felsefeci olarak memleketteki fikir ve düşünce hayatını bir nebze de olsa yükseğe taşımak için eleştirel kimliğimi ön plana çıkarmak zorundayım. Toplumsal meselelerle ilgili barıştan, hukuktan ve evrensel ilkelerden hareketle bir tutum ve tavır takınılması gerektiğini, yegane meşru merci olan devletten beklemek zorundayım. Hiçbir örgütle bağım yok. Bunu sadece barışçıl bir niyetle imzalamış bulunmaktayım" dedi.

'BİR KISMI AŞIRILIK İÇERİYOR, BİR KISMINDA EKSİKLİKLER VAR'

Kurt, ifadesinde, 9 Ocak akşamı bir haber sitesinde "Akademisyenler barış istiyor" başlıklı haberi gördüğünü belirterek, "Bu haberi gördükten sonra herhangi bir metni okumaksızın imza mahiyetinde imza attım. Bana şu an okuduğunuz basın açıklaması metnini ise 13 Ocak günü üniversitedeki odamda bulunan bilgisayarımdan okudum. Bu metnin bir kısmının aşırılık içerdiğini, bir kısmında ise eksiklikler olduğunu düşünüyorum. Aşırılık içerdiğini düşündüğüm hususlar devlete doğrudan bir ithamın bulunmasıdır. Eksiklik olduğunu gördüğüm husus ise örgüte çağrı yapılmasıdır" ifadesini verdi.

İŞTE YÖNELTİLEN SORULAR

Savcılık, "Örgütten neyi kastediyorsunuz?" diye sordu.
Kurt da "Orada hangi örgütle çatışılıyorsa o örgüt" diye yanıt verdi.
Bunun üzerine savcılık, "Tam olarak hangi örgüt?" diye sordu.
Kurt da "PKK'ya çağrı yapılmaması eksiklikti" dedi.
Savcılık bu kez "PKK'yı bir terör örgütü olarak görüyor musunuz?" diye sordu.
Bunun üzerine Kurt'un avukatı Celal Zonguldak araya girerek, "Böyle bir soru soramazsınız. Bu soru hukuki bir soru değildir. Müvekkilimi doğrudan yönlendirmeye çalışıyorsunuz" diye tepki gösterdi. Savcı ise bu defa "Bildiri bugün yayınlansa yine de imzalar mıydınız?" diye sordu.
Kurt ise "İmzalamazdım" yanıtını verdi.
Savcı "Devletin gerçekten kıyım yaptığını düşünüyor musunuz?" sorusunu yöneltti.

Kurt "Kanaat ve inanç bildirmeme yönünde olan bu soruya cevap vermek istemiyorum" yanıtını verdi. Felsefeci olduğunu kaydeden Kurt, şöyle devam etti:

"Ben bir felsefeci olarak memleketteki fikir ve düşünce hayatını bir nebze de olsa yükseğe taşımak için eleştirel kimliğimi ön plana çıkarmak zorundayım. Toplumsal meselelerle ilgili barıştan, hukuktan ve evrensel ilkelerden hareketle bir tutum ve tavır takınılması gerektiğini, yegane meşru merci olan devletten beklemek zorundayım. Hiçbir örgütle bağım yok. Bunu sadece barışçıl bir niyetle imzalamış bulunmaktayım."

Kurt'un avukatı Celal Zonguldak ise bildiride bir örgütü ya da suçu öven bir cümlenin bulunmadığını, yapılan soruşturmaların konjöktürel ve siyasi olduğunu ifade etti.