Lösemi Hastası Torun ile Dedesinin Dramı Yürek Burkuyor
Balıkesir'de yaşayan Halil Akbulut'un lösemi hastası torunu 5 aydır hastanede, kendisi de sokağa park ettiği kamyonetinde yatıyor.
Balıkesir'in 6 Eylül İlçesi'nde yaşayan Akbulut ailesinin hayatı yaklaşık 5 ay önce bir kan tahlilinin ardından adeta kabusa döndü. Lösemi hastası olduğu belirlenen ve kendiyle aynı adı taşıyan torunu 5 yaşındaki Halil Akbulut'u tedavisi için Ege Üniversitesi Hastanesi'ne getiren 67 yaşındaki Halil Akbulut, yaklaşık 5 aydır, torununun hastanede, kendisinin de bir sokağa park ettiği kamyonetinde yattığını dile getirdi.
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşı döken Akbulut, "Hastanede, hasta yakınlarının kalması için yer var ancak hastanla gidersen 30 TL istiyorlar, bu da ayda 900 TL eder ben nereden bulayım o parayı? Tek başına giderseniz de 60 TL istiyorlar. Kötü günler için sakladığım yaklaşık 15 bin TL vardı. İzmir'e geldiğimden bu yana, çocuğun ihtiyaçları, bizim ihtiyaçlarımız derken para bitti" diye konuştu.
6 Eylül Mahallesi Köseler Mahallesi'nde yaşayan çiftçi Nuri Akbulut (32) ile Şule Akbulut (30) çiftinin büyük oğulları Halil Akbulut, yaklaşık beş ay önce dedesi Halil Akbulut'a, ateşi olduğunu söyledi. Bunun üzerine torununu hastaneye götüren Halil Akbulut, doktorun basit bir muayene sonrası şurup verdikten sonra kendilerini eve gönderdiğini, ancak bir süre sonra aynı şikayette bulunan torununu tekrar hastaneye götürdüğünde kan tahlili yapılmasını istediğini, yapılan tahlil sonrasında da torununa kan kanseri teşhisi konduğunu kaydetti. Torununu hemen İzmir'e getiren Halil Akbulut, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamadı. Yaklaşık 5 aydır torununun Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Hematoloji Servisi'nde tedavi gördüğünü aktaran Akbulut, "Yaşadığım sıkıntılar anlatmakla bitmez" dedi.
TORUNU HASTANEDE, O KAMYONETTE YATIYOR
Yaşadığı zorlu süreci anlatan dede Akbulut, "5 ay önce torunum ateşinin olduğunu söyledi, Balıkesir'de bir hastaneye götürdüm orada, torunumu muayene eden doktor bir iki şurup verip eve gönderdi. Kısa süre sonra, torunum aynı şikayette bulununca, ben de doktordan kan tahlili yapmasını istedim. Kan tahlili yapıldı ve torunumun kan kanseri olduğunu söylediler. Dünyamız başımıza yıkıldı. Hemen Ege Üniversitesi'ne geldik. Torunum tedaviye alındı. Bizim burada tanıdığımız kimse yok. Gelinim torunumun yanında kalıyor, oğlum ailemizin geçimini sağlamak için ineklere bakıyor, ben de ihtiyaç olur diye hastane dışında bekliyorum, yaklaşık 5 aydır kamyonetimin içinde yatıp kalkıyorum. Üniversitenin otoparkında kalabilmem için otopark ücreti olarak aylık 130 TL istiyorlar, ben de aracımı hastane dışındaki bir sokak içine park ettim. Hastanede, hasta yakınlarının kalması için yer var ancak hastanla gidersen 30 TL istiyorlar, bu da ayda 900 TL eder ben nereden bulayım o parayı? Tek başına giderseniz de 60 TL istiyorlar. Kötü günler için sakladığım yaklaşık 15 bin TL vardı. İzmir'e geldiğimden bu yana, çocuğun ihtiyaçları, bizim ihtiyaçlarımız derken para bitti. Bir de ek olarak çocuğun kan tahlili için Almanya'da test yapılması gerekiyormuş, borç bulup yaklaşık 6 bin TL oraya verdim. Banyoyu aracımın yanında, insanlar görüp rahatsız olmasın diye saat 04.00 sıralarında yapıyorum" diye konuştu.
"TÜRKİYE NASIL BÜYÜK BİR ÜLKE?"
İlk kez geldiği İzmir'de büyük sıkıntılar çektiğini, ancak Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) ve bazı kişilerden özellikle torunu için gerekli kanın bulunması açısından destek gördüğünü kaydeden Akbulut, "Kan ihtiyacı olduğu zaman LÖSEV'e ve bazı hayırseverlere başvuruyorum ve öyle bulunuyor kan. Hayatımda ilk kez geldiğim İzmir'de yaşam mücadelesi veriyorum. Türkiye'nin büyük olduğu söyleniyor, neden ben kan tahlili için Almanya'ya 6 bin TL ödüyorum. Türkiye o tahlili yapamayacak güçte mi? Doktorlardan Allah razı olsun, her biri ayrı ayrı ilgileniyor ama ellerinde imkan yok ne yapsınlar. Bir kan tahlilinin sonucu üç ayda geldi. O tahlillerde benim torunumun kan kanseri çıkmadığını düşünün, o aldığı kemoterapiyle çocuğun ayakları yamuluyor, saçları döküldü o büyük acıları ne olacaktı?" dedi.
TORUNU İÇİN SAÇLARINI KESTİRDİ
Aldığı kemoterapinin etkisiyle saçları dökülen torununun kendisini iyi hissetmesi için saçlarını kestirdiğini sözlerine ekleyen Halil Akbulut şunları dile getirdi
"Torunumu ben hastaneye getirdim, bu nedenle saçlarının dökülmesine benim neden olduğumu düşünüyor. Torunum etkilenmesin diye saçlarımı kestirdim. Köyüme gittiğimde bana 'Sen de mi lösemi hastası oldun?' diye sordular. Ben de torunum için kestirdiğimi söyledim. Torunuma, hastanenin traş makinesinin arızalı olduğunu, saçlarının da o arıza nedeniyle zarar görüp döküldüğünü ve ilerde yeniden çıkacağını söylüyorum, onu öyle oyalıyorum."
Doktorların henüz kemik iliği nakliyle ilgili bir şey söylemediklerini aktaran Akbulut, tek dileğinin torununun sağlığına kavuşması olduğunu belirtti.