Grafikli - Kolombiya Referanduma Hazırlanıyor
Kolombiya'da hükümet ile Marksist gerillalar arasında dünyanın en uzun süre devam eden iç çatışmalarını sonlandıracak barış anlaşmasının pazartesi günü imzalanmasının ardından halk, anlaşmanın kabul edilip edilmeyeceğini belirlemek üzere referanduma gitmeye hazırlanıyor.
Kolombiya'da hükümet ile Marksist gerillalar arasında dünyanın en uzun süre devam eden iç çatışmalarını sonlandıracak barış anlaşmasının pazartesi günü imzalanmasının ardından halk, anlaşmanın kabul edilip edilmeyeceğini belirlemek üzere referanduma gitmeye hazırlanıyor.
Kolombiya hükümeti ile Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) arasında 52 yıldır devam eden iç savaşı sona erdirmek için 4 yıl önce Küba'da başlayan görüşmelerin olumlu sonuçlanmasıyla pazartesi günü Cartagena'da imzalanan barış anlaşması pazar günü referanduma sunulacak.
Latin Amerika'nın dördüncü büyük ekonomisi olan ve 47 milyon nüfusa sahip ülkede 52 yılda en az 220 bin kişinin hayatına mal olan, 6 milyon kişiyi yerlerinden eden savaşı bitirmesi umulan anlaşmanın referandumda kabul edilmesi bekleniyor.
Son olarak kamuoyu araştırma şirketi Ipsos tarafından ülkede yapılan bir ankette halkın yüzde 66'sının barış anlaşmasına "evet" oyu vereceği sonucu çıktı.
"Barışa Evet" kampanyaları
Ülkenin birçok yerinde referandumda "evet" oyu çıkması için "Barışa evet" kampanyaları düzenleniyor. Bu amaçla birçok hükümet binasına barışın simgesi olarak beyaz bayraklar asılmış durumda.
Başkent Bogota sokaklarında da anlaşma yanlısı birçok grup, "evet" oyu vermelerini sağlamak için halkla konuşuyor, el ilanları dağıtıyor, toplantılar düzenliyor. Anlaşmayı savunan Kolombiyalı birçok siyasetçi de bu gruplara destek veriyor.
Kolombiya Kongresi senatörlerinden İvan Cepeda da bu gruplarda yer alan siyasetçilerden. Senatör Cepeda, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pazar günü referandumdan "barışa evet" çıkacağından şüphesi olmadığını söyledi.
Aynı zamanda bir insan hakları savunucusu ve hukukçu olan Cepeda, "Zafer istiyoruz ve kazanacağımızdan eminiz. Bundan hiçbir şüphemiz yok. Çok açık bir 'evet' çıkacağını düşünüyoruz." dedi.
Demokratik Alternatif Cephesi Senatörü Cepeda, referandumun Kolombiya'nın geleceği açısından hayati önem taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi:
"Yarım yüzyıldan fazla bir süre savaş içinde yaşamış bir toplumda artık barışı tesis etmek istiyoruz. Savaşa 250 binden fazla kurban veren bu toplumda çatışmayı sona erdirmek istiyoruz. Bu süreçte toplumun her kesiminden hayatını kaybeden kişiler oldu. Umarım pazar günü halk barışı kabul etme yönünde oy kullanacak ve bu referandum bundan sonra barış anlaşmasının uygulamasına geçilmesini sağlayacak."
Cepeda, Kolombiya'da bundan sonraki sürecin "bambaşka bir ülkenin tesis edileceği anlamına geldiğini" belirtti.
Cepeda, "Bu barış süreci sadece savaşı sonlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda reformların da başlangıcı olacak. Tarımda, siyasette, uyuşturucu kaçakçılığının önlenmesinde olumlu katkıları olacak." diye konuştu.
Kolombiya, ilklere hazırlanıyor
Pazar günü yapılacak referandumda anlaşmaya "evet" oyu çıkarsa barış anlaşması yasalaşacak ve ülke tarihinde birçok ilk yaşanacak.
Buna göre, sayıları 7 bini bulduğu tahmin edilen FARC üyesi 6 ay içinde silah bırakacak ve silahlarını Birleşmiş Milletler misyonuna teslim edecek.
FARC, yasal bir siyasi parti haline gelecek. Senato'da temsil edilmesi için 2018'de düzenlenecek seçimlerde yeterli oyu alamasa bile FARC'a en az 5 koltuk verilmesi garanti edilecek. Ayrıca Kongre'nin diğer kanadı Temsilciler Meclisi'nde de FARC'ın en az 5 koltuğu olacak.
Anlaşmaya göre, FARC uyuşturucu ticaretine son verecek. Bunların dışında, savaş suçlularının yargılanacağı özel bir mahkeme kurulacak. Bu mahkemede insanlığa karşı suç işlediğini itiraf eden kişilere hapis cezası yerine alternatif cezalar verilecek.
"Hayır" cephesi
Kolombiyalıların büyük çoğunluğunun anlaşmaya evet yönünde oy kullanacağı tahmin edilse de karşı çıkanların tezleri özellikle FARC üyelerinin yargılanması konusunda yoğunlaşıyor.
Eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe'nin başını çektiği "hayır" kanadı, uzun yıllar boyunca finans kaynağı yaratmak amacıyla adam kaçırma, halktan haraç toplama, uyuşturucu ticareti yapma gibi eylemlerle gündemde olan, ayrıca çocuk yaştaki binlerce kişiyi zorla içine alan örgütün "cezasız" kalacağını savunuyor.
Şu anda Senato üyesi olan Uribe, Devlet Başkanı Juan Manuel Santos tarafından imzalanan anlaşmanın "ülkeyi FARC'a teslim etme" anlamına geldiğini savunuyor.
Uribe, insanlığa karşı suç işlediği tespit edilen kişilere hapis cezası verilmesini ve bu tür suçlardan ceza alan kişilerin kamu görevine getirilmesine ya da seçimlerde aday gösterilmelerine yasak getirilmesini istiyor.
"Hayır" kanadı, anlaşmanın bu şartlar altında yeniden müzakere edilmesini talep ediyor ancak hem hükümet hem de FARC anlaşmaya son şeklinin verildiğini, bu haliyle referanduma gideceğini belirtiyor.
FARC zayıflayınca masaya oturdu
Alvaro Uribe, FARC örgütüne yönelik sert önlemler vaadiyle 2002'de devlet başkanı seçilmiş, 2010'a kadar yürüttüğü devlet başkanlığı döneminde ABD'nin de desteğiyle örgüte askeri açıdan önemli darbe vurulmasını sağlamıştı.
Bir ara savaşçı sayısı 18 bine kadar çıkan ve ülkenin neredeyse yüzde 40'ını kontrol altında tutan örgüt bu dönemde askeri anlamda zayıflamış, 2012'de hükümet ile Küba'da barış görüşmelerine başlamayı kabul etmişti. Barış görüşmeleri Küba ile Norveç'in garantörlüğünde Küba'nın başkenti Havana'da başlamıştı.
Sosyal adalet, arazi reformu ve işçi hakları gibi ideallerle 1964'te kurulan Marksist-Leninist devrimci gerilla örgütü FARC ile Kolombiya ordusu arasındaki çatışmalar dünyanın en uzun süren iç savaşı olarak kabul ediliyor.
Çoğu sivil 220 bin kişinin öldüğü bu süreçte 11 bin 500 kişinin FARC tarafından yerleştirilen kara mayınlarının patlamasıyla hayatını kaybettiği belirtiliyor. FARC, ayrıca 24 bin kişinin kaçırılmasından sorumlu tutuluyor.