Grizu faciasına ilişkin dava
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında 17 Mayıs 2010'da 30 madencinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı grizu patlamasıyla ilgili 28 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında 17 Mayıs 2010'da 30 madencinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı grizu patlamasıyla ilgili 28 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz 28 sanıktan 4'ü ile bazı mağdur aileleri ve avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Doğan, önceki bilirkişi raporlarında özellikle sorumluluk ve kusur paylaşımı konusundaki değerlendirmelerin tatminkar olmadığı yönündeki tespitlerin son bilirkişi raporunda da görüldüğünü belirterek, "Kusur paylaşımı ve kişiselleştirme olgusunun yeterince değerlendirilmemiş olduğu, ayrıca talimat mahkemesince oluşturulan bilirkişi kurulunda belirtilmesine karşın akademik unvanlı bilirkişilerin görevlendirilmemiş olduğu görülmektedir. Son rapor, o yönleriyle hükme dayanak olabilecek nitelikte görülmemektedir" dedi.
Doğan, kovuşturma evresinin daha fazla uzamasının doğuracağı mağduriyetler de gözetilerek dosyanın incelenip görüş bildirmek üzere iddia makamına sunulması gerektiğini söyledi.
Patlamada yaşamını yitiren madencilerden Hüseyin Arslan'ın kızı Dilek Arslan da işçilerin maden ocağına "keyif için" girmediklerini ifade ederek, "Orada yaşamını yitirenler evlerine ekmek getirmek için ocağa girdiler. Size yalvarıyorum, ölen insanların haklarını savunun. Burada duygu sömürüsü yapmıyoruz. Biz gerçekleri söylüyoruz" diye konuştu.
Duruşma sırasında bazı ailelerin söz almadan görüş bildirmesi üzerine mahkeme heyeti başkanı, herkese söz hakkının verildiğini anlatarak, "Burası tartışma programı değil. Söylediklerinizin dosyaya bir katkısı ve sonuca etkisi var mı? Yok. Sizin acılarınızı hepimiz hissediyoruz. Siz fark etmeseniz de sizleri anlıyoruz. Siz de bizi de anlayın" diye tepki gösterdi.
Mahkeme heyeti, bazı sanık ve mağdur ailelerin avukatlarının yeni bilirkişi raporu taleplerini, "dosyaya yenilik katmayacağı" gerekçesiyle reddetti.
Dosyanın esas hakkında görüş bildirilmek üzere iddia makamına sunulmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
- Ailelerin tepkisi
Patlamada yaşamını yitiren madencilerin aileleri ise, adliye çıkışında davanın sonuçlanmamasına tepki gösterdi.
Madencilerden Hüseyin Arslan'ın eşi Fatma Arslan, gazetecilere yaptığı açıklamada, patlamayla ilgili sorumluların cezasını çekmediğini öne sürerek, "Bizim içimizde her gün ateş yanıyor. Niye adalet yerini bulmuyor? Ben üç yıldır acı çekiyorum. Mahkeme niye sonuçlanmadı? Oraya ölüme gitmediler, ekmek parası için gittiler. Zonguldak'ın 'kaderi' diyorlar. Buranın kaderi bu muydu" diye konuştu.
Madencilerden Erkan Taşdemir hayatını kaybettiğinde 5 aylık hamile olan eşi Arzu Taşdemir de kızının her gün babasını sorduğunu anlattı.
Kızının babasını hiç göremediğine dikkati çeken Taşdemir, "Kızım büyüdükçe babasını sormaya başladı. Ona cevap veremiyorum. Çocuğum tarladaki taşa bile 'baba' diyor. Ben o zaman kızımı alıp mahkemeye getireyim 'benim babam nerede' diye sorduğunda, bilirkişi nasıl rapor çıkaracak? Benim psikolojim bozuldu, çocuğumu emziremedim. Mamayla büyüdü, ona anne sıcaklığı bile veremedim. Onu hep enişteleri ve teyzeleri büyüttü. Eniştelerine bazen 'baba' diyor. Hayallerimi ve ümitlerimi eşimle bıraktım" ifadesini kullandı.
Müşteki ailelerin avukatlarından Ünal Demirtaş ise mahkeme heyetinin bilirkişi incelemesi taleplerini reddettiğine vurgu yaparak, "Mevcut bilirkişi raporlarına göre sonuca varılmak kaydıyla savcılığa dosya tevdi edildi. Mütalaa hazırlandıktan sonra sanıklar savunmalarını verecek. Büyük ihtimalle davamız da karara çıkacak. Dosyada mevcut bilirkişi raporlarının hüküm vermeye elverişli olmadığını düşündük. Mahkemeye de bu talebimizi ilettik" diye konuştu.
- Olay
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda 17 Mayıs 2010'da meydana gelen grizu patlamasının ardından taşeron olarak galeri açma işini yürüten firmanın 30 çalışanından haber alınamamıştı.
TTK ekipleri, 20 Mayıs 2010'da kurtarma kafesine yaptıkları donanımla eksi 540 koduna inmeyi başarmış, 28 cenaze yer üstüne çıkarılmıştı. Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesetlerine ise faciadan 8 ay sonra ulaşılmıştı.
Olayla ilgili daha önce 5 bilirkişi raporu hazırlanmıştı.