Gül İfade Verecek
Yerini Erdoğan’a bırakan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Necmettin Erbakan dönemindeki “Kayıp trilyon” davası için ilerleyen günlerde savcılığa ifade vereceğini söyledi.
Hürriyet Gazetesi Yazarı Taha Akyol'un haberine göre, Abdullah Gül çevresine eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi örnek göstererek, "Hukuk devleti budur; kimse imtiyazlı değildir, herkes gider ifade verir. Suç var mı yok mu diye karar verme yetkisi yargıya aittir" dedi.
Abdullah Gül, geçen hafta kendisini ziyarete gelen konuklarına anılarını anlatırken, "Kayıp trilyon" davasından da bahsederek şunları söyledi:
"Artık görevim bitiyor. Uygun bir zamanda avukatlarımı savcılığa göndereceğim, ifade vermek üzere gitmek için gün belirlenmesini isteyeceğim."
Gül konuşmasında, "Kayıp trilyon" davasına bakan Ağır Ceza Mahkemesi'nin, kendisi gibi ilgisiz bütün parti yetkilileri hakkında ve özellikle de Refah Parti'liler hakkında beraat kararı verdiğini hatırlattı.
İşçi Partisi de, Gül'ün yargılanması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na cuma günü dilekçe vermişti.
Cumhurbaşkanlığı döneminde de gündemdeydi
Gül cumhurbaşkanı seçildikten sonra hakkında "özel evrakta sahtecilik" ve "2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'na aykırılık" iddialarından soruşturma yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı vermişti. Emekli Yargıtay üyesi Cahit Nalbantoğlu bu karara itiraz etmişti. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, Abdullah Gül'den 5 kez "şüpheli" diye bahseden kararında, takipsizliği kaldırmıştı.
Bunun üzerine o dönem Cumhurbaşkanı olan Gül, Nisan 2009'da Ankara Savcılığı'na Çankaya Köşkü'nden bir yetkiliyi gönderdi. Davada ifade vereceğini, bunun için kendisine gün bildirilmesini istedi.
Fakat hem savcılık hem Köşk hukukçuları, bunun "Cumhurbaşkanı" için uygun olmayacağı görüşündeydi. Cumhurbaşkanlarının devletin başı olduğu, kendisinin Ankara Savcılığı'nda ifade vermeye gitmesi halinde "devlet hayatında olmaması gereken protokol sorunları"nın ortaya çıkacağını anlattılar. Savcı da, Gül'ün ifadeye gelmesinin uygun olmayacağını bildirdi. Bunun üzerine Gül, görevi devam ettiği müddetçe ifadeye gitmekten vazgeçti.
Gül'ün yargılanması kararı kaldırıldı
İtiraz üzerine verilen kararlar kesin nitelik taşıdığından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan Mahkemesi'nin kararının "kanun yararına bozulması" istemiyle Yargıtay'a götürülmesi için Adalet Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık da bunu haklı görerek kararı "kanun yararına bozulması" istemiyle Yargıtay'a götürdü.
Yargıtay 11'inci Ceza Dairesi de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını kanun yararına bozdu. Daire, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına itiraz eden Cahit Nalbantoğlu'nun itiraz hakkı bulunmadığına da hükmederek Sincan Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı Gül'ün yargılanmasına yönelik verdiği kararı kaldırdı.
Davanın avukatlarında Şeref Malkoç, Yargıtay'ın kararından sonra Gül hakkındaki dosyanın kapandığını söyleyerek, "Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili hukuki süreç tamamlandı. Dolayısıyla bu dosyanın açılması diye bir şey söz konusu değil. Hukuki süreç tamamlandı. Gül'ün olayla ilgisi olmadığı için takipsizlik kararı verildi" dedi.
Yani Gül önce milletvekilliği dokunulmazlığı ardından da cumhurbaşkanı olduğı için yargılanamadı.
Kayıp trilyon davası neydi?
Anayasa Mahkemesi 1998'de, Refah Partisi (RP) hakkında "laiklik karşıtı odak haline geldiği" gerekçesiyle verdiği kapatma kararının ardından, yöneticilerden ellerindeki Hazine yardımını devlete iade etmelerini istedi. Ancak RP, paranın örgütlere gönderilerek harcandığını söyleyerek Hazine yardımını iade etmedi.
Müfettişlerin incelemelerinde paranın yaklaşık 1 trilyonluk kısmının gerçekte harcanmadığı, "sahte belgelerle harcanmış" gibi gösterildiği tespit edildi. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, aralarında dönemin RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın da olduğu parti yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da dava açtı.
Hocasını affetmişti
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi Erbakan hakkında, "özel belgede sahtecilik" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası verirken 68 RP yöneticisi 1 yıl ile 1 yıl 2 ay arası hapis cezası aldı. Yargıtay, bu kişiler hakkındaki kararı onadı. Erbakan cezası kesinleştikten sonra sağlık sorunlarını gösteren rapor aldı ve cezasının infazı dört kez ertelendi. Aynı mahkeme daha sonra, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki kannunda yapılan değişikliğe dayandırarak, Erbakan'ın cezasını 11 ay 2 güne indirdi ve cezasını evinde çekmesini kararlaştırdı.
Erbakan Balıkesir'deki evinde cezasını çekerken sağlık sorunlarını gerekçe gösterip af için Cumhurbaşkanı Gül'e bşvurdu. Gül de kendisini affetti.
Abdullah Gül o dönem, "Kayıp trilyon" davasında affettiği hocası Erbakan'ın Refah Partisi'nde yardımcısıydı.
Gül görevini Erdoğan'a devrettikten sonra, İstanbul Topkapı Merkezefendi 'de 2011'de vefat eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın mezarını ziyaret etti.