Gülten Çolak: "Evlerde Kömür Değil 301 Yanıyor"
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma maden kazası ceza davasının 5’inci duruşmasının ilk oturumunda öğle arası verildi.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma maden kazası ceza davasının 5'inci duruşmasının ilk oturumunda öğle arası verildi. Duruşmaya verilen arada bazı madenci yakınları gözyaşlarını tutamazken, madenci aileleri ve müşteki avukatları hakimin tutumuna tepki gösterdi. Duruşmaya katılan HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan ise davaya kamuoyu ilgisinin azaldığına dikkat çekti.
13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma maden kazasının ceza davası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. 5'inci duruşmanın ilk oturumuna öğle arası verilirken bazı aileler hakimin duruşmadaki kendilerine karşı olan tavrına gözyaşlarıyla tepki gösterdi.
Maden şehidi Ali Kavas'ın eşi Gülten Kavas, hakime ve davayı takip etmeye gelmeyen eşinin ailesine tepki gösterdi. Gülten Kavas'ı teselli etmek ise yine bir maden şehidi olan Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak'a düştü. Duruşma salonunda eşinin ailesinin davaya bir kez bile gelmemesine tepki gösteren Gülten Kavas, "İnsan bir kerecik olsun gelir. Oğlunun hakkını savunur" dedi. Gözyaşları içinde bu sefer duruşma hakiminin ve sanık avukatlarının tavrına tepki gösteren Kavas, "Onlar da vicdan ne arasın. Not alıyormuş Akın Çelik. Madende not alsaydı da 301 kişi ölmeseydi. Onlar 301 kişiyi yaktı. Allah'da onları yaksın. Mahkemede hakaret ediyormuşuz. Hakim de bizi dışarı çıkarıyor. Yarın almayacaklarmış. Tek tek dışarı çıkarıyorlar. Adalet bu mu? 301 kişinin ömrünü, canlarını aldılar bizim de kaderimizi sonlandırmak istiyorlar. Artık kaderimiz sınıra varıyor, sabrımızın sonundayız. Sabrımızın sonunu deniyorlar. Benim eşim 3 günlük işçiydi. Bir hafta kurs veriyoruz diyorlar. Madem bir hafta kurs veriyorlardı da neden benim eşim 3 günlükken yerin altına girdi. Neden girdi? İki çocuğum babasız şuan. 8 tane tutuklu var bu beşinci duruşma. Onlara soru soruluyor, onların avukatları soruyor. Neden biz arka plandayız. Neden bizim sesimiz çıkmıyor. Bir kere de ailelere sorulsun. Aileler hep bağırıyor diyor. Tabi bağıracağız, canımız yanıyor. Akşam iki çocuğum babasını soruyor bana."
KÖMÜR DEĞİL 301 YANIYOR
Gözyaşlarına boğulan Gülten Kavas'ı teselli eden Gülten Çolak ise şunları söyledi: "Hiç kimse evlerinde kaloriferlerinde Soma kömürü yakıyoruz sanmasın. 301'i yakıyorlar. Adaletin bağımsız olmasını istiyoruz. Adalet tarafsız olacak."
Müşteki avukatlarından Sercan Aran verilen arada 5'inci duruşmanın ilk oturumunu değerlendirerek, "Duruşmada tanıkların dinlenmesine devam ediliyor. Bugün Ercan Metin ile başladık dinlemeye. Akabinde bizim sorularımıza geçildi sanık ve sanık avukatlarından sonra. Biz bir konuda soru sorarken özellikle üretim zorlaması meselesini sorduk. Sanıklar ve sanık avukatları bizim bu konuda soru sormamızı istemiyor. Çünkü şunu çok iyi biliyorlar. Bu maden ocağında üretim zorlaması olduğunu, işçilere baskı yapıldığını. Bunun üzerine sanık avukatları ciddi itirazlarda bulundu. Bu itirazlar üzerine aileler de neden itiraz ediyorsunuz, siz soru sorduğunuzda biz itiraz etmiyoruz. Bizim avukatlarımız soru sorduğunda neden itiraz ediyorsunuz' dendi. Bunun üzerine Hakim Aytaç Bey de 'Çıkın dışarı' dedi. 'Gidin, yarın da gelmeyin böyle yapacaksanız.' dedi. Biz de bu tutuma itiraz ettik. Duruşma anında o an için duruşma durumunu bozucu bir durum olarak değerlendirebilirsiniz bunu ama bunu bundan sonrakiler için değerlendiremezsiniz. Bir saat sonra tekrar duruşma düzenini düşünürseniz o zaman tekrar dışarı çıkartırsınız ya da yarın aynı şekilde olur. Bunun usulü budur Ceza Muhakemesi Kanununa göre.' Şimdi sen duruşma düzenini bozan bir hareket yaptın bundan sonra da duruşmalara katılmayacaksın diye böyle bir hüküm yok, karar yok. Biz de bu duruma itiraz ettik. Salon biraz gerginleşti akabinde ifade tamamlandı ve ara verildi. Durum bundan ibaret. Biz başkan beyin fevri bir çıkış yapmasını eleştirdik. Bugün gelme yarın gelme diye bir usul yok dedik. Böyle bir kota da koyamazsınız, aileleri de engelleyemezsiniz dedik. Durum bundan ibaret yarın aileler gelecek. Sorunsuz bir şekilde duruşmaya devam edeceğiz öğleden sonra."
KAMUOYU İLGİSİ AZALTILMAYA ÇALIŞILIYOR
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da, bir buçuk yıla yakın bir süredir bir adalet mücadelesi içinde olduklarını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: "301 yurttaşımızı kaybettik ve ölenleri geri getirme şansımız yok ama bu büyük acı üstünde bir adalet bulup bir daha tekrarlamamasını sağlamak. Bütün derdimiz bu. Bu çerçevede 301 arkadaşımızın ölümünün sorumlularını arıyoruz. Elbette bu şirketin sahiplerinin sorumlulukları çok büyük. Burada içeride bir bölümü tutuklu ve tutuksuz olarak yargılanıyorlar. Belki onlardan daha fazla o sıralarda olması gereken kamu görevlileri var. Bu davanın en büyük sorunu yalnızca şirketin sahipleri çerçevesinde tutulmasıdır."
Şirkete ruhsat veren, rapor verenlerin Bakana kadar yargılanması gerektiğini anlatan Paylan, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu yargılama sırasında onların olması gerekiyor. Ancak, maalesef dosya sadece şirket yetkilileri çerçevesinde tutuldu ve o çerçeveden büyütülmediği sürece buradaki şirket sahiplerine en büyük ceza verilse bile inanın hiçbirimizin yüreği soğumayacak. Çünkü pek çok rapor verilmişti, ruhsat verilmişti. Sümen altı edilmişti pek çok rapor bu çerçevede. O sorumluların da dosyaya dahil edilmesini bekliyoruz. İçeride gördüğümüz sahnede acı çok büyük. Acılar hala taze ama kamuoyu duyarlılığı gittikçe düşüyor. Pek çok davada olduğu gibi. Aslında sürece yayıp, zamana yayıp bu kamuoyu duyarlılığının düşürülmesi yönünde bir eğilim olduğunu görüyoruz. Biz bu davanın takipçisiyiz. Halkların demokratik partisi olarak sürekli takip edeceğiz ve adalet mücadelesi dediğim gibi kamu görevlilerinin de bu işin içine katıncaya kadar bizim bu adalet mücadelemiz devam edecek." - MANİSA