Güvenlik Bilimleri Fakültesi'nde Mezuniyet Sevinci
Polis Akademisi Gölbaşı Kampüsü'nde düzenlenen 68. dönem mezuniyet töreni ile Güvenlik Bilimleri Fakültesi'ni bitiren öğrenciler mezun oldu.
Mezuniyet törenine, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Sayın Muammer Güler, Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz, Kırıkkale Milletvekili Sayın Oğuz Kağan Köksal, İçişleri Bakan Yardımcısı Sayın Osman Güneş, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Sayın Seyfullah Hacımüftüoğlu, Emniyet Genel Müdürü Sayın Mehmet Kılıçlar, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları, davetliler ile öğrencilerin aileleri katıldı.
Başbakan Sayın Erdoğan, Polis Akademisi Mezuniyet Töreninde yaptığı konuşmada, bugün mezun olan 475 öğrencinin sadece Türkiye'nin değil içinde bulunduğu coğrafyanın en güzide eğitim kurumlarından biri olan Polis Akademisi'nde, en iyi ve en kaliteli eğitimi aldığını belirtti. Polislere, polis teşkilatının gelecekteki yöneticilerine burada verilen eğitimin çok önemli olduğuna inandığını kaydeden Başbakan Sayın Erdoğan, "Zira bu akademide teorik eğitim yanı sıra Türkiye'nin birikimi, tecrübeleri yani pratik de öğrencilerimize verildi" dedi.
Türkiye'nin zorlu bir coğrafyada yer aldığını dile getiren Başbakan Sayın Erdoğan, çoğunluğu Müslüman olan, anayasal, parlamenter sistemi ve demokrasiyi bir rejim olarak benimsemiş, başarıyla uygulayan, aksaklıkları gideren, standartlarını yükselten bir ülke olarak Türkiye'nin farklı kimliklerle öne çıktığını vurguladı. Türkiye'de uzun yıllar boyunca terörle mücadele edildiğini, teröre rağmen demokratikleşme adımlarının atıldığını, kararlı reformların hayata geçirildiğini ifade eden Başbakan Sayın Erdoğan, bu nedenlerle, Türkiye'nin emniyetinin sağlanması için çok hassas bir denge içinde çalışılması gerektiğinin altını çizdi.
Başbakan Sayın Erdoğan, "Biz hem güvenliğini tam anlamıyla tesis etmek hem de bunu hukuk, demokrasi içinde, özgürlüklere tam manasıyla sahip çıkarak gerçekleştirmek zorundayız. Böyle zorlu bir coğrafyada Türkiye'nin güvenliğinden asla taviz veremeyiz ancak geçmişte yaşandığı gibi güvenliği bahane ederek hukukun çiğnenmesine, demokrasinin duraklamasına, özgürlüklerin kısıtlanmasına da asla imkan tanıyamayız" diye konuştu.
Hükümet olarak 10,5 yıl boyunca özgürlük-güvenlik dengesini büyük bir hassasiyetle muhafaza ettiklerini vurgulayan Başbakan Sayın Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın bundan ciddi olarak rahatsızlık duyanlar da oldu. Özgürlüklerin genişletilmesinin, demokrasinin standartlarının yükseltilmesinin güvenlik sorunu doğuracağını iddia edenler de oldu. Biz bunların hiçbirine aldanmadık. 'Bizim halkımız demokrasi ve özgürlük noktasında en ideali hak ediyor. Hatta bu konuda geç bile kalındı' dedik ve özgürlükleri olabildiğince genişlettik. Özgürlükler genişledikçe, demokrasinin standartları yükseldikçe ortaya bir güvenlik sorunu çıkmadı. Tam tersine birliğimiz pekişti, bütünlüğümüz güçlendi, kardeşliğimiz daha da anlam kazandı. Yasakları, kısıtlamaları kaldırdıkça, engelleri, engellemeleri tek tek Türkiye'nin gündeminden çıkardıkça Türkiye daha güvensiz değil tam tersine daha güvenli, daha huzurlu, özgür ve itibarlı bir ülke haline geldi.
30 yıldır devam eden terör sorununu artık çözüm aşamasına getirdik. Bu aşamaya; bu umut verici noktaya sadece güvenlik tedbirlerini artırarak değil güvenlik ve özgürlük dengesini samimi şekilde gözeterek ulaştık. Daha çok yasaklayarak, kısıtlayarak, görmezden gelerek değil tam tersine özgürlükleri genişleterek, yolları açarak, gönülleri kazanarak bu güzel seviyeye gelebildik. Buradan geriye dönüş de, Allah'ın izniyle, olmayacak. Türkiye'de güvenliğin, özgürlüklerin ve demokrasinin önüne geçtiği dönemler inşallah geri gelmeyecek. Hiçbir sabotaj, hiçbir tahrik, hiçbir tuzak Türkiye'yi güvenlikçi politikaların egemen olduğu günlere geri döndüremez ve döndüremeyecek.
Özellikle bu akademide en iyi, en kaliteli eğitimi almış, güvenlik birimlerini öğrendiği kadar hukuku, demokrasiyi, milli iradeyi, özgürlükleri saygıyı özümsemiş polislerimiz Türkiye'nin hem daha fazla değişmesini hem de sürekli ileriye gitmesini temin edecekler."
Taksim Gezi Parkı odaklı eylemlerin polise karşı sistemli ve tertipli bir kampanyaya dönüştürülmek istendiğini söyleyen Başbakan Sayın Erdoğan, daha en başından itibaren bu gösterilerde polisin, hükümetin, demokrasinin ve milli iradenin hedef alındığını kaydetti. Ulusal ve uluslararası medya ile bazı parlamentoların hedefinde hep polisin olduğunu ifade eden Başbakan Sayın Erdoğan, gösterileri en başında itibaren büyük bir dikkatle izlediklerini, gösterilerin hiçbir aşamasında polisin demokrasinin dışına çıkacak, hukuku çiğneyecek, özgürlükleri kısıtlayacak bir tavrın içinde olmadığını anlattı.
Polisin, amirlerinden aldığı emirle kendilerine tanınan yetki çerçevesinde, hukuk ve meşruiyet içinde kalarak görevini başarıyla yerine getirdiğini dile getiren Başbakan Sayın Erdoğan, "Daha önce de ifade ettiğim gibi polisimiz çok önemli, çok zorlu bir demokrasi testinden başarıyla geçmiştir" dedi.
Başbakan Sayın Erdoğan, polisin, bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilmeyecek saldırılara, tahriklere hukuk dışına kesinlikle çıkmadan karşı koyduğunu ve adeta kahramanlık destanı yazdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Böylesine uzun soluklu bir mücadeleyi vakarını, disiplinini bozmadan, 48 saat adeta aç susuz kalarak sürdürebilmek, açık söylüyorum, sadece bizim polisimizin başarabileceği bir iştir. Özgürlükleri bu kadar genişleten, demokrasinin standartlarını yükselten, bu kadar reform yapan bir hükümetin başbakanı olarak şunu bütün kalbimle bütün samimiyetimle ifade ediyorum; biz 'İşkenceye sıfır tolerans' diyen bir hükümetiz. Biz polisimizin olaylara müdahale, gözaltı, sorgulama kurallarını değiştiren, demokratikleştiren bir hükümetiz. Polisimiz hata yaptığında bunu açık yüreklilikle söyler, gereğini de yaparız. Ancak hiç kimsenin, kim olursa olsun, ister milletvekili ister birileri bizim polisimize küfretmeye, hakaret etmeye hakkı yoktur."
Polis üzerinden ülkeye operasyon yapılmasına da müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Polisimize hakaret edenler Yunanistan'ı görmüyor mu, Almanya'yı görmüyor mu, İngiltere'yi görmüyor mu, Fransa'yı görmüyor mu? Bizim polisimizin yapmadıkları orada çok çok aşırı derecede fazlasıyla yapılıyor. Bizim polisimiz kurşun yiyor, bunun karşılığında su sıkıyor, biber gazı sıkıyor. Avrupa Birliği müktesebatına bakarlarsa orada bunun polisin en doğal hakkı olduğunu görürler. Bize Avrupa Birliği Parlamentosu ders verirken önce müktesebatın içeriğini okusun" değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, "Polisimizi uluslararası ya da ulusal medyaya, Türkiye'nin hasmı çevrelere asla yıprattırmayacağız. Ben ve Hükümetim, polisimizi gönülden tebrik ediyoruz. Her kademedeki polis kardeşlerime haftalardır devam eden olaylarda, fedakarlıkla, vatanseverlikle mücadele verdikleri için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Başbakan Sayın Erdoğan, Polis Akademisi Mezuniyet Töreninde, Taksim Gezi parkı olayları başladığı andan itibaren polisin son derece sabırlı, itidalli, tahammüllü davrandığını söyledi.
Her türlü medya, sosyal medya aracını kullanarak polise çok ağır saldırılar yapılmasına rağmen polisin soğukkanlılıktan asla taviz vermediğini kaydeden Erdoğan, bir partinin milletvekilinin kameraların önünde çok ağır ifadeler kullanırken bile, polisin vakarından, ağır başlılığından asla geri adım atmadığını söyledi.
Başbakan Sayın Erdoğan, "10 yıl önce bu boyutta gösteriler, saldırılar karşısında polisin nasıl tepki vereceğini milletimizin takdirine ve tahayyülüne bırakıyorum" dedi.
Son olaylarda polisin kendisini ispat ettiğini anlatan Başbakan Sayın Erdoğan, "Haftalardır farklı yöntemlerle, araçlarla polisin göstericilere şiddet uyguladığı iddia ediliyor. Göstericiler, masum, sakin, çevre gönüllüsü, ağaç sevdalısı, çiçek, böcek, karanfil çocuklar olarak gösterilirken, polisimiz şiddet yanlısı gösterilmek istendi. Oysa tablo bunun tam tersiydi" diye konuştu.
Olaylarda bir polisin şehit olduğunu, 2 polisin silahla ağır yaralandığını ifade eden Başbakan Sayın Erdoğan, şöyle devam etti:
"Polisimiz inanın tarihinde hiç olmadığı kadar sabırlı ve itidalli davranmıştır. Görüntüler ortaya çıktıkça, polisimizin sabrı, polisimize yönelik alçakça saldırılar tek tek açığa çıkıyor. Polisimize yönelik nasıl şiddet uygulandığını önümüzdeki günlerde de milletimizle görüntülerle paylaşacağız. Polisimizi, uluslararası ya da ulusal medyaya, Türkiye'nin hasmı çevrelere asla yıprattırmayacağız. Ben ve hükümetim, polisimizi gönülden tebrik ediyoruz. Her kademedeki polis kardeşlerime, haftalardır devam eden olaylarda fedakarlıkla, vatanseverlikle mücadele verdikeri için, şahsım, ülkem ve milletim adına şürkranlarımı sunuyorum."
Türkiye'nin polisi konusunda yargıda bulunacak yegane mercinin millet olduğunu vurgulayan Başbakan Sayın Erdoğan, "Türkiye'nin polisi konusunda uluslararası medya kuruluşları, bunların Türkiye'deki uzantıları ya da bazı parlamentolar değil, sadece milllet takdirde bulunur. İster bu süreçte olsun isterse başka herhangi bir zaman kural dışına çıkan polisimiz olursa, elbette bunun hukuki, idari gereği neyse yapılmıştır, yapılacaktır. Bu başka bir şeydir. Polisimize, haksız, kasıtlı şekilde saldırmak bir başka şeydir" diye konuştu.
Partisince son 1 hafta içinde düzenlenen Milli İradeye Saygı mitinglerinde, milletin polise sahip çıktığına, polise yönelik güven ve sevgisini samimi şekilde gösterdiğine şahit olduğunu anlatan Başbakan Sayın Erdoğan, "Çünkü, bu polis milletin polisidir. Bu polisin arkasında da milletimizin kendisi vardır" dedi. Başbakan Sayın Erdoğan, polisin, özgürlüklere, demokrasiye ve hukuka daha fazla sahip çıkan, ama aynı zamanda gücü, müdahale yeteneği artan bir konumda olmasını istediklerini ve bunu her fırsatta sağlayacaklarını kaydetti.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, "Sevgili polis arkadaşlarım" dediği yeni mezun polislere şöyle seslendi:
"Şeyh Edebali'nin, 'insani yaşat ki devlet yaşasın' ilkesini vazife yaptığınız müddetçe lütfen aklınızdan ve kalbinizden çıkarmayın. Siz devleti korumak için değil, milleti korumak suretiyle devleti korumak, devleti yüceltmek için vazife alacaksınız. İnsanımızı ne kadar korursanız, yüceltirseniz devletimiz de o kadar büyüyecek, gelişecek, güvenli ve huzurlu bir yer olacaktır. Sizlerin, demokrasiden, hukuktan, özgürlüklerden taviz vermeyeceğinize yürekten inanıyorum. Sizlerin, insan odaklı, insan merkezli, insana hürmet içinde hizmet edeceğinize gönülden inanıyorum."
Başbakan Sayın Erdoğan, mezunlara yeni görevlerinde başarılar dileyerek, başta olaylarda şehit olan Mustafa Sarı olmak üzere emniyet teşkilatının tüm şehitlerini rahmetle andı.
İçişleri Bakanı Sayın Muammer Güler, bütün hizmetlerde olduğu gibi güvenlik hizmetlerinde de vatandaş memnuniyetini ön planda tutup, insan hak ve özgürlüklerinin korunmasına özen gösterdiklerini belirterek, "Ancak hiç kimsenin, başkalarının özgürlük alanını yok edecek şekilde hak ve özgürlüklerini kullanamayacaklarını da vurgulamak istiyoruz" dedi.
İçişleri Bakanı Sayın Güler, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinin Gölbaşı yerleşkesindeki mezuniyet töreninde, emniyet teşkilatının iyi eğitilmiş, üstün vasıflı genç mezun 413 polisin katılımıyla yeni bir güç ve dinamizm kazandığını söyledi.
Güvenlik Bilimleri Fakültesinde 16 ülkeden 305 misafir öğrenciden 62'sinin de mezun olduğunu aktaran İçişleri Bakanı Sayın Güler, mezun polisleri tebrik etti.
Günümüzde terör başta olmak üzere birçok olumsuz gelişmenin insanların can ve mal güvenliğini daha fazla tehdit eder hale geldiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Sayın Güler, vatandaşların en büyük arzusunun huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürmek olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak değişen ve gelişen şartlara uygun iç güvenlik hizmetini en iyi şekilde sunmanın gayreti içinde olduklarını bildiren İçişleri Bakanı Sayın Güler, "Sunduğumuz bütün hizmetlerde olduğu gibi güvenlik hizmetlerinde de vatandaş memnuniyetini ön planda tutuyor, insan hak ve özgürlüklerinin korunmasına özen gösteriyoruz. Ancak hiç kimsenin başkalarının özgürlük alanını yok edecek şekilde hak ve özgürlüklerini kullanamayacaklarını da vurgulamak istiyoruz" diye konuştu.
Sosyal medyanın da başkalarına hakaret, suça teşvik ve toplumsal huzuru bozmaya yönelik şiddet eylemleri için bir imtiyaz alanı olamayacağını da herkesin bilmesi gerektiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Sayın Güler, demokrasilerde hak aramanın meşru yolları ve kurallarının bulunduğuna dikkati çekti.
"Biz, güvenliğin olmadığı yerde özgürlüklerin de anlamının kalmayacağı inancı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ne özgürlüğümüzden ne de güvenliğimizden vazgeçemeyiz" diyen İçişleri Bakanı Sayın Güler, polisin sokaktaki tavrı ve vatandaşa yaklaşımıyla sadece kendi kurumunun ve şahsının değil, devletin de saygınlığını temsil ettiğini söyledi.
Polisin vatandaşa karşı tutum ve davranışının önem taşıdığına dikkati çeken İçişleri Bakanı Sayın Güler, bu nedenle polisin eğitimine büyük önem verdiklerini ve her sene teşkilat mensuplarının en az yarısını hizmet içi eğitime aldıklarını bildirdi.
İçişleri Bakanı Sayın Güler, genç mezunlarla güçlenen Türk polis teşkilatının milletin milli, manevi, ahlaki ve kültürel değerleri ile bütünleşmiş olarak ülkenin huzur ve güvenliği için daima milletin ve devletin emrinde fedakârca görev yapmaya devam edeceğini söyledi.
Mezun polislere seslenen İçişleri Bakanı Sayın Güler, şöyle konuştu:
"Karşılıklı sevgi ve saygıyı, kardeşlik, dostluk ve yardımlaşmayı öğrendiniz. Sizler Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk vatanının yılmaz bekçileri ve emniyet teşkilatının geleceğisiniz. Dünyadaki yeni gelişmeleri ve değişimleri yakından takip edin ve her zaman daha iyiyi, daha mükemmeli yakalamak için gayret gösterin. Her ne şart altında olursa olsun güler yüzlü ve şefkatli bir şekilde vatandaşın hizmetine koşmayı kendinize şiar edinin."
İçişleri Bakanı Sayın Güler, mezunların ailelerini ve polis akademisi görevlilerini de tebrik etti.
Günümüzde bireyin güvenliği ve insan haklarının daha fazla ön plana çıktığını kaydeden Genel Müdür Sayın Kılıçlar, "Bu yüzden teşkilat olarak; vatandaş odaklı yöntem ve projeleri güvenlik hizmetlerinde uyguluyor, bütün çalışmalarımızda güvenlik, özgürlük dengesini hassasiyetle gözetiyoruz." dedi.
Polis Akademisi'nin sadece polis amiri yetiştiren değil, güvenlik alanında bilimsel çalışmalar yapan ve iç güvenlik stratejileri üreten modern bir eğitim-öğretim kurumu olarak da faaliyet gösterdiğini ifade eden Genel Müdür Sayın Kılıçlar, başta orta asya, balkanlar ve orta doğu ülkeleri olmak üzere, bu yıl toplam 15 ülkeden 62 misafir öğrencinin polis amiri olarak yetiştirip, mezun ettiklerini söyledi.
Konuşmasında mezun olan komiser yardımcıları ve misafir öğrencilere de seslenen Genel Müdür Sayın Mehmet Kılıçlar şunları söyledi:
"Sevgili Gençler,
Meslek hayatınız boyunca devletimizin ve milletimizin beklentileri paralelinde gayret göstermeniz gerektiğini unutmayınız. Adaletin tesis edilmesinde önemli bir görev üstlendiğinizin bilincinde olarak, vatandaşlarımıza şefkat ve güler yüzle muamele etmeyi, maiyetinizdeki personelinize yapıcı davranışlarda bulunmayı ve örnek birer insan olmayı unutmayın.
Dost ve kardeş ülkelerden gelen değerli akademililer,
Kendi ülkelerinizi buraya taşıyarak rengârenk bir kültür armonisi oluşturdunuz. Şimdi de ülkelerinize birer "Türkiye" taşıyarak dönüyorsunuz.
Huzur bekleyen dünyamız, hepinizi sevinçle bağrına basacaktır. Türkiye, sizlerle paha biçilmez bir değer olan güveni ve güvenliği küresel köyümüze hediye etmektedir. işbirliği ve yardımlaşmanın belki de en kıymetli ürünü budur."
Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Sayın Remzi Fındıklı ise can ve mal güvenliğinin insanların öncelikli ihtiyaçları arasında bulunduğunu, insanların, can ve mal güvenliğinin sağlandığı, karşılandığı yerleri vatan olarak gördüğünü belirtti.
Kamu düzeni ve güvenliğini sağlamakla görevli polisin zaman zaman zor kullanabileceğini ifade eden Akademi Başkanı Sayın Fındıklı, polisin orantısız güç kullanmasının kabul edilemeyeceğini, ancak gerektiğinde güç kullanılmamasının da zafiyete yol açabileceğini, bunun da kabul edilmesinin mümkün olmadığını bildirdi.
Polisliğin hizmet mesleği olduğunu anlatan Akademi Başkanı Sayın Fındıklı, polisin topluma hükmetme değil, hizmet etmekle görevli olduğunu söyledi. Akademi Başkanı Sayın Fındıklı, polise yönelik haksız eleştirilerin, aynı zamanda toplumdaki barış, güven ve huzur ortamını da olumsuz etkileyeceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek'in mesajının okunduğu törende, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, dereceyle mezun olan 10 polise diplomalarını verdi. Dereceye giren yabancı mezunlar ise diplomalarını İçişleri Bakanı Sayın Güler'den aldı.
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Sayın Zerrin Koyunsağan, dereceye giren polislere hediye verdi. Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz da Koyunsağan'a plaket takdim etti.
Akademi Bandosu'nun konserinin ardından tören yürüyüşü gerçekleştirildi ve Özel Harekat Dairesi Başkanlığının helikopter gösterisi sergilendi.
Törenin ardından komiser yardımcıları, mezuniyet sevinçlerini aileleriyle paylaştı.