Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar: "Türkiye'nin Savunma Sanayisinde Yükselmesinden...
Adıyaman’da konferans veren Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, "Ukrayna soruyor diyor ki biz sizin müttefiğiniz olan ülkeye vereceğiz neden engellemeye çalışıyorsunuz ve cevap şudur arkadaşlar, Türkiye’nin savunma sanayisinde kontrolsüz yükselmesinden rahatsızız.
Adıyaman'da konferans veren Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, "Ukrayna soruyor diyor ki biz sizin müttefiğiniz olan ülkeye vereceğiz neden engellemeye çalışıyorsunuz ve cevap şudur arkadaşlar, Türkiye'nin savunma sanayisinde kontrolsüz yükselmesinden rahatsızız. Neden biz Kuzey Kore miyiz, biz başka bir ülke miyiz, neden kontrolsüz diyorlar, çünkü borç istemek için gittiğinizde adamlar sizin önünüze bir evrak koyuyor. Sen savunma sanayi için bir şey istediğinde ona mahkumsun. Seni kontrol edemediği bir noktaya geldiğinde yapabileceği tek şey var o da seni aşağıya çekmek" dedi.
Adıyaman Belediyesi tarafından düzenlenen "15 Temmuz'dan Afrin'e" konulu konferans büyük ilgi gördü. Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve Habertürk Genel Müdürü Veyis Ateş'in konuşmacı olarak katıldığı konferansta Türkiye gündemi ele alındı.
Yoğun ilgi gören konferansta salonda oturulacak yer kalmayınca bir çok öğrenci sahnede bağdaş kurarak oturdu. Adıyaman'da olmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirerek Türkiye'nin terörle yaptığı mücadeleden bahseden Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, "1980'li yıllardan bu yana terörle mücadele kapsamında cebimizden çıkan para şu ana kadar ne kadar biliyor musunuz? 700 milyar dolardır. Bu parayı Türkiye kendi kaynaklarına aktarabilseydi Türkiye şu anda 8.'ydi. Peki adamlar bunu planlayarak ya da isteyerek mi yapıyorlar, kesinlikle isteyerek yapıyorlar. Nereden anlıyorsunuz, ne zaman yukarı çıktığımız an birisi aşağıya doğru çekiyor. Bir örnek vereyim bakın bizim son dönemlerde iş birliği yaptığımız ülkelerden birisi Ukrayna. Çünkü füze teknolojisi onlarda var. Ukrayna'yla aramız iyi olduğu için füze teknolojisi konusunda beraber çalışma kararı aldı. Geçen yıl Ukrayna gazetelerinin birinde bir makale yayınlandı. ABD, Ukrayna'ya bir tehditte bulundu. Eğer Türkiye'ye savunma sanayi teknolojisinde destek verirseniz ambargo kapsamında bazı konularda sıkıntılar yaşayabiliriz. Ukrayna soruyor diyor ki biz sizin müttefiğiniz olan ülkeye vereceğiz neden engellemeye çalışıyorsunuz ve cevap şudur arkadaşlar, Türkiye'nin savunma sanayisinde kontrolsüz yükselmesinden rahatsızız. Neden biz Kuzey Kore miyiz. Biz başka bir ülke miyiz, neden kontrolsüz diyorlar, çünkü borç istemek için gittiğinizde adamlar sizin önünüze bir evrak koyuyor. Sen savunma sanayi için bir şey istediğinde ona mahkumsun. Seni kontrol edemediği bir noktaya geldiğinde yapabileceği tek şey var o da seni aşağıya çekmek" dedi.
Türk gençliğinin gösterdiği cesarete hayran kaldığını söyleyen Yarar, "2014 yılında barikatlar döneminde JÖH ve PÖH'e, ihtiyaç oldu, 250 bin genç başvuruda bulundu. 250 bin genç ben özel harekatçı olmak istiyorum dedi. Şahadet oradaydı, her gün şehit cenazesi geliyordu ve bir kişi geri dönmedi hepinizden Allah razı olsun. Bugün sokağa çıkanların yüzde 40'ı gençlerdi. Sizler akıllanacaksınız bizlerin düştüğü hatalara sizler düşmeyeceksiniz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin SİHA kullanımından bahseden Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, "Eskiden deniliyordu ki neden bizim SİHA'mız yok. SİHA'mız oluyor bu defa neden SİHA motorunu biz üretmiyoruz diye eleştirilerde bulunuyor. 2 gün önce SİHA'yı üretmedik diye kızıyordun SİHA'yı üretiyoruz bu defa motor yok diyor. Motor üretip takıyorsun adam diyor ki biz saman ithal ediyoruz" şeklinde ifade etti.
Bayraktar firmasının ürettiği SİHA ve yapılan eleştirilere değinen Yarar, "Bu Bayraktar denilen firma 1990'lı yıllarda hiç kimse bu işi yapmamışken bu iş için sisteme giren bir şirketten bahsediyorum. Bir gönül yoldaşlığından bahsediyoruz. O zaman cumhurbaşkanı ne siyasette bir yerde ne de bu şirketin öyle bir mevzusu var. 90'lı yıllarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde şehit olan bir yarbayın kendilerine edilen bir vaziyetle yola çıkıyorlar. 90'lı yıllarda başlatılan bir yolculuk bu. Adamların işi ya da gücü bu değil başka bir işle uğraşıyorlar. Adam diyor ki bizim de bu SİHA'larımız olsaydı askerlerimiz dağlara çıkmaz zorunda kalmazlar, bu SİHA'lar bulur ve yok ederdi diyor. Diyor ki biz iki tane terörist bulmak için 10 bin askerle arıyoruz. Adamların döşediği mayınlara basıyoruz. 90'lı yıllar, diyorlar ki biz ne yapabiliriz. 3 Arkadaş oturup çizim yaparak başlıyorlar. Ceplerindeki parayı koyuyorlar. Sebep nedir biliyor musunuz bir askerin bacağının kopmamasının derdindeler ve 24 yıl sonra bir eser meydana getirdiklerinde bugün söylenen konu nedir biliyor musunuz, bu" diye konuştu.
Yarar konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye 1990 yılından bu yana SİHA'ları istiyor, bir tanesini ya da iki tanesini. Bakın 10 tane değil arkadaşlar. Adamlar bunu vermemek için ellerinden gelen bütün gayreti gösterdiler. İki tane istedik vermediler çünkü biliyorlardı ne yapacağımızı. Bu devlet şu anda 15 Temmuz'dan hemen sonra 60 tanesini devreye soktu. Bu defa ne demeye başladılar biliyor musunuz damadı orada diye yaptılar. İsrailliler orada otururken, operasyonları takip ederken bunların hiç birini sormadınız da bu ülkenin has evladı orada olduğu için mi rahatsız oluyorsunuz. Adam 24 yıl cebinden koyuyor ürettiği malzeme dünyadaki envanterden 10 kat daha ucuz ama adama diyorlar ki en fazla malı siz ödüyorsunuz. Adama diyorlar ki sen teşvik aldın. Bu ülkeye bu kadar hizmet eden adamlar bu kadar harcanmamalı."
"3. Dünya Savaşı'nı yaşıyoruz"
Vatansız hiçbir şeyin olmadığını vurgulayan Habertürk Genel Müdürü Veyis Ateş, "Bu coğrafyayı katleden, bu coğrafyayı bölenlerin, Türkiye'yi bölmezse, Türkiye'yi parçalamazsa Türkiye eninde sonunda Suriye'yi toplar. Bu insanları kendine getirir. Coğrafyanın kaderini bizimle uğraşmaya devam edecekler. Çok şükür ki bilinç düzeyimiz, hassasiyetimiz oldukça büyük. Vatansız kalmak ne annesiz babasız kalmaya benziyor, ne karısız, çocuksuz kalmaya benziyor ne de başka bir şeye benziyor" ifadelerini kullanarak başından geçen bazı örnekler verdi.
Sanal bir savaşın çıkacağını düşünmediğini belirten Habertürk Genel Müdürü Veyis Ateş, "Sanalın gerçekle çok karşılığı olan birisi değilim ama 3. Dünya Savaşı derseniz geçenlerde birileri demişti ki Afrin için 55 gün harcadınız bunu da zafer olarak satıyorsunuz. Biz Afrin'de sadece YGP'lerle mücadele etmedik ki. Oradaki tünelleri kim kazdı, biz burada hendeklerle mücadele ederken oradaki tüneller kazılırken bizim bundan hiç haberimiz yoktu. Sanal bir savaşın çıkacağını düşünmüyorum çünkü farkındaysanız şu anda 3. Dünya Savaşı'nı yaşıyoruz. Bir kardeşimin bir sorusu vardı, kim dost, kim düşman eskiler bilir bu kadar açık ve aleni bir şeyler söylenmezdi. İç mihraklar ve dış mihrakların Türkiye'ye oyunu. Şimdi ne yapıyoruz ey Amerika, ey İsrail, her şey belli. Adını koyuyoruz artık. İletişim ve ulaşım kaynaklarımızın çoğalması bizler her şeyden vasıf yapar. Hiç uzaklara gitmemize gerek yok. Bin 500 sene oldu İslamın gelişi, bin yıla yakında Osmanlı ve Selçuklu'nun eliyle bu sancak buradaydı ve görünen odur ki sancak yine bize geçiyor. Yine bizde, halen bizde, oranın meselesini yine biz görüyoruz. Dolayısıyla bir şey olacaksa yiğit düştüğü yerden kalkacaksa, yiğit burada düştü, yiğit buradan da kalkacak" cümlelerini kullandı.
Konferans sonunda Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu tarafından Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar ve Habertürk Genel Müdürü Veyis Ateş'e el dokuması seccade hediye edildi.
Adıyaman Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansa Adıyaman Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha Gönüllü, İl Emniyet Müdürü Metin Alper, Jandarma Komutanı Albay Ercan Atasoy, Askerlik Şube Başkanı Albay Davut Kulalar, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş ile öğrenci katıldı. - ADIYAMAN