Diyarbakır Surları restore edilen ihtişamlı kapılarına birbiri ardına kavuştu
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak tescillenen Diyarbakır Surları, restorasyonu tamamlanan ihtişamlı kapılarına birbiri ardına kavuştu.
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak tescillenen Diyarbakır Surları, restorasyonu tamamlanan ihtişamlı kapılarına birbiri ardına kavuştu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğünün uzman restoratörlerinin Diyarbakır Surları'nın birçok dönemine tanıklık eden yüzlerce yıllık Mardinkapı, Dağkapı, Urfakapı ve Yenikapı'nın restore edilmesi için geçen yıl kasım ayında başlattıkları çalışmalar tamamlandı.
Titizlikle sürdürülen işlemlerinin tamamlanmasıyla Mardinkapı, Dağkapı ve Yenikapı'dan sonra 838 yıllık Urfakapı da yerine takıldı.
"Surların büyük bir kısmının restorasyon projeleri tamamlandı"
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Restorasyon Şube Müdürü Nermin Uzunali, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi.
Bakanlık tarafından oluşturulan Bilim Komisyonu ve Diyarbakır Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu üyeleriyle surda yürütülen çalışmaları yerinde incelediklerini belirten Uzunali, 2 yıl içerisinde alanda çok sayıda çalışmanın yapıldığını gördüklerini belirtti.
Atıl olan bölgelerin tamamlandığını, surların etrafının kaçak yapılaşma olan gecekondulardan temizlendiğini aktaran Uzunali, "Vali Münir Karaloğlu da sağ olsun azimli bir şekilde çalışıyor. Surların büyük bir kısmının restorasyon projeleri tamamlandı. Bir taraftan projeler tamamlanıyor diğer taraftan da uygulamalar devam etmekte." diye konuştu.
"Restorasyonla birlikte kapılar da hayat buldu"
Surlardaki çalışmalarla eş zamanlı olarak sur kapılarında da restorasyon çalışmalarının yapıldığını anlatan Uzunali, titiz şekilde kapıların yeniden konservasyonlarının ve bakımlarının gerçekleştiğini, temizlendiğini bildirdi.
Uzunali, "Restorasyonla birlikte kapılar da hayat buldu. Gelecek turistleri bekliyor. İlerde surlar bittiği ve işlevlendirildiği zaman turistlerin çok daha fazla artacağına eminim. Çalışmalar çok güzel gidiyor. Bakanlığım adına emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bakanlığımız, Valilikle birlikte bu bölgede çok özverili çalışmalar yapmaktadır." ifadelerini kullandı.
4 ana kapı da yerine takıldı
Diyarbakır Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Koç, surlarda 3 etap şeklinde çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Geçen yıl kasım ayından bu yana surun 4 ana kapısında restorasyon çalışmalarına başladıklarını belirten Koç, daha önce restorasyonları tamamlanan Mardinkapı, Yenikapı ve Dağkapı'yı yerine taktıklarını anımsattı.
Koç, 4 ana kapının en ihtişamlısı ve görkemlisi olarak nitelendirdiği Urfakapı'nın da yapılan 3 aylık titiz çalışmanın ardından yerine monte edildiğini ifade ederek, "Son olarak Urfakapı'yı yerine montajlayarak kale kapılarındaki restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı bitirdik." dedi.
"Savaş dönemlerinde sultanın sefere çıkarken kullandığı ana kapıdır"
Urfakapı'nın çok nitelikli bir kapı olduğunu belirten Koç, şöyle devam etti.
"Urfakapı, üstünde astrolojik simge ve sembollerin bulunduğu nitelikli bir kapı. Güneş motifi adeta demir ustasının imzasını taşıyacak şekilde bütün motiflerin üzerine işlenmiş. Kapıda, akrep, yıldız, boğabaşı, damla, yuvarlak, balık ve şahmeranın kuyruğunu oluşturan orta aks kısmında yer alan motifler mevcut. Görsel zenginlik açısından en nitelikli kapı olarak değerlendirebiliriz. Urfakapı'nın diğer bir özelliği de savaş dönemlerinde sultanın sefere çıkarken kullandığı ana kapıdır. Bu yönüyle diğer kapılardan ayrı bir nitelik taşıyor. Kapı halkın günlük olarak da çok kullandığı şehrin giriş çıkışlarının yoğun olduğu ana güzergahı oluşturuyor. Bu kapıyı tamamlamış ve Diyarbakır halkına, kültür ve turizmimize kazandırmış olmanın onurunu yaşıyoruz. Bundan sonra da demir kapımız asırlar boyunca varlığını özgün, ait olduğu yerde sürdürmeye devam edecektir."
Koç, Urfakapı kemer alınlığında bulunan kitabeye göre kapının 1183 senesinde Artuklu döneminde onarım gördüğüne ilişkin bilginin yer aldığını kaydetti. Koç, kitabedeki tarihi baz aldıklarında kapının 838 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu tahmin ettiklerini vurguladı.
Kapıda çürümüş ve korozyona uğramış metal parçalarının tamamlandığını ve eksik motiflerin de özgün motiflerden alınan kalıplarla geleneksel yöntemlerle tamamlandığını aktaran Koç, "Yapıldığı günden bugüne en çaplı bakım ve onarımını yaptık. Kapıya yüzde 20'lik bir müdahalemiz oldu." diye konuştu.