Haberler

Hepatit B virüsünün 10 bin yıllık evrimi

Güncelleme:
Abone Ol

HACETTEPE Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal'ın dahil olduğu 100'ü aşkın bilim insanından oluşan uluslararası araştırma grubu, Hepatit B virüsünün 10 bin yıllık evrimini araştırdı.

HACETTEPE Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal'ın dahil olduğu 100'ü aşkın bilim insanından oluşan uluslararası araştırma grubu, Hepatit B virüsünün 10 bin yıllık evrimini araştırdı. Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, Yaklaşık 20 bin yıl önce Hepatit B virüsünün bir ortak atasının önce Amerika kıtasına yayıldığını saptadık. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu virüsün 10 bin yıl önce tarımcılarla birlikte Avrupa'ya yayıldığını ve bunun içinde kaynak olarak Anadolu popülasyonlarının olduğunu gördük dedi.

Yaklaşık 4 yıl süren bilimsel araştırmada, geçmişte yaşamış insan topluluklarının dişleri, o bireylerin genetik yapısını ve popülasyon tarihini anlamak için antik DNA açısından analiz edilirken, bu dişlerden elde edilen genomik verilerle mikropların da genetik yapısı araştırıldı. Bu çerçevede dünya çapında yapılan analizlerle 137 bireyde Hepatit B virüsünün var olduğu anlaşıldı ve bu mikrobun genomik analizleri yapıldı. İncelemede Hepatit B virüsünün yaklaşık 20 bin yıl önce var olduğu, mevcut iki değişkesinin insanın Yeni Dünya'ya göçüyle Amerika kıtasına yayıldığı belirlendi. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu virüsün Anadolu ve Balkanlardan tarımın Avrupa'ya yayılması esnasında, insanlarla birlikte Avrupa'ya yayıldığı tespit edildi. M.Ö 2000 yılın sonlarında hastalığın değişime uğradığı ve genetik açıdan çeşitliliğinin azaldığı gözlemlendi. Günümüzde özellikle AIDS virüsünün yayılmasıyla beraber Hepatit B virüsünün Avrupa'ya yayılan türünden değişime uğramış bir çeşidinin dünyada yeniden yaygınlaşmaya başlandığı saptandı.

Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, canlıların genetik yapısını DNA'yla sakladığını ve bu DNA'nın kişi ya da canlı öldükten sonra parçalanmaya başladığını belirterek, Uygun koşullarda canlılar kendi DNA'sını uzun süre koruyabiliyor. ve bu tür çalışmalara da 'antik DNA çalışmaları' diyoruz. Özellikle son 10 yılda antik DNA çalışmaları yeni dizilim sistemleriyle yeni bir boyut kazandı ve günümüzde hem bitkilerin, hayvanların; ama yaygın olarak insanların genetik yapısı antik DNA çalışmalarıyla analiz edilip popülasyon tarihleri anlaşılmaya çalışılıyor dedi.

'KAYNAK YAPISININ ANADOLU POPÜLASYONLARI'

Prof. Dr. Erdal, virüsün insanlık tarihi kadar eski olduğunu bu yüzden araştırmanın 4 yıl sürdüğünü belirterek, Geçmişte yaşamış insan topluluklarının dişlerinden elde ettiğimiz örnekleri analiz edip, bunlar içerisinde insanların genetik yapısını ve popülasyon tarihini anlamak için bir çalışma yürütüyorduk. Daha sonra insan dişlerinin özünden elde edilen verilerle sadece insanlara ilişkin değil bu insanlarla birlikte yaşayan mikropların da genetik yapısını anlamaya yönelik bir çalışma sürdürdük. Yapılan çalışmalarda dünya çapında 137 örnekte aslında Hepatit B virüsünün de bu insanlarla birlikte var olduğu anlaşıldı. Bu makalenin temel konusu aslında Hepatit B üzerinden, evrimsel gelişimini, göç yollarını, insanlık tarihiyle birlikte nasıl değiştiğini anlamaya yönelik bir çalışmaydı. Yapılan analizlerde yaklaşık 17-20 bin yıl önce Hepatit B virüsünün bütün dünyaya yayıldığını ve ilk önce Amerika kıtasına yayıldığını saptadık. Amerika kıtasında 2 farklı değişkenin ortaya çıkıp yayıldığını gördük. İnsanlık tarihi kadar eski olan bu virüsün 10 bin yıl önce tarımcılarla birlikte Avrupa'ya yayıldığını ve bunun içinde kaynak olarak Anadolu popülasyonlarının olduğunu gördük dedi.

'VİRÜS ÜZERİNDEN İNSANLIK TARİHİNİ ANLAMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Prof. Dr. Erdal, M.Ö. 2000 yılının sonlarına doğru hastalığın değişime uğradığını vurgulayarak, Önceki versiyon yavaş yavaş önemini yitirirken yeni bir değişkesi değişmeye başlıyor. Ancak bunun da günümüzde özellikle AIDS virüsünün yayılmasıyla beraber tekrar değişmiş halde yine insanların içerisinde ortaya çıkıp yayılmaya başladığını görüyoruz. Böylece aslında bir virüs üzerinden insanlık tarihini başka bir yolla anlamaya ve aydınlatmaya çalışmış oluyoruz. İnsanlığı anlamak için sadece insanlığı araştırmak yetmiyor, insanla birlikte bitkileri, hayvanları da analiz etmemiz gerekiyor. Aynı zamanda bakteri ve virüs gibi mikroplar da insanlıkla birlikte değişiyor. Bu anlamda birini anlamak ötekini anlamakla eşdeğer. Günümüzde biliyoruz insanlar çok hareketli; ama aynı zamanda Covid 19 da insanlarla birlikte çok hareket eden bir şey. Bunun nasıl bir tarihi varsa, geçmişte yaşamış insanların da birbirleriyle ilişkileri, hareketi ve bir evrimi vardı. Biz günümüzde bu mikropları anlayarak günümüzdeki insan hareketliliğini de onların nasıl hastalandığını çözebiliriz ya da onlara ilişkin önemli veriler elde edebiliriz gibi geliyor ifadelerini kullandı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Hacettepe Üniversitesi Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title