Nahda Hareketinden ayrılan eski Sağlık Bakanı Mekki, partinin kuruluş esaslarından kopmadıklarını söyledi (1)
Eski Sağlık Bakanı Abdullatif el-Mekki ile röportaj Nahda Hareketinden ayrılan eski Sağlık Bakanı Mekki, partinin kuruluş esaslarından kopmadıklarını söyledi: "Hareketten ayrılma sebebimizin başında partinin artık bizi temsil etmediğini ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in 'darbe girişimi'nin...
Eski Sağlık Bakanı Abdullatif el-Mekki ile röportaj Nahda Hareketinden ayrılan eski Sağlık Bakanı Mekki, partinin kuruluş esaslarından kopmadıklarını söyledi:
"Hareketten ayrılma sebebimizin başında partinin artık bizi temsil etmediğini ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in 'darbe girişimi'nin ardından yaşanan krizi iyi yönetemediğini düşünmemiz yer alıyor"
"İnşallah Tunus bu kriz sürecini siyasi bilinç ve halkın desteği ile atlatacak; Tunus'a demokrasi yeniden gelecek"
MEHMET AKİF TURAN / ADEL THABTI - Tunus'ta Meclisin en büyük partisi Nahda Hareketinde son günlerdeki istifaların başını çeken eski Sağlık Bakanı Abdullatif el-Mekki, Hareketten ayrılmalarına rağmen kuruluşta belirlenen esaslara bağlı olduklarını belirtti.
Nahda Hareketinde bir süredir yaşanan parti içi krizin gölgesinde eski Sağlık Bakanı Mekki ile eski Tarım Bakanı Muhammed bin Salim, parti yöneticilerinden Semir Dilo ve milletvekili Cemile Kisikisi'nin de aralarında yer aldığı 131 üye, geçen hafta yaptıkları ortak açıklamayla istifalarını duyurdu.
Açıklamada, "Nahda yönetiminin yanlış siyasi tercihleri, Hareketin tecrit edilmesine ve 22 Eylül kararlarının (Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in yasama ve yürütmeyi devralması) temsil ettiği otoriter tehlikenin karşısında herhangi bir ortak cephede aktif olarak yer almamasına yol açtı." ifadelerine yer verildi.
Ortak açıklamayı sosyal medya hesabından duyuran Mekki, söz konusu istifaların yanı sıra parti içinde yaşanan son gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Mekki, "Hareketten ayrılma sebebimizin başında partinin artık bizi temsil etmediğini ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in 'darbe girişimi'nin ardından yaşanan krizi iyi yönetemediğini düşünmemiz yer alıyor." dedi.
"Parti içi istişarede başarısız olduk"
Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz'daki olağanüstü kararlarını demokrasiye vurulmuş sert bir "darbe" şeklinde nitelendiren Mekki, Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi'nin aldığı kararlarla "darbeye giden yola adeta kırmızı halı serdiğini" savundu.
Hareketin kuruluşunda belirlenen esaslardan kopmadıklarını ancak bu "darbe" karşısında alınan kararları yeterli görmedikleri için partinin görüşlerine karşı bir tutum içinde olduklarını belirten Mekki, şunları söyledi:
"İstişareler sırasında darbeye karşı yeterince güçlü hamleler olmadığını belirterek partinin vardığı siyasi kararları düzeltmeye çalıştık. Ancak kararların bireysel olarak alınması ve parti içi kurumsal sistemin işletilememesinden dolayı parti olarak yeterince sorumluluk alamadık. Parti liderliği sorumluluk alamayacaksa en azından geri çekilerek darbeye karşı yeni bir lider çıkarılması gerektiği konusundaki görüşümüzü belirttik."
"Bilinmesine rağmen 'darbeye' karşı harekete geçilmedi"
Cumhurbaşkanı Said'in olağanüstü yetkileri elinde toplamasından aylar önce "darbe belgesi"nin sızdırıldığını işaret eden Mekki, "darbe"den haberdar olunmasına rağmen herhangi bir somut adım atılmadığını aktardı.
Mekki, "Mayıs ayında basına sızan bir belgeyle darbe iddiaları ortaya atıldı; Cumhurbaşkanı Said her fırsatta 80. maddeyi uygulayabileceğini belirtti. Bütün bu somut delillere rağmen hiçbir şey olmayacakmış gibi hareket edildi. Çözüm yollarına rağmen liderliğin tavrı yüzünden siyasi kavga devam etti." diye konuştu.
"Gannuşi istifayı reddetti"
Ülkedeki şartların Gannuşi'yi istifaya sürüklediğini ancak parti içinde birlik sağlanamadığı için ortak karar veremediklerini belirten Mekki, şöyle devam etti:
"25 Temmuz kararlarının ardından Gannuşi'nin istifa etmesini bekledik. Fakat Gannuşi'nin istifa etmek istemediğini, gelecek dönemde de Harekete liderlik etmeye niyetli olduğunu gördük. Ülkenin geleceğinde büyük bir rol üstlenen kişiye karşı değiliz ama her şeyi de körü körüne kabul edemeyiz."
İktidar sürecinde yaşanan hatalar
Mekki, 2011 devriminin ardından iktidarda yer alan Nahda Hareketinin sosyal ve ekonomik politikalarındaki başarısızlığın sorumluluğunu kabul ettiklerini kaydetti.
Tunus'ta devrim sonrasındaki 2011-2014 sürecine dikkati çeken Mekki, "Bu süreçte sosyal ve ekonomik politikaların uygulanamamasında Nahda Hareketinin sorumluluğu olduğu kadar Nida Tunus Partisinin de sorumluluğu bulunuyor." dedi.
Mekki, 2014'te yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinerek, "2014-2019 yıllarında 160'tan fazla milletvekiliyle hareket etmemize rağmen gerekli sosyal ve ekonomik politikalarının uygulanmasında başarı kaydedilemedi." ifadesini kullandı.
Bu başarısızlığın da Nahda Hareketinin üzerine yıkıldığına işaret eden Mekki, 2014-2019 yıllarında eski Cumhurbaşkanı Baci Kaid Sibsi'yle Gannuşi'nin iki lider olarak birlikte hareket ettiklerini ve iktidarın koalisyondan oluştuğunu hatırlattı.
Tüm başarısızlığın sorumluluğunun Nahda Hareketine yüklenmesinde Gannuşi'nin de etkisi olduğunu söyleyen Mekki, "Nahda Hareketinin tek başına iktidarda olduğu yanılgısına ne parti ne de parti lideri karşı çıktı. Hep siyasi olarak ne kadar başarılı olunduğu empoze edildi ve bu şekilde parti içi tükeniş başladı." ifadelerini kullandı.
"Tunus'a demokrasi yeniden gelecek"
Mekki, halihazırda yeni bir parti kurulması yönünde çalışmaları olmadığını belirtti.
Tunuslu siyasetçi, ülkenin bir darboğazdan geçtiğini, bu yüzden bu süreçte siyasi olarak sadece "darbeye" karşı siyaset geliştirdiklerini kaydetti.
Ülkedeki siyasi ve ekonomik krizi kendi lehine kullanan Cumhurbaşkanı Said'in ekonomik ve siyasi çözüm üretmek yerine tüm yetkilerini eline almaya çalıştığının altını çizen Mekki, sözlerini şöyle noktaladı:
"Demokratik bir Anayasa askıya alınarak darbe yapıldı. Anayasa ve anayasal kurumlar askıya alınmadan da bu değişiklikler yapılabilirdi. Allah korusun bu krizle ülkenin ekonomisi ve sosyal yapısı çökebilir. İnşallah Tunus bu kriz sürecini siyasi bilinç ve halkın desteği ile atlatacak; Tunus'a demokrasi yeniden gelecek."
Tunus'ta ne olmuştu?
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ekonomi, siyaset ve sağlık alanındaki krizlere tepkiyle gerçekleşen kitlesel gösteriler karşısında, 25 Temmuz'da "ülke tehlikede olduğu" gerekçesiyle kendisine olağanüstü yetkilerin tanındığı Anayasa'nın 80. maddesini hayata geçirdiğini duyurdu.
Said, aldığı kararlarla Meclisin çalışmalarını 30 gün boyunca durdurduğunu, tüm milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırıldığını, başbakanı azlettiğini ve yeni bir başbakan atayacağını, ayrıca yolsuzluk dosyaları için kendisini başsavcı olarak görevlendirdiğini açıkladı.
Siyaseti ülkedeki sorunlara çözüm sunmakta yetersiz görmekten şikayet eden ülkedeki bazı kesimler bu kararları desteklerken, siyasi partilerden eleştiriler yükseldi. Bazı kesimler de Cumhurbaşkanı'nı "anayasal darbe girişiminde" bulunmakla suçladı.
Kays Said, olağanüstü yetkileri elinde topladığı durumu ağustos sonunda süresiz uzattığını açıkladı.
Said son olarak 22 Eylül'de yayımladığı kararnameyle yasa tekliflerinin Anayasa'ya uygunluğunu denetleyen geçici komisyonu feshederek yasama yetkisini kendisine devretti.