Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası, Ernst Praetorius'un 1941-Ankara Senfonisi'ni seslendirdi
Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Şefi Ernst Praetorius'un 82 yıl önce bestelediği '1941-Ankara' senfonisinin prömiyerini yaptı. Praetorius'un dört bölümlük senfonisi, ayakta alkışlandı.
Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Şefi Ernst Praetorius'un 82 yıl önce bestelediği "1941-Ankara" senfonisinin prömiyerini yaptı.
Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası Şefi Burak Tüzün, Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Elemanı Kamer Güngör ve Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Önder Özkoç, Alman müzikolog Dr. Ernst Praetorius'un "1941-Ankara" senfonisini 4 yıl önce konservatuvar kütüphanesinde sarı bir zarfta buldu.
1935-1946 yılları arasında CSO birinci şefliği ve Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyeliği yapan Dr. Praetorius'un senfonisinin ilk seslendirilişe hazırlanması için uzun çalışmalar yürütüldü.
Dört bölümlük senfoni
CSO Ada Ankara Ana Salon'da düzenlenen, şefliğini Burak Tüzün'ün yaptığı konserde, CSO ve Ankara Devlet Opera ve Balesi'nden bazı sanatçılar da Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası'na eşlik etti.
Praetorius'un dört bölümlük "1941-Ankara" senfonisinin ilk kez seslendirildiği konser, ayakta alkışlandı.
Şef Tüzün, 4 yılın ardından biten çalışmalarla dijitale aktarılarak kitaba basılan Praetorius'un eserini havaya kaldırarak, dinleyicileri selamladı.
"Bir eser dinliyorsunuz, 82 yıl sonra icra ediliyor"
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, konser sonunda sahneye çıkarak, şef Tüzün ve orkestrayı tebrik etti. Kısa konuşma yapan Güran, böyle bir konserde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Güran, eserin hikayesinin enteresan olduğunu, bazı insanların kaderlerinin farklı yazıldığını belirterek, "Bir eser dinliyorsunuz, 82 yıl sonra icra ediliyor." dedi.
Praetorius, yaşadığı ülkeden sanatı ve sanat tarzı nedeniyle dışlandığını ifade eden Güran, Nazi Almanyasının ırkçı tutumu nedeniyle yaşayabilmek için güvenli liman olarak gördüğü Türkiye'ye geldiğini ve burada 11 yıl yaşadığını kaydetti.
Güran, "Praetorius, bu eserini, ülkemizdeki güven ortamında, İkinci Dünya Savaşı'nın sıcak şartlarında yaşadığı, hissettiği, düşündüğü her şeyi, duygularını aktararak bestelemiş. Ben sanatçı değilim ama dinlediğim eserde güveni, huzuru, diğer taraftan karmaşayı, şiddeti hissettiren tınılar vardı." diye konuştu.
Mehmet Cahit Güran, eserin ortaya çıkmasında emeği olan Türk Alman Kültür İşleri Kurulu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Proje Yürütücüsü Prof.Dr. Süleyman Yıldız, Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Elemanı Kamer Güngör, Hacettepe Üniversitesi Senfoni Orkestrası Şefi Burak Tüzün ve Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Önder Özkoç ile Ankara Gothe Enstitüsü ve Ankara Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği Kültür Bölümüne teşekkür etti.
Şef Praetorius'un 1942'de kaleme aldığı "Bütün dünya böyle umumi bir harp içinde çalkalanırken, bir memleketin barış ve kültür iradesini Fidelio ile 9. Senfoni'den daha tesirli bir vasıta ile anlatabilmesine imkan var mıdır? Temenni edelim ki bütün insanların kardeş olacakları zaman, bizden artık uzak olmasın." sözlerini paylaşan Güran, "Bugünlerde yaşanan insanlık onurunu ayaklar altına alan Filistin'de, Gazze'de yaşananları düşünerek sözlerime son veriyorum." ifadesini kullandı.