Haberler

Hakko'nun Bağışladığı "Dalış" Koleksiyonu Deniz Müzesi'nde Sergilenecek

Abone Ol

HİKMET FARUK BAŞER- İş adamı Jeff Hakko, yaklaşık 30 yıl boyunca titizlikle oluşturduğu "Tarihi Dalış Malzemeleri" koleksiyonunu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağışladı.

ADEM DEMİR - HİKMET FARUK BAŞER- İş adamı Jeff Hakko, yaklaşık 30 yıl boyunca titizlikle oluşturduğu "Tarihi Dalış Malzemeleri" koleksiyonunu Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağışladı.

Vakko Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Hakko'nun, her biri farklı ve başka ülkelerden getirtilen 75'i başlık olmak üzere, 200'ü aşkın dalış malzemesi, mayıs ayının sonu itibarıyla Beşiktaş'taki Deniz Müzesi'nde sergilenecek. Bu kapsamda, müzede koleksiyonun sergileneceği yerin hazırlanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

Dalgıçlık serüveni ve özenle oluşturduğu koleksiyonu hakkında AA muhabirine bilgi veren Hakko, Büyükada'da büyüdüğünü ve burada hep su altıyla ilgilendiğini, ardından İngiltere'de dalgıçlık eğitimi aldığını söyledi.

Hakko, zamanla tutkulu bir su altı dalgıcı haline geldiğini ve toplamda 2 bin saati aşan dalışı olduğunu belirten Hakko, dalış malzemeleri koleksiyonunu 1989'da oluşturmaya başladığını anlattı.

Fransa'da 1989 yılında bir su altı sempozyumuna katıldığını aktaran Hakko, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Girişte gördüğüm tarihi su altı malzemelerinden parlak bir başlık beni o an büyüledi, 100 sene geri gittim. Çıkışta da baktım üstünde küçük bir etiket var ve bu ürün, adını dün gibi hatırladığım Christophe Facon tarafından kiralanmıştır diyor. Hemen numarasını not ettim. Havaalanında aldığım su altı dergisinin arkasında seri ilanlarda adamın ismi yine karşıma çıktı. İstanbul'a döndüm. İçim kaynıyor. Heyecana kapılınca konsantre oluyorum ben. Hemen adamı aradım ve ilgilendiğimi söyledim. Amerikan Deniz Kuvvetlerinin kullandığı ve Mark 5 denilen bir başlık. İki hafta sonra adamın yanına gittim. Bu başlık orada duruyordu. Adama günü birlik gittim, 3 gün kaldım. Bu kalış, bana büyük bir kapı açtı. Adamın elinde bir tek bu değil, ayakkabılar, bıçaklar ve bir sürü malzeme vardı. Türkiye'ye döndüm, 'nerede ne var, kimde neler bulunuyor, nasıl temin edebilir" yarışı başladı. Bütün dalgıçlar, süngerciler ve eskicilere haber saldım. Koleksiyonculuk serüvenim böyle başladı."

Dalgıçlık malzemelerinin büyük bölümünün bakır ve pirinçten yapılması nedeniyle eritilip yok edildiğine, hurda fiyatına satıldığına işaret eden Hakko, konuyla ilgilenmeye başladıktan sonra hızlı bir şekilde Türkiye'deki envanteri çıkarmaya çalıştığını kaydetti.

Koleksiyonun oluşmasında, farklı ülkelerin kullandığı değişik parçalara yer vermeye çalıştığını aktaran Hakko, "1829-1950 yıllarında kullanılan dalgıç başlıklarının yanı sıra hava doldurma tulumbaları, çelik ayakkabılar, su altı bıçakları, ağırlıklar gibi pek çok malzeme bulunuyor. İngiltere, ABD, Kore, Almanya, Rusya, Kanada, Japonya, Çin, Şili, Hollanda, İtalya, İsveç, Danimarka, Yunanistan gibi 14 ülkeden malzeme alarak İstanbul'a getirdim. Koleksiyonumda bugün en eskisi 1829 yılında üretilmiş 75 dalgıç başlığı, 6 derin su dalgıç tulumbası, 2 sığ su dalgıç tulumbası, 20 çift dalgıç ayakkabısı, 30 dalgıç bıçağı, 15 dalgıç feneri, 15 dalgıç ağırlığı, 6 muhabere cihazı ve muhtelif tamamlayıcı malzemelerden oluşan 200'ü aşkın obje bulunmakta. Bunlara ek olarak, bu konuda oluşturduğum 300 kitaplık bir kütüphane ve tarihi belge arşivim de var." ifadelerini kullandı.

"En önemli şey koleksiyonun bütünlük sağlaması"

Hakko, "Benden sonra bu koleksiyon ne olacak?" sorusunun her koleksiyoncunun korkulu rüyası olduğunu vurgulayarak, yaklaşık 30 yıl boyunca topladığı ve ürünlerini "bunların hepsi bebeklerim gibidir" diye tanımladığı koleksiyonunu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağışladığını belirtti.

"Bu korku ve endişe, ailenizden birinin bu işe el atmasıyla bir nebze azalıyor." diyen Hakko, ailesinden hiç kimsenin bununla ilgilenmediğini dile getirdi.

Hakko, ailesinin yıllardır bu ürünleri neden topladığını anlamadığını söyleyerek, şöyle devam etti:

"Ailem, adeta bana bir astronot Niyazi gibi bakıyor. Bunun için uykusuz geçen gecelerime bir çare bulmam lazımdı. Burada 30 senelik bir emeğim var. Maddi tarafını hiç düşünmüyorum. Burada oluşturulan çok kapsamlı, çok spesifik ve odaklanmış bir koleksiyon var. Benim için en önemli şey koleksiyonun bütünlük sağlamasıdır. Koleksiyonu ya ailemden birisine bırakacaktım ya satacaktım ya da emin bir yere verecektim. Üçüncüyü tercih ettim. Ayrıca devletime bir vefa borcum olduğu düşüncesiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağışladım. Manevi değeri maddi değerinden çok daha fazla. Koleksiyonumu, layık olduğu mahir ellerde muhafaza edilmek ve Deniz Müzesi'nde sergilenmek üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza bağışlamış olmakla çok memnun ve müsterihim. Koleksiyonumun sonsuza kadar Deniz Müzesi'nde kalması ve su altına gönül verenlerin orada ona bakarak, yıllar önce benim hissettiklerimi hissedebilmesi en büyük dileğim. Ne mutlu bana ki onunla bağım artık hiç kopmayacak. Ömrüm oldukça, dilediğim zaman gidip Deniz Müzesi'nde bebeklerimi tekrar tekrar göreceğim. 2009 yılında bu koleksiyon Deniz Müzesi'nde sergilendi. İnsanların nasıl ilgi gösterdiğine tanık oldum. O dönemde hatıra defterine yazılanları okumanız bile yeter. Onun için bunları ev hapsinden kurtararak paylaşıyorum."

"Koleksiyonculukla ruhum beslendi"

Jeff Hakko, merak duygusunun kendisini arşivciliğe yönlendirdiğini ve küçüklüğünden beri koleksiyonculuk yaptığını anlatarak, çocukken yengeç ayaklarını biriktirdiğini, ilk harçlığını da yengeç ayaklarından yaptığı kolyeleri satarak kazandığını kaydetti.

Koleksiyonculukla ruhunun beslendiğini ve beslenmeye de devam ettiğini ifade eden Hakko, ediyor. Bu koleksiyon bana disiplin, araştırma, detaycılık, tasnifi kazandırdı. Ayrıca inanılmaz bir tarih bilgisi edindim. Onun için her anne babanın daha küçük yaşta çocuklarını koleksiyonculuğu yönlendirmesini önemle isterim. Çünkü bu durum çocuğun hayatını değiştirecek. Olaylara bakış açısını değiştirecek ve araştırmacılığını, detaycılığını geliştirecek. Bilgi sahibi olmasını teşvik edecek. Bunlar çok önemli şeyler. Oysa bugünkü, çocuklar çok farklı şeylerle ilgileniyor, ileride kendilerine hiç yararı olmayacak huylar ediniyorlar. Bunların üstesinde gelmek için disiplinli bir koleksiyoner olmalarını ısrarla tavsiye ediyorum. Ben yaşadım. Keşke benim çocuklarım da bunu yapabilseler. Bütün gün Whatssap, Twitter'da vakitlerini öldürüyorlar. Bunlar gelip geçicidir. Daha kalıcı uğraşlarla, daha realist olmak gerekiyor. "

Kaynak: AA / Güncel

İstanbul Beşiktaş Vakko Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title