Halil İnalcık'ın İsmi Mezun Olduğu Fakültenin Kütüphanesinde Yaşayacak
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, dünyaca ünlü tarihçi Halil İnalcık'ın titizliği ile ele aldığı konuları çalışırken gösterdiği sabrının, sadece Osmanlı dönemini değil beylikler ve Bizans dönemini de aydınlattığını belirterek, "Fetret devrine kadar karmakarışık olan ihtilaflı...
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, dünyaca ünlü tarihçi Halil İnalcık'ın titizliği ile ele aldığı konuları çalışırken gösterdiği sabrının, sadece Osmanlı dönemini değil beylikler ve Bizans dönemini de aydınlattığını belirterek, "Fetret devrine kadar karmakarışık olan ihtilaflı olaylar silsilesini belli bir düzene oturtmuş, kronolojiyi sağlıklı bir sıraya dizmiştir." dedi.
Erdem, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin kütüphanesine Prof.Dr. Halil İnalcık'ın adının verilmesi ve İnalcık'ın doğumunun 100. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen törene katıldı.
Halil İnalcık'ın eserleri hakkında bilgi veren Erdem, bazı eserlerinin yayınlanmasının 50 yılı bulduğunu, bu eserlerin ideolojik saplantı ve bağnazlıktan uzak, tarafsız bir gözle yazıldığını söyledi.
"İnalcık'ın titizliği ile ele aldığı konuları çalışırken gösterdiği sabrı, sadece Osmanlı dönemini değil beylikler ve Bizans dönemini de aydınlatmıştır. Fetret devrine kadar karmakarışık olan ihtilaflı olaylar silsilesini belli bir düzene oturtmuş, kronolojiyi sağlıklı bir sıraya dizmiştir." değerlendirmesini yapan Erdem, tarihçinin ününün tüm dünyada duyulmasının çalışmalarına bağlı olduğunu dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak yeni müfredatla hazırlanan ders kitaplarında tarihçi İnalcık'a yer verdiklerini belirten Erdem, 10'uncu sınıf kitabında da İnalcık ile yapılan bir röportajı öğrencilerin okumaları için sunduklarını bildirdi.
Erdem, "İnalcık çalışmayı şiar edinen her insan gibi ideolojiye ihtiyaç duymadan yurt içinde ve yurt dışındaki görevlerinde çalışıp üretirken, her zaman yerli ve milli kalmayı başarmıştır." diye konuştu.
"Halil İnalcık, tüm zamanların büyük alimi olacaktır"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, hayatın doğum ile ölüm arasında bir süreç şeklinde değerlendirildiğini ama en önemlisinin hayatı kaliteli ve çalışarak, erdemli bir şekilde doldurabilmek olduğunu söyledi.
İbiş, Osmanlı'da doğmuş, Atatürk ile büyümüş, Cumhuriyet ile olgunlaşmış Halil İnalcık'ı Ankara Üniversitesinde anmış olmaktan dolayı gurur duyduğunu belirterek, "Tarih disiplinine yön vermiş, kendi metodolojisini, eğitimde ve tarihçiliğin geliştirilmesinde kullanmış ve kabul etmiş büyük insanı anmaktan gurur duyuyoruz." dedi.
İnalcık'ın pek çok büyük unvanı almaya hak kazandığını ifade eden İbiş, tarihçi Bernard Lewis'in İnalcık için söylediği "Halil İnalcık, tüm zamanların büyük alimi olacaktır" sözünü hatırlattı.
İbiş, Halil İnalcık'ın bilim, araştırma ve ilim için çok emek sarf ettiğini dile getirerek, kendisini 2014'te ziyaret ettiğini söyledi.
İnalcık'a Ankara Üniversitesince "Bilim Çınarı" unvanı verdiklerini, görüntülü röportaj yaptıklarını ve bunu üniversitenin sayfasında herkesin erişimine açtıklarını aktardı.
"İnalcık'ın ismi mezun olduğu üniversitenin kütüphanesinde yaşayacak. Bundan gurur duyuyoruz." diyen Rektör İbiş, dün hayatını kaybeden Prof. Dr. Şerif Mardin ve bugün vefat eden Ankara Üniversitesinin 12. Rektörü ve Türkiye'nin ilk kadın bakanı Prof. Dr. Türkan Akyol'a Allah'tan rahmet diledi.
"Fakülte kütüphanesine adının verilmesinden gurur duyuyoruz"
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Çiçek de, fakültenin Halil İnalcık ile özdeşleştiğini belirterek, fakülte kütüphanesine adının verilmesinden dolayı gurur duyduklarını dile getirdi.
İnalcık'ın arşive ve vesikalara dayanarak çalışmalar yaptığını hatırlatan Çiçek, ünlü bilim adamının, iyi bir tarihçinin sosyoloji, coğrafya, ekonomi, kültür ve diğer sosyal bilimleri bilmesine önem verdiğini vurguladı.
Çiçek, İnalcık'ın kendisini tarihçi olarak nasıl konumlandırdığını şu sözlerle aktardı:
"Halil İnalcık, kendisinin 'Tarih bilinci' adlı eserinde tarihçileri iki kısma ayırmıştır. Kimisi arşivlerde araştırma yapar. Ciddi bilimsel metodlarla çalışır ve hakikatleri ortaya koyar. Bir de bunları geniş kitlelere intikal ettirmek için yazı yazanlar vardır. Biz ikincisini yapamayız. Arşivlerde çalışıyoruz. Belge ve bilimsel tarihçilik yapıyoruz."
Çiçek, çalışmalarıyla ölümsüzleşen İnalcık'ı doğumunun 100. yılında mezun olduğu fakültede anmaktan dolayı mutluluğunu dile getirdi.
"Kendisinin bilim dünyasına dahil oldum"
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ise Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde hocayı anmanın hem mutluluk hem de hüzün verdiğini vurguladı.
Turan, kendisinin de 1974'te mezun olduğu Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine bakarken gurur duyduğunu ve burasının mimari yapısı itibarıyla tarihin önemli yapılarından biri olduğunu söyledi.
"Bu değerli binada dönemin önemli hocalarından ders almak çok önemliydi. Mehmet Altan Köylü, Bahattin Ögel, Afet İnan ve çok sayıda hocadan dersler aldık. Kendileri olmasa da isimlerini hep duyduğumuz hocalar vardı, Halil İnalcık gibi. Kendisinden ders alamadım ABD'de olmasından dolayı ama onun bilim dünyasına dahil oldum." ifadesini kullanan Turan, İnalcık'ın tüm dünyada kendini ispat ettiğini ve dünya üniversitelerinde kitaplarının okutulduğunu dile getirdi.
Öğrencilik yıllarında İnalcık'ın eserlerini okuduğunu belirten Turan, ünlü tarihçinin Amerika'da kendisini ispat ettiğini ve bugün dünya üniversitelerinde kitaplarının okunduğunu söyledi.
Büyük bilim adamlarının İstanbul'dan Ankara'ya gelmesinin kolay olmadığını ama İnalcık'ın seçkin bir bilim adamı olarak Türkiye'nin birçok şehrinde titizlikle tarih ve arşiv çalışması yaptığını aktaran Turan, İnalcık'ın mezun olduğu üniversitenin kütüphanesine isminin verilmesinin çok anlamı olduğunu kaydetti.
Toplantıda Türkiye Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Nuri Yurdusev, Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar, YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent Arı, Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evgeni R. Radushev ve Ankara Üniversitesi Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selda Kaya Kılıç da birer konuşma yaptı.
Programa Atatürk, Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof.Dr. Derya Örs, bazı bürokratlar ve akademisyenler de katıldı.
