Halil Sezai'nin darp ettiği yaşlı adamın oğlu konuştu
Gamze ŞİMŞEK/ İstanbul DHA TUZLA'da şarkıcı Halil Sezai'nin darp ettiği Hüseyin Meriç'in oğlu olayla ilgili olarak, "Burnunda kırık var büyük ihtimal kanıyor sürekli. Adli tıpa gitti orada raporunu da aldı.
Gamze ŞİMŞEK/ İstanbul DHA TUZLA'da şarkıcı Halil Sezai'nin darp ettiği Hüseyin Meriç'in oğlu olayla ilgili olarak, "Burnunda kırık var büyük ihtimal kanıyor sürekli. Adli tıpa gitti orada raporunu da aldı. Tekrar doktoruna gidecek. Ağrısı, sızısı var." dedi. Halil Sezai de konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı. Sezai, "Savunacak da bir tarafım yok. Olan oldu, çok üzgünüm herkesten özür diliyorum kendisinden de özür diliyorum. Her ne olursa olsun yapmamam gereken bir şeydi. Ama işte..." ifadelerini kullandı.
Tuzla'da şarkıcı Halil Sezai sokakta çekim yaparken mahalle sakini Hüseyin Meriç ile tartışma yaşamış, Halil Sezai'nin gözaltına alındığı kavganın güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıkmıştı. Meriç'in oğlu basın mensuplarına konuştu.
Olay dün sabah saatlerinde Tuzla'da yaşandı. Sokakta çekim yapan şarkıcı Halil Sezai, mahalle sakini Hüseyin Meriç ile tartışma yaşadı. Çekime izin vermeyen 67 yaşındaki Meriç ile Sezai ve yanındakiler kavga etti. Darp edilen Meriç'in şikayeti üzerine Halil Sezai ve yönetmen Aytaç Ağırlar, Taner Okçular ve Ecem Ağırlar ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürüldü. 4 kişi ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Öte yandan olayla ilgili güvenlik kamerası görüntüleri çıktı.
Ayrıca Meriç'in evine Aile ve Sağlık Bakanlığından bir ekip geldi ve Hüseyin Meriç ile görüştü. Yaşanan olayın ardından Hüseyin Meriç'in oğlu kapıda bekleyen basın mensuplarına konuştu. Meriç konuşmasında, "Burnunda kırık var büyük ihtimal kanıyor sürekli. Adli tıpa gitti orada raporunu da aldı. Tekrar doktoruna gidecek. Ağrısı, sızısı var" dedi.
Halil Sezai Twitter hesabından yazılı bir açıklama yaptı. "Olayı şöyle özetleyeyim de siz yine linçe devam edin. Evet 65 yaşında bir adamla kavga ettim. Kavga ettik diyorum, çünkü daha önce defalarca bu abimizin "Gelin lan"lı tekliflerini reddettim. Güldüm, geçtim. İkiz bir villada yan komşumuz oluyor kendileri. Oğlu ile beraber yaşıyorlar. Biz yönetmenimiz Aytaç Ağırlar ile beraber orada 6 kişilik bir ekiple YouTube formatı hazırlıyoruz. Yemek, talk showu. Konuk alıyor, yemek yapıyor sohbet ediyoruz. Fakat maalesef 5 aydır 1 bölüm bile çekemedik. Maddi zararı geçtim, manevi olarak burnumuzdan getirdi. Çünkü bu 65 yaşındaki abimiz, yönetmenimiz olan husumetinden dolayı bize program çektirmemeye yemin etmiş. Bağıra çağıra öyle söylüyor 5 aydır. Başardı da zaten sonunda. 5 ay boyunca bu abimiz içip içip ana bacı sülale söverken biz ya sabır çekmekten başka bir şey yapamadık. İlk zamanlardaki sofra muhabbetlerimizin hatrına iki senelik bir komşuluk geçmişi içinde çok yiyip içip muhabbet etmişliğimiz vardı. Arasının bozulduğu yönetmenimiz Aytaç yüzünden sabahtan akşama kadar müzik açan evde değilken bile kurduğu düzenek ile uzaktan yayın yapıyordu. Kafası yerinde değilken ana avrat söven abimiz şimdi çıkmış her yerde konuşuyormuş. Varsın konuşsun. Silah göstermelere, bahçeye 30 adam yığmaya girmiyorum bile. Çiçekle gittiğim evde sonuç buna dönüştü. Görüntüleri kırpmak, kendi küfürlerini hakaretlerini kesmek zaten beni şaşırtmadı. Bunların hepsi dün anlatıldı gerekli mercilere. Benim yaptığım şey de hayvanlık. Buna söyleyecek bir lafım yok beni bilen bilir. Aşırı sabırlı ve sakin bir insanımdır. Ama bu raddeye gelmenin bir süreci var. Üzgün müyüm hem de çok. Değmez bu mafya hikayelerinin ballandıra ballandıra anlatan parasıyla her şeyi herkesi satın alabileceğini düşünen abimiz için bilmiyor muyum sitesinin 50 tane kamerası olduğunu. Magazin gazetecilerini beni ve ailemi çok kötü bir pozisyonda bırakacaklarını elbette biliyorum ama dayanamadım işte taş olsa çatlardı Aylardır süren bu küfür ve tacize. Dün ifademi verdim. Daha bir sürü detay var. Tek tek anlattık. Gerekli adli başvurularımızı yaptık. Savunacak da bir tarafım yok. Olan oldu, çok üzgünüm herkesten özür diliyorum kendisinden de özür diliyorum. Her ne olursa olsun yapmamam gereken bir şeydi. Ama işte..."