Hani sağ gözlerini açacaklardı
ALMANYA, evinin bahçesinde yakın mesafeden kafasına sıkılan tek kurşunla infaz edilen Kassel Valisi Walter Lübcke cinayetiyle şokta.
ALMANYA, evinin bahçesinde yakın mesafeden kafasına sıkılan tek kurşunla infaz edilen Kassel Valisi Walter Lübcke cinayetiyle şokta. Lübcke, insani bir mülteci politikasını savunduğu için ırkçı bir siyasi cinayete kurban gitti. Cinayet zanlısı olarak azılı bir neonazi yakalandı. Federal Savcılık, şimdi 'NSU' terör örgütünün işlediği cinayetlerde olduğu gibi bir neonazi terör ağı olup olmadığı yönünde soruşturma yürütüyor.
Almanya, 'döner cinayeti' olarak adlandırdığı seri cinayetleri 'NSU' adlı neonazi terör örgütünün işlediği ortaya çıkınca da tam bir şok yaşamıştı. Bunun üzerine Federal Meclis ve eyalet parlamentolarında kurulan 'NSU araştırma komisyonları', bir daha bu tür olayların yaşanmasını önlemek için 'güvenlik birimlerinin sağ gözünü açması' kararları aldı. Ancak Kassel'de işlenen son cinayet, aslında güvenlik birimleri ve adli makamların sağ gözünü açmadığını, bu konuda hiçbir ciddi önlem almadığını gösterdi.
YİNE BAŞA DÖNÜLDÜ
Neonazi terörüne karşı mücadelede yine başa dönüldü. Hatta Lübcke cinayetiyle neonazi tehlike çok daha derin bir boyut kazandı. Neonazilerin beklenenden daha hızlı siyasi cinayetlere başladığı mesajını verdi. Kaldı ki, neonaziler cinayetten önce sosyal medya hesaplarında valiye sadece kin ve nefret değil, ölüm tehditleri de yağdırmışlar, Lübcke de bu nedenle bir süre polis koruması altına alınmış. Lübcke'nin 2 Haziran'da bir cinayete kurban gittiği haberleri üzerine aşırı sağcılar sosyal medyada bayram etti. Sevinç naraları attı. Cinayetin neonaziler tarafından işlendiği şüphesi çok yüksek olmasına rağmen, polis katil zanlısını iki hafta sonra yakalayabildi.
MERKEL DE SÖZ VERMİŞTİ
Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, "Lübcke cinayetinin aydınlanması en yüksek önceliğe sahip" dedi. NSU cinayetlerinde de aynı sözü Başbakan Angela Merkel vermişti. Merkel de, "NSU cinayetleri tüm ayrıntılarıyla aydınlığa kavuşturulacak" dedi. Ama NSU'nun ne güvenlik birimleriyle ne de başka kişi ve neonazi örgütlerle bağları ortaya çıkarıldı. Hatta birçok dosya yok edildi. 10 cinayet, 15 banka soygunu, 2 bombalı saldırı sadece üç kişilik NSU çetesine indirgendi. NSU kurbanları avukatlarından Seda Başay Yıldız'a ölüm tehditlerinin izini süren adli makamlar, mektupların Frankfurt Emniyeti'nden çıktığı ipuçlarına ulaştı. Kendi aralarında Hitler ve gamalı haç resimleri paylaşan 6 polis açığa alındı. Ama halen 'emniyette bir neonazi ağı var mı?' açıklık kazanmadı.
RAKAMLAR NEDEN FARKLI?
Almanya nazi tarihi nedeniyle aşırı sağa, ırkçılığa karşı çok daha uyanık olmak zorunda. Ama Almanya'nın sağ gözü halen kör. "1990'da iki Almanya'nın birleşmesinden 2011'e kadar neonaziler ne kadar cinayet işledi?" sorusuna resmi istatistik rakamları sivil örgütlerinkinden farklı. Polis ve adliye önce bu süre zarfında aşırı sağın işlediği cinayet listesini 60 olarak verdi. Ancak NSU'nun ortaya çıkması ve kamuoyundan gelen baskılar üzerine Federal Asayiş Şubesi (BKA) 3 bin 300 adam öldürmeye teşebbüs ve cinayet olayını yeniden mercek altına aldı. 745 adam öldürmeye teşebbüs ve cinayet olayında aşırı sağ ipuçları bulunduğu saptandı.
IRKÇI CİNAYET SAYILMADI
Federal İçişleri Bakanlığı 2018'de Sol Parti'nin önergesine verdiği cevapta aşırı sağa kurban gidenlerin sayısını 60'dan 83'e çıkardı. 1990'da bir grup neonazi tarafından öldürülen Angola vatandaşı Amadeu Antonio adına kurulan aynı adlı vakfın verilerine göre ise aşırı sağ motifli 193 cinayet işlendi. Ancak asıl sayı çok daha yüksek. Polis ve yargı bazı aşırı sağ cinayetleri ilk yıllarda 'aşırı' olarak dosyaladı. Bu cinayetler ırkçı cinayet istatistiğine girmedi. Ayrıca neonaziler tarafından öldürülen birçok evsiz barksız 'kim vurduya' gitti. Bazıları ırkçı cinayet bile sayılmadı. Almanya'nın çok büyük bir aşırı sağ sorunu var. Almanya bunu kabul edip kararlıca üzerine gitmediği takdirde daha çok büyük şoklar yaşar.