"Hazar'dan Karadeniz'e Stratejik Bakış" Sempozyumu
AK Parti İstanbul Milletvekili ve Uluslararası Karadeniz Hazar İşbirliği Vakfı Genel Başkanı Safi: "Birlikte hareket etmemiz lazım. Karadeniz Hazar İşbirliği Örgütünün kurulmasını ben öneriyor...
AK Parti İstanbul Milletvekili ve Uluslararası Karadeniz Hazar İşbirliği Vakfı Genel Başkanı İsmail Safi, Karadeniz-Hazar İşbirliği Örgütünün kurulmasını önerdiğini belirterek, "Birlikte hareket etmemiz lazım. Gerçekten bu bir ihtiyaç. Bu kırık coğrafyayı ayağa kaldırmak için bu gerçekten çok önemli bir durumdur" dedi.
Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) ve Marmara Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "Hazar'dan Karadeniz'e Stratejik Bakış" konulu uluslararası sempozyum, Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi'nde düzenlenen açılış oturumuyla başladı.
Sempozyumun açılış töreninde konuşan Safi, Karadeniz'in, enerjinin güvenli geçiş bölgesi olarak akla geldiğini ve bununla gurur duyduklarını belirterek, "Aslında bundan mutlu olması gerek başkaları. Aslında meseleye 'Avrupa'nın bir projesi olsa gerek' diye bakmak lazım. Avrupa enerji tüketicisidir, kendisi için Karadeniz'e, Hazar'a bir bakış açısı var. Menfaat açısından baktıkları, ilgilendikleri bir bölgedir. Çıktıktan sonra kendilerine ulaşması için de bu enerjinin Karadeniz'i güvenli bir şekilde geçmesi gerekmektedir" dedi.
Safi, aslında burada olması gerekenin, bu iki bölgenin ortak alan oluşturması ve buradan doğacak menfaatleri kendi topluluklarına sunmaları olduğunu dile getirerek, meseleye bu şekilde bakılması gerektiğini işaret etti.
Asya ve Hazar'da üretilen ürünlerin güvenli geçiş bölgesinin ardından batıya ulaştığını ifade eden Safi, şöyle devam etti:
"Sadece doğal kaynaklar değil aynı zamanda beşeri kaynaklarda, yani her zaman doğudan batıya doğru hareket halinde olunmuştur. 2 bin sene önce bile bu böyle olmuştur. Bunda tarihsel bir gerçeklik var aslında. Burada yapılması gereken bu ortak alanın hatlarının belirlenmesidir. Türkiye bu bölgenin tam merkezinde yer alıyor. Özellikle son dönemde büyüyen ekonomisi ve istikrarıyla bu coğrafya için de bir cazibe merkezi haline geliyor. Gerçekten çok büyük bir potansiyel var ortada. Avrupa ülkeleri kendi ortak kaynaklarını bir araya getirerek çok daha büyük bir alan meydana getirdiler. Eğer AB olmasaydı bugün gerçekten Avrupalı ülkelerin durumu bugünkünden çok daha perişan olacaktı. Bizim artık birlikteliğimizi harekete geçirmemiz lazım. Sadece geçiş alanı olmakla bir yere varamazsınız. Bizim birlikte hareket etmemiz lazım. Karadeniz-Hazar İşbirliği Örgütünün kurulmasını öneriyorum. Gerçekten bu bir ihtiyaç. Böyle bir işbirliği örgütünün kurulması gerekiyor. Bu kırık coğrafyayı ayağa kaldırmak için gerçekten çok önemli bir durumdur."
"Bölge, Türkiye'nin milli çıkarları ve menfaatleri için hayati öneme sahiptir"
EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren de stratejik konumu itibariyle tarihin her döneminde önemini korumuş olan Avrasya coğrafyasının siyasi, tarihi, kültürel ve ekonomik açılardan incelenmesinin bir zorunluluk olduğuna dikkati çekerek, sempozyumda Hazar'dan Karadeniz'e uzanan coğrafyanın masaya yatırılacağını ve çözüm önerilerinin ortaya konulacağını söyledi.
Eren, sempozyumun amacının Hazar ve Karadeniz havzasının içinde bulunduğu siyasi yapının tespiti ve bu alana yönelik stratejilerin konuşulup, somut adımlar atılması olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Özellikle son yıllarda, Avrasya olarak bilinen bölgede, gerek coğrafi gerekse siyasi açıdan önemli bir pozisyonda olan ülkemiz ile Balkanlar ve Kafkasya'dan başlayarak Orta Doğu'ya uzanan coğrafya içerisinde bulunan devletler arasında kültürel, ekonomik ve siyasi alanlarda önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu bölgelerden Kafkasya, tarih, dil, din ve kültür bağı ile bağlı olduğumuz Türk Cumhuriyetlerinin yer aldığı, Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra, ortaya çıkan milliyetçilik hareketlerinin etkisiyle öz benliklerini ve kültürlerini canlandırmak için yardım bekleyen, çok sayıda Türk topluluğunu da içinde barındıran, özellikle Orta Asya'da bulunan bu Türk devlet ve toplulukları ile irtibatın bu bölge üzerinden sağlanabiliyor olması bakımından,Türkiye'nin milli çıkarları ve menfaatleri için hayati öneme sahip bir bölgedir."
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül de Karadeniz ve Hazar bölgesinde yaşayan halklarla akrabalık, tarihi, kültürel bağları olduğunu, artık ekonomik, ticari ve turizm ilişkilerinin de geliştiğini söyledi. Gül, Türkiye'nin bölgeye katkıları olduğunu ve bunun devam edeceğini belirterek, "Bu katkılar karşılıklı olarak devam edecektir. Bizim bölgedeki bir çok üniversiteyle anlaşmalarımız var. Bu da tabii kültürel ilişkilerimizi de bir yandan geliştiriyor. Bu tür sempozyumlar da bunun kanıtı" dedi.
Marmara Üniversitesinin dışa açılan enstitüleri olduğunu, bunların da hem siyasi, hem ekonomik, hem coğrafi konularda toplantılar düzenlediğini ve bu sayede ilişkilerin geliştiğini, daha sonra bu kapsamda politika yapıcılara öneriler sunulduğunu vurgulayan Gül, "Bu halkların üzüntüleri üzüntülerimiz, sevinçleri de sevinçlerimizdir. Üniversitemizin bu çalışmalarımız da devam edecektir. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından, çalışmalarda emeği geçenlere plaket takdim edildi.
İki gün boyunca çeşitli oturumlarla devam edecek sempozyum kapsamında "Türkiye'nin Güney Kafkasya Politikası ve Bölgesel Dengelere Etkisi", "Azerbaycan-Türkiye Ortak Ekonomik Projelerinin Stratejik Önemi", "AB'nin Karadeniz ve Kafkasya Siyaseti", "Güvenlik ve İstikrar Arayışının Gölgesinde Azerbaycan'da İlham Aliyev Dönemi", "Karadeniz ve Hazar Havzasında Alternatif Güvenlik Anlayışı ve Arayışları ve Bölgesel Güvenlik Tehditleri", "Güney Kafkasya Stratejilerinde Türkiye Faktörü" gibi konular değerlendirilecek. - İstanbul