Hdp Ankara Milletvekili Önder: "Barışın Anahtarı İmralı'da"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Salondan görüntüler, - HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in konuşması, HDP Ankara Milletvekili Önder: - "AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere ihtiyacımız yok. Bu ülke kendi olanakları içeresinde kendi yapılarıyla, kendi muhataplıklarıyla bu meseleyi çözebilir"- "Yapılması gereken en temel hususun Çözüm Süreci'nin ruhuna saygı duymak, Çözüm Süreci'nin oturduğu ana konularda cesur davranmak olduğu heyetimiz tarafından dile getirildi" HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Avrupa Birliği'nin (AB) İlerleme Raporu'nda Çözüm Süreci'ne yönelik yer alan değerlendirmelere ilişkin, "AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere ihtiyacımız yok. Bu ülke kendi olanakları içeresinde kendi yapılarıyla, kendi muhataplıklarıyla bu meseleyi çözebilir" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Salondan görüntüler, - HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in konuşması, HDP Ankara Milletvekili Önder: - "AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere ihtiyacımız yok. Bu ülke kendi olanakları içeresinde kendi yapılarıyla, kendi muhataplıklarıyla bu meseleyi çözebilir"- "Yapılması gereken en temel hususun Çözüm Süreci'nin ruhuna saygı duymak, Çözüm Süreci'nin oturduğu ana konularda cesur davranmak olduğu heyetimiz tarafından dile getirildi" HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Avrupa Birliği'nin (AB) İlerleme Raporu'nda Çözüm Süreci'ne yönelik yer alan değerlendirmelere ilişkin, "AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere ihtiyacımız yok. Bu ülke kendi olanakları içeresinde kendi yapılarıyla, kendi muhataplıklarıyla bu meseleyi çözebilir" dedi. "İmralı heyeti"nin HDP Grup Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında konuşan Önder, bugünün Atatürk'ün ölüm yılı olduğunu anımsatarak, "Yurtta sulh cihanda sulh' diyerek tam da emperyalist bölüşüm kavgalarından bu ülkeyi dışarıya taşıyarak 100 yıllık bir avans kazanılmıştı. Bu 100 yıllık avansın adıydı Cumhuriyet. Ne yazık ki bugün gelinen noktada ne yurtta ne dünyada barışı önceleyen politikalarla alakası olmayan, savaşı kutsallaştıran, bunun dışındaki bütün yaklaşımları itibarsızlaştıran bir anlayışla karşı karşıyayız" diye konuştu. "İmralı heyeti" olarak Çözüm Süreci'nin bütün kritik eşiklerinde tarihsel nitelikte uyarılar yaptıklarını savunan Önder, "Büyük bir bilgi kirliliği söz konusudur. Hükümete bağlı basın yayın kuruluşları ya da etkilediği basın yayın kuruluşları 'Anadolu'dan Görünüm' programlarına döndü. Bu yaratılan algı kirliliğine müdahale etmek bizim açımızdan önemli bir sorumluluktur" ifadesini kullandı. Önder, Çözüm Süreci çalışmalarının 7 ayı aşkın bir süredir akamete uğradığını belirterek, şunları söyledi: "Yapılması gereken en temel hususun Çözüm Süreci'nin ruhuna saygı duymak, Çözüm Süreci'nin oturduğu ana konularda cesur davranmak olduğu heyetimiz tarafından dile getirildi. Neydi bu hususlar? Demokratik siyasetin önünü açacak temel politikalar ve buna denk düşen yasal düzenlemeler yapmaktır. Rojava üzerinde somutlaşan Kürtlerin ve birlikte yaşadıkları bütün ezilen halkların yönetim süreçlerine eşit yurttaşlar olarak katılım iradesine düşmanlıktan vazgeçmekti.Tüm olumsuz yaklaşımların Dolmabahçe mutabakatının reddi ve Sayın Öcalan'a yönelik geliştirilen insanlık dışı tecrit konseptinin devreye girmesiyle başladığını bir kez daha belirtiyoruz. Barış öncelenseydi, hesaplı ölümler değil, kutsal yaşama değer verilseydi tüm bu canlarımız aramızda olacaklardı. Halen bu faturanın ağırlaşmasının önüne geçmek için bir yol bulmanın çok acil olduğu kanaatindeyiz. Hükümet ve devlet iradesinin Dolmabahçe mutabakatının demokrasi sayfalarına geri dönmesi gerektiği açıktır. Ellerin, 30 yıldır anlamsız ve saçma bir şekilde yapılmak istendiği gibi son gerillanın imhasına kadar tetiğe götürülmesi değil, Sayın Öcalan'ın uzattığı barış eline götürülmesi gerektiğini bir kez daha belirtmek isteriz. Bu yoldan dönme iradesi gösterilirse, ülkemiz ve tüm bölgemiz için yeni bir kapının aralanması imkanı zor değil, çok daha kolaydır. Barışın kapısını aralayacak anahtar İmralı'da Sayın Öcalan'ın çalışma masasının üzerinde durmaktadır. O anahtara tecrit üzerinden değil, ancak ciddiyet ve saygı ile ulaşılacağı da unutulmamalıdır."- Milli Birlik ve Kardeşlik SüreciGazetecilerin sorularını da yanıtlayan Önder, AB İlerleme Raporu'nda yer alan "muhataplık" ve "Kürt sorununda çözüm için görüşmelere geri dönülsün" ifadelerine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "AB'nin ilerleme raporlarındaki şerhlere ihtiyacımız yok. Bu ülke kendi olanakları içeresinde kendi yapılarıyla, kendi muhataplıklarıyla bu meseleyi çözebilir" dedi.Çözüm Sürecinin adının "Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci" olarak değiştirilmesiyle ilgili görüşü sorulan Önder, İmralı heyetinin hiçbir zaman isimleri tartışma konusu yapmadığını belirtti. Önder, "İsimler üzerinden yapılacak spekülasyonlar içinde yer almak istemiyoruz. Bunu bir engel olarak da görmüyoruz ama HDP kurumsal bir kimlik olarak bu sürecin mutlaka içinde yer almak durumundadır" diye konuştu. Önder, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Suriye'ye kara harekatının konuşulması gerektiğine" dair sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Askeri olarak test edilmeyen hiçbir siyasi güç, güç değildir. Bu bir yoldur, sonu da hüsrandır. Buna Genelkurmay'ın bu kadar sessiz kalması da kabul edilebilir değildir" dedi. - "İmralı'ya izin vermeyeceklermiş. Yazık ederler"Önder, HDP'nin silahların bırakılması girişiminde bulunup bulunmadığı sorusunu da şöyle yanıtladı: "Hep barışı talep eden noktada durduk. Bugün de o noktadayız. Bu müzakereler silahların bırakılması için yürütülen müzakerelerdir. Eğer PKK 'bırak' demekle bırakacak olsaydı, şimdiye kadar 50 kere bırakmıştı. Öcalan, yöntemsel olarak siyasal mücadeleyi stratejik bir tercih olarak benimsedi. İmralı'ya izin vermeyeceklermiş. Yazık ederler."