Hdp'nin Kızılay Binası Önünde Açıklama Yapmasına Polis İzin Vermedi.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile milletvekilleri, Ankara'da Kızılay Genel Müdürlüğü'ne yürüyerek burada açıklama yapmak istedi, ancak binanın bulunduğu sokağın girişini kapatan güvenlik güçlerince engellendi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Ne yazık ki vicdanımız sızlayarak bir kez daha öğrendik ki Kızılay çadırlarını, kanlarını parayla satmış. Bu bir utanç tablosudur. Bizim halkımızın, depremzedelerin vergileriyle alınan çadırlar, depremzedelere parayla satılmış. İşte bu düzenin nasıl işlediğinin bir göstergesidir bu. Helallik isteyen cumhurbaşkanına sesleniyoruz, hakkımızı helal etmiyoruz. Hiçbir depremzede ve depremde yakınlarını yitirenlerin Türkiye toplumu tek bir insan bile size hakkını helal etmeyecek” dedi.
HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile milletvekilleri, Ankara'da Kızılay Genel Müdürlüğü'ne yürüyerek burada açıklama yapmak istedi, ancak binanın bulunduğu sokağın girişini kapatan güvenlik güçlerince engellendi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Ne yazık ki vicdanımız sızlayarak bir kez daha öğrendik ki Kızılay çadırlarını, kanlarını parayla satmış. Bu bir utanç tablosudur. Bizim halkımızın, depremzedelerin vergileriyle alınan çadırlar, depremzedelere parayla satılmış. İşte bu düzenin nasıl işlediğinin bir göstergesidir bu. Helallik isteyen cumhurbaşkanına sesleniyoruz, hakkımızı helal etmiyoruz. Hiçbir depremzede ve depremde yakınlarını yitirenlerin Türkiye toplumu tek bir insan bile size hakkını helal etmeyecek" dedi.
HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan'ın da aralarında bulunduğu HDP heyeti, çadır satışıyla gündeme gelen Kızılay Genel Müdürlüğü önünde açıklama yapmak istedi. HDP'liler, binanın bulunduğu sokağın girişinde polisler tarafından engellendi. Kızılay binasına yakın bir noktada açıklama yapan milletvekilleri yaşanılan duruma tepki gösterdi.
SANCAR: "İNSANLAR SOĞUKTA VE AÇKEN KANA VARANA KADAR SATAN GÜYA YARDIM KURULUŞU"
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar şunları söyledi:
"Canları enkaz altında donarak çığlıklar atarak ölüme terk eden yardım götürmeyen iktidar burada bir açıklama yapılmasından korkuyor. Şu gördüğünüz tablo çürümüş, yozlaşmış, yolsuzluğa ve ranta batmış düzenin bir özetidir. Kızılay bu düzenin sembolü haline gelmiştir. İnsanlar soğukta ve açken elindeki malzemeleri kana varana kadar satan bir güya yardım kuruluşu ve bütün bunları pişkinlikle savunan bir etik olmayan duruş. Ahlak yok, arlanma utanma yok ama polis gücüyle insanları susturmak için bu çürümüşlüğü dile getirmeyi engellemek için her şey yapıyorlar. Ama halkı susturamazlar bu yükselen çığlıklar, çürümüş pisliğe batmış düzenin sonunu getiriyor bunun farkındalar. Tribünlerden yükselen seslerden korkuyorlar ama kendi suçlarını bunlarla gizleyemezler suçlarını yüzlerine vurmak için buradayız. Bütün bu kirliliğin, rantın, yandaşa peşkeş çekme politikasının daha görünür olması halkımızın daha gözünün önünde olması için buradayız. Sözümüzü her yerde söyleyeceğiz. Bunu engelleyemeyecekler. Bu düzenin sorumluları en tepeden en aşağıya kadar hesap verecekler. İstifa ahlaki bir erdemdir, siyasi bir gerekliliktir ama ne erdem var ne de siyasetin demokratik kurallarına en ufak bir saygı var bu iktidarda. Evet istifa istiyoruz ama istifa suçları örtmez. Harami düzenin bütün sorumluları hesap verecekler. Bu düzeni kuran, işleten en tepeden en aşağıya kadar bütün görevliler hesap verecekler. Harami düzeni kuranların helallik istemeye hakkı yok. Bu halk bu düzenden hesap soracak"
BULDAN: "HELALLİK İSTEYEN CUMHURBAŞKANINA SESLENİYORUZ, HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ"
Buldan ise şunları söyledi:
"Bugün burada yaşadığımız tablonun bir utanç tablosu olduğunu belirtmek istiyorum. Tam 22 gündür insanlar enkazın altında can verirken, insanlar soğuktan üşürken, açlıkla baş başa kalırken orada olmayanlar, depremzedelerin yaralarını sarmayanlar, onların soğuktan üşümesine açlıkla baş başa kalmasına göz yumanlar bugün bizim Kızılay önünde yapacağımız açıklamayı engellediler. Sistemin nasıl çalıştığını bir kez daha gördük. Bu düzenin nasıl sağlandığını bugün bir kez daha gözlerimizle gördük. Depremzedelerin yaşadığı acıları yerlerinde görmüştük ama onlara yardım etmeyen bu kurumun nasıl çalıştığını, nasıl çalıştırıldığını, talimat aldığını gözlerimizle gördük. İnsanda biraz utanma olur. İnsanda biraz vicdan olur. Ama bunlarda ne yüz var ne vicdan var ne de ahlak var. Depremzedeler 22 gündür enkazın altından canlarını, çocuklarını kurtarmaya çalışırken ilk iki gün orada olmayanların onlara çadır göndermeyenlerin, onlara hiçbir şekilde malzeme göndermeyenlerin bu yaşanan ölümlerden bu yaşananlardan birebir sorumlu olduğunu belirtmek istiyorum. Ne yazık ki vicdanımız sızlayarak bir kez daha öğrendik ki Kızılay çadırlarını, kanlarını parayla satmış. Bu bir utanç tablosudur. Bizim halkımızın, depremzedelerin vergileriyle alınan çadırlar, depremzedelere parayla satılmış. İşte bu düzenin nasıl işlediğinin bir göstergesidir bu. Helallik isteyen cumhurbaşkanına sesleniyoruz, hakkımızı helal etmiyoruz. Hiçbir depremzede ve depremde yakınlarını yitirenlerin Türkiye toplumu tek bir insan bile size hakkını helal etmeyecek. Hiç kimseden helallik istemeyin çünkü siz insanların canını yitirmesine sebep oldunuz. Açlıktan ve soğuktan mağdur olmasına göz yumdunuz. Tek bir yetkili 22 gün geçmesine rağmen istifa etmedi. Bugün bir kez daha söylüyoruz Kızılay başkanı, Kızılay yönetimi, yönetimde iktidarda olan bakanlar, küçük ortakları hepsi. Cumhurbaşkanı hep birlikte istifa etmek durumdadır. İstif etmezlerse bile seçimlerde biz onları göndereceğiz. Halkımıza bir kez daha söz veriyoruz."