Haberler

Hdp Parti Sözcüsü Bilgen: "Biz Başından Beri İlkesel Yaklaşıyoruz"

Abone Ol

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Ayhan Bilgen'in açıklaması HDP Parti Sözcüsü Bilgen: - " (Koalisyon görüşmeleri) Biz başından beri ilkesel yaklaşıyoruz.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Ayhan Bilgen'in açıklaması HDP Parti Sözcüsü Bilgen: - " (Koalisyon görüşmeleri) Biz başından beri ilkesel yaklaşıyoruz. Bu ilkesel yaklaşımımız ülkeyi kimin yönettiğinden çok, ülkenin nasıl yönetileceği üzerinedir. Sonuçta seçmen bir irade ortaya koymuş ve bu irade doğrultusunda da bir siyasi iradenin bir an önce parlamentonun önüne gelmesi gerektiğini düşünüyoruz"- "Bize oy veren seçmenlerin 'Dökülen kanda parmağının olduğu' iddiası çok ağır bir ithamdır. Seçmen iradesine saygı duymayıp hoşunuza gitmeyen oylar, sizi saltanızdan sizi tek parti iktidarınızdan ve 400 milletvekili ile padişahlık kurma hevesinizden alıkoyan seçmene saygı duymayı, siyasetin, demokrasi kültürünün gereği olarak görmeniz gerekiyor" HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, AK Parti-CHP arasındaki koalisyon görüşmelerine ilişkin, "Biz başından beri ilkesel yaklaşıyoruz. Bu ilkesel yaklaşımımız ülkeyi kimin yönettiğinden çok, ülkenin nasıl yönetileceği üzerinedir. Sonuçta seçmen bir irade ortaya koymuş ve bu irade doğrultusunda da bir siyasi iradenin bir an önce parlamentonun önüne gelmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Bilgen, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, hem Irak hem de Türkiye'de çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği manzarayla bir haftaya başlandığını ifade etti. Türkiye'nin barış ihtiyacını, bütün gündemlerin üzerinde ve önünde gördüklerini belirten Bilgen, "Bir taraftan koalisyon umutlarının bir nebzede de olsa yükselmiş olmasını memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmemiz gerekiyor. Başından beri seçmenin iradesine saygı duyulması gerektiğini ve sandıktan en çok oy alarak çıkmış iki büyük partinin bir an önce yaşananların sorumlusu ve muhatabının ortaya çıkması açısından ve tabii ki hem barışı hem demokrasiyi esas alan programla parlamentoda gerekli süreci başlatması gerektiğini ifade ediyoruz" diye konuştu.Koalisyon görüşmeleri kapsamında, kamuoyuna yansıtılan bilgilerde reform ihtiyacının güçlü bir şekilde duyulmuş olması kendileri açısından memnuniyet verici olduğunu dile getiren Bilgen, " Türkiye'nin bu acil reformları hangi takvimle ve nasıl bir iş bölümü içerisinde yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'nin toplumsal taleplerinin yansıması olduğunu düşünüyoruz. Bu reformlar acil yapılmadıkça hiçbir sorunun kalıcı çözümünün de mümkün olmadığını düşünüyoruz" ifadesini kullandı.- "Bize oy veren seçmenlerin 'Dökülen kanda parmağının olduğu' iddiası çok ağır bir ithamdır"HDP'ye yönelik siyasilerin eleştirilerine de değinen Bilgen, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun, HDP'yi, "KCK'nın bir kolu, kanadı" gibi tarif ettiğini, bunu da yorumsuz yurttaşların takdirine bıraktıklarını belirtti. AK Parti İzmir Milletvekili Cemil Şeboy'un sözlerini de eleştiren Bilgen, şöyle dedi: "Bu sözler gösteriyor ki AKP'nin içerisine 90'lı yılların aktörleri, Doğan Güreş'in, Çiller'in ve Ağar'ın ruhu kaçmış. Bu sözler başka türü izah edilemez. Bize oy veren seçmenlerin 'Dökülen kanda parmağının olduğu' iddiası çok ağır bir ithamdır. Seçmen iradesine saygı duymayıp hoşunuza gitmeyen oylar, sizi saltanızdan sizi tek parti iktidarınızdan ve 400 milletvekili ile padişahlık kurma hevesinizden alıkoyan seçmene saygı duymayı, siyasetin, demokrasi kültürünün gereği olarak görmeniz gerekiyor. Sayın Şeboy, şu anda yolsuzluk, rüşvet gibi iddialarla Buca Belediyesi'ndeki yaptığı işlerden dolayı yargılanan bir isim. Onun dokunulmazlığa ihtiyacı var. Onun siyaset yapma nedeni hakkındaki iddiaları örtmek olabilir ama bizim siyasete yüklediğimiz anlam, siyasete yüklediğimiz değer, böyle değil. Dolayısıyla da başta geçen hafta dokunulmazlıklarla ilgili tehdit söylemleri, parti kapatmaya yönelik söylemlerin tam da Türkiye'de çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, kendi kişisel çıkarlarını siyasetin amacı haline getirme hevesinin bir güvenlik konsepti perdesiyle örtülmesiyle karşı karşıyayız. Bu konuları dile getirenlerin kendi siyasal hayatları, toplumsal rolleri ve konumlarıyla ilgili aslında topluma hesap vermeleri gerekirken güvenlik konseptinin arkasına sığınıyor olmaları da tam da 90'lı yılların kirli karanlık isimlerin, bazı kirli isimlerle AKP içerisinde, yeniden tezahür etmesidir." Silopi, Cizre ve Türkiye sınırları dışında, sivil ölümlerinin hiçbir mazeretinin olmayacağını ifade eden Bilgen, "ülke içerisinde güvenlik güçlerinin sivillere verdiği zararlardan dolayı etkin soruşturma yürütmeyen bir hükümetin, ülke dışında benzer eylemlerle sivillere verdiği zararın etkin soruşturulmasını beklemediklerini" aktardı.Madenlerle ilgili düzenlemeler konusunda da Bilgen, madencilikle ilgili mevzuatın işletmelere yüklediği sorumluluğun, 5 yıl ileriye atılmasının bugünden itibaren madenlerde yeni Somaların yeni Ermeneklerin yaşanmasına dair kapı aralamak olduğunu ileri sürdü. - Eski savcılarla ilgili yakalama kararıEski savcılarla ilgili yakalama kararı konusunda da değerlendirmede bulunan Bilgen, şu ifadelere yer verdi: "Üç yargı mensubuna yönelik yakalama kararını iki açıdan değerlendiriyoruz. Uzun bir süredir yargı üzerinde siyasetin baskısı, HSYK'nın yargı üzerindeki inisiyatifinin bu dozda olması asla yargı bağımsızlığıyla izah edilemez, içerisinde bakanın, müsteşarın bulunduğu bir kurul yargının bağımsızlığına zaten fırsat vermez. Ama bu yetkilerin bu şekilde kullanılması ve yargıçların, savcıların verdikleri kararlar, başlattıkları soruşturmalar dolayısıyla böyle bir muameleye maruz kalması zaten asla kabul edilemez."Bu savcı ve yargıçların bir kısmının aynı zamanda KCK davalarında önemli isimlerden olduğunu anımsatan Bilgen, "Eğer bu savcılar, bu yargıçlar hukuka aykırı hareket etmişse, iddia edilen düzeyde suçlara karışmışlarsa o zaman galiba KCK davası dahil olmak üzere son 3-4 yılımıza damgasını vuran bütün davaların yeniden, masaya yatırılması, yeniden sorgulanması gerekiyor" dedi. - Cumhurbaşkanlığı makamının yargı denetiminde olması talebi"Cumhurbaşkanlığı gibi önemli pozisyonun hala yargı denetimi dışında tutuluyor olmasını asla doğru bulmadıklarını, bunun 12 Eylül alışkanlığı olduğunu düşündüklerini" ifade eden Bilgen, "Siyasetin üzerinde toplumsal denetlenebilir ilişkilerin üzerinde bir konumun, cumhurbaşkanı dahil hiç kimseye tanınamaz. Cumhurbaşkanının eylem ve işlemlerinin yargıya açılmasına dair bir düzenleme yapılır, eğer böyle kirli ve karanlık ilişkiler yoksa hem Sayın Cumhurbaşkanı aklanmış olur hem de Türkiye toplumu daha şeffaf bir yönetime daha denetlenebilir bir cumhurbaşkanına, öngörülebilir ve yapacağı işler, kuracağı ilişkiler ve hesap verilebilir bir pozisyona hep birlikte kavuşmuş oluruz" değerlendirmesinde bulundu.- AK Parti-CHP arasındaki koalisyon görüşmeleriKonuşmasının sonunda gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bilgen, koalisyon görüşmeleri kapsamında AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir araya gelmesine ilişkin, "sürenin kullanımı" konusunda endişeli olduklarını söyledi. Bütün toplumun, "45 günün" bu şekilde kullanılmasıyla ilgili kaygı taşıdığını düşündüklerini anlatan Bilgen, "Bugüne kadar geriye neredeyse 12 gün kalmışken, sadece kategorize edilmiş sorunların tasnif edildiği bir aşamada bulunmamızı riskli görüyoruz. Buna rağmen de bir biçimde kararlı ve sorumlu davranılması gerektiğini ifade ediyoruz. Perşembe, cuma günü için bir görüşme daha planlanıyor. Biz de zaten o tarihlerde kurullarımızla gelinen noktayı yeniden değerlendireceğiz. Biz başından beri ilkesel yaklaşıyoruz. Bu ilkesel yaklaşımımız ülkeyi kimin yönettiğinden çok, ülkenin nasıl yönetileceği üzerinedir. Sonuçta seçmen bir irade ortaya koymuş ve bu irade doğrultusunda da bir siyasi iradenin bir an önce parlamentonun önüne gelmesi gerektiğini düşünüyoruz."Bilgen, İmralı Heyeti'nin açıklamasına ilişkin bir soru üzerine Bilgen, Abdullah Öcalan üzerinden ilginç bir polemik sürdüğünü söyledi. Bugüne kadar avukatlarının yasal hakkı olan görüşme trafiğinin engellendiğini savunan Bilgen, savunma hakkı kapsamında ciddi bir ihlalin olduğunu öne sürdü.- "Barış konusu bizim siyasal tercihlerimizin üzerindedir"ABD Büyükelçiliği ile HDP'nin görüşmesi konusundaki bir soruya karşılık da Bilgen, şöyle konuştu: "Geçtiğimiz haftalarda, bir takım diplomatik temsilciliklerle, eş başkanımızın da doğrudan temaslarını paylaşmıştır. Barış sürecini, hiçbir ayrım gözetmeksizin herkesin sorumluluğunda bir alan olarak görüyoruz. Bu alanda ortaya çıkacak her girişim, her çaba; ülke içerisinden ya da uluslararası aktörlerden kaynaklı her çabayı önemli buluyoruz. Bunu bir korkuyla, öfkeyle, tepkiyle elimizin tersiyle itme hakkımızın olmadığını düşünüyoruz. Barış konusu bizim siyasal tercihlerimizin üzerindedir. Aktörlerin, devletlerin, inisiyatiflerin birebir biz tarafından pozisyonu onaylansa da onaylanmasa da barışa yapacakları katkıları asla engelleyici bir pozisyon içerisine girmeyiz. Hem Türkiye'nin barış konusunda daha kararlı daha etkili bir irade geliştirmesini, hem de bir biçimde barış süreçlerinin şeffaf, izlenebilir hale gelmesini aslında önümüzdeki dönemin de teminatı olarak görüyoruz.""Bugüne kadar bu yönde adımlar atılsaydı, üçüncü tarafların müdahalesinden bu kadar korkulmasaydı, baştan ret ile yaklaşılmasaydı, belki de son bir içerisinde bu kadar insanımızı kaybetmezdik" diyen Bilgen, "Bugünden itibaren de masaya oturmanın kaçınılmaz hale gelmesini kabullensin diye taraflar, ölümlere gözyummayı asla ahlaki bulmuyoruz. Barış konusu her türlü diplomatik ayak oyunundan her türlü taktik hamleden, siyasi hesaptan çok daha değerlidir. Biz artık bu kadar akan kanın yeterince öğretici olması gerektiğini ifade etmekle yetinelim ve bu konuda her türlü girişimin de önünün açılması gerektiğini söylemekle yetinelim" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA / Güncel

Halkların Demokratik Partisi Ayhan Bilgen Ak Parti Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title