HIV farkındalığını artırmak için belgesel hazırlandı
Geçen yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan HIV enfeksiyonuna dikkati çekmek ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla hazırlanan "Türkiye'de HIV" belgeseli tanıtıldı.
Geçen yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve birçok insanın hayatını kaybetmesine neden olan HIV enfeksiyonuna dikkati çekmek ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla hazırlanan " Türkiye'de HIV" belgeseli tanıtıldı.
Sabancı Üniversitesi ev sahipliğinde Gilead Sciences Türkiye'nin desteğiyle Sakıp Sabancı Müzesi'nde düzenlenen 4. Ulusal Duyarlılık Konferansı, HIV/AIDS alanında çalışan bilim insanlarını ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini bir araya getirdi.
Konferansta, HIV virüsü konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla gazeteci Cüneyt Özdemir ve ekibi tarafından hazırlanan " Türkiye'de HIV" belgeselinin ilk gösterimi yapıldı.
Uluslararası AIDS Sağlık Hizmeti Sağlayıcıları Derneği (IAPAC) Başkanı Dr. Jose M. Zuniga, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "insan immün yetmezlik virüsü" olarak tanımlanan HIV'in, her yaştan insanı etkileyebileceğini söyledi.
HIV'in etkili bir tedavi yöntemi bulunduğunu anlatan Zuniga, HIV'li bireylerin ilaçlarını düzenli kullandıkları sürece virüsü bulaştırma riski taşımadığının altını çizdi.
Zuniga, ileri evrelerde tedavi edilmeyen HIV'in semptomlarının yönetiminin zor olduğunu ama modern tedavilerin gelişmesiyle artık bu sorunların ortadan kalktığını ve bu hastaların normal bir hayat yaşadıklarını ifade etti.
"HIV'le mücadelede BM ile eş güdüm içerisinde çalışıyoruz"
HIV'in çoğunlukla cinsel yolla bulaştığını vurgulayan Zuniga, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kan ve virüsün olduğu şırıngaların paylaşılmasıyla da bulaşıyor. Önleme metotları arasında ilaç kullanımı, cinsel temaslarda korunma ve temiz enjektör sağlanması var. HIV artık ölümcül değil, kronik bir hastalık olarak görülüyor ve başarılı tedaviyle de yönetilebiliyor. Aynı zamanda bu tedavinin önleyici bir etkisi de var. Yani tedavi kullanıldığı sürece HIV negatif partnere bulaşma riskini ortadan kaldırıyor. Dünyada da mortalite riski azalıyor. Türkiye'de tedaviye ulaşan insanlarda başarı ve viral baskılama oranları çok yüksek. Ancak Türkiye'de HIV pozitif bireylerin yüzde 50'si HIV statüsünü biliyor. O yüzden daha çok tanıya, teste yönelmek gerekiyor ki HIV'le yaşayan bireyler tedaviye ulaşarak normal bir ömür sürebilsin."
HIV'le mücadelede Birleşmiş Milletler (BM) ile eş güdüm içerisinde ve HIV yükü yüksek 300 şehirle ortaklaşa çalıştıklarını aktaran Zuniga, siyasi irade, kamu sağlığı liderliği ve sivil toplumun katılımıyla bu virüse dünya çapında son vermek istediklerini belirtti.
"HIV testlerini anonim olarak sağlayan merkezler çok önemli"
Gilead Sciences Türkiye Genel Müdürü Şebnem Girgin, HIV'in bulaşıcı bir virüs olduğuna, bu nedenle Türkiye'de ve dünyada HIV'li bireylerin sayısının arttığına dikkati çekti.
HIV'in nasıl bulaştığı konusunda toplumda farkındalığın az olduğunu belirten Girgin, geçen yıl Hacettepe ve Başkent üniversitelerinin yaptığı çalışmada, özellikle gençlerden oluşan kesimin yüzde 77'sinin HIV virüsüne ilişkin bilgisinin olmadığının ortaya konulduğunu aktardı.
HIV'li bireylerin "sosyal dışlanma" ve "damgalanma" endişesi taşıdıklarını anlatan Girgin, şunları kaydetti:
"Bireyin, HIV bulaştığıyla ilgili bir şüphesi olması durumunda kimliğini vermeksizin test alıp durumunu öğrenebileceği anonim test merkezleri son derece önemli. Bunlar dünyanın bütün ülkelerinde özellikle yerel yönetimlerin ve belediyelerin desteğiyle ön plana çıkan, HIV testlerini anonim olarak temin eden ve danışmanlık sağlayan merkezler. Bunun örnekleri ülkemizde de var. Bildiğim kadarıyla 6-7 belediye bu hizmeti sunuyor ama bunun artırılması da en önemli hedefimiz. Yine bu merkez HIV'li bireylerin test olup tedavilerine erişimlerini sağlayacaktır."
Girgin, 30 yıldır HIV virüsüne karşı tedaviler keşfettiklerini ve bilimsel araştırmalar yürüttüklerini dile getirerek, HIV'li bireylerin tedavi oldukları sürece diğer sağlıklı insanlar gibi toplumda yer alabilecekleri ve hayatlarına normal bir şekilde devam edebilecekleri konusunda farkındalık yaratmak için #EnBüyükHastalığım başlığıyla bir sosyal sorumluluk projesi başlattıklarını sözlerine ekledi.
"AIDS'e karşı farkındalık yaratmaya çalışıyoruz"
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Keyman da Sabancı Üniversitesinde kurulduğu 1999'dan bu yana öğrencilere toplumsal sorunlarla ilgilenebilmeleri ve sivil toplum örgütleriyle birlikte sorunların çözümüne katkı bulunmaları için "Toplumsal Duyarlılık" projesi adı altında zorunlu bir ders verdiklerini anlattı.
Ders kapsamında yaklaşık 15 bin öğrencinin 66 bine yakın insanın sorununa çözüm bulmak için çalıştığını, son 4 yıldır da bu projeyi konferansa dönüştürme kararı alarak gençler, kadınlar ve ebeveynlerle ilgili her yıl bir tema belirleyerek konferans yaptıklarını belirten Keymen, "Bu yılın da konusu sağlık alanında oldu. AIDS hastalığına karşı mücadelede farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Hem üniversitedeki öğrencilerin toplumla ilişkisini ortaya çıkarması hem de toplumun genelini ilgilendiren sorunların çözümünde üniversite sivil toplum iş birliğini göstermesi bağlamında önemli bir toplantı." şeklinde konuştu.