Hürriyet Treni'nde Çareler Tükenmez
Hürriyet Treni'nin En Fazla Çocuk Sesi Duyduğu Yer Aşkale Oldu.
Hürriyet Treni’nin en fazla çocuk sesi duyduğu yer Aşkale oldu.
Dünkü etkinliklere Konferans Vagonu’nda gerçekleşen aile içi şiddet ve deprem sigortası konuşmaları damgasını vurdu. Tren Erzurum’un ilçesi Aşkale’de halkoyunu oynayan çocuklar, Kaymakam Asalet Karabulut, Belediye Başkanı Ahmet Yaptırmış, Garnizon Komutanı Binbaşı Ertuğrul Yılmaz tarafından karşılandı. Önemli projelerle halkın karşısına çıkan Hürriyet ve TCDD’yi kutlayan Kaymakam Karabulut, “Haklarını bilmeyenler hak arayamazlar” dedi. Başkan Yaptırmış da Aşkale halkına önemli bir hizmetin getirildiğini ifade etti.
Zorunlu Deprem Sigortası’nın yaygınlaştırılması için çalışmalar yapmak üzere trende bulunan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Genel Sekreteri Serpil Yakut ise “Erzurum ve Aşkale depremin yoğun olduğu yörelerden biri. Ancak Erzurum’da evini deprem sigortası yaptıranların oranı yüzde 14, Aşkale’de ise daha düşük” diyerek destek istedi.
Şiddete karşı omuz omuza
HÜRRİYET olarak beş yıldır sürdürdüğümüz ve Türkiye’nin tek 7 gün 24 saat açık Acil Yardım Hattı’nı yürüten Aile İçi Şiddete Son Kampanyası’nı bu trenle her yere taşıdığımızı yazmıştım daha önce. Bu yıl daha farklı bir uygulama yaptığımızı da... Trenin bulunduğu her şehirde, bu sorunun önlenmesi ve çözümünde sorumlu olan tüm kurumlar arasında ağ oluşturmaya yönelik bir çalışma yürütüyor Kampanya Koordina-törümüz Neşe Hacısalioğlu.
Trenin konferans vagonunda bir araya gelen sorumlular, bu ağın bir parçası eksik olduğunda, mağdurun nasıl ortada kaldığını, devlet ve sivil toplum olarak neler yapılması gerektiğini görüyor. Çalışma sonunda hazırlanan raporlar, ilgilenecek tüm kurumlara gönderilecek.
Onlar da dövüyorsa...
Neşe, bulun-duğumuz yerlerin bu konudaki mevcut durumunu da gözlüyor. Geçtiğimiz son birkaç ilçede maalesef durum içler acısıydı. İki saat boyunca aile içi şiddeti konuştuğunuz, çözüm aramaya çalıştığınız kişilerin, akşam eve gittiğinde eşlerini, çocuklarını dövdüğünü öğrenmek hiç hoş bir duygu değil tabii ki. İnsan ne hissedeceğini, nereden bir çıkış bulacağını bilemiyor.
Şiddetin küçük yerlerde açığa çıkması daha zor, çünkü herkes birbirini tanıyor ve kolluyor. Ya da ortaya çıkmasına bile gerek yok, herkes biliyor zaten, ama bir şey yapamıyor. Yine de şehrin ya da ilçenin en yüksek mülki amiri, konferans vagonunda gazeteciler önünde “Çok şükür, bizde aile içi şiddet yok” diyebiliyor göğsünü gere gere.
Bu cümlenin tercümesi şu aslında: Orada aile içi şiddet değil, başvurusu yok! Çünkü başvurduğunda herhangi bir sonuç alamayacağını bilen mağdur, niye başvursun? Ya da başvuracağı ve sonuç alacağı bir merci yoksa? Bizim etkili ve yetkili kişilerimizin de işine geliyor; başvuru olmadığı için şiddet yokmuş gibi davranmak.
O yüzden dün Aşkale Emniyet Müdürü Yalçın Korkmaz, iki yılda sadece bir vaka ile karşılaştığını söyleyince şaşıradık. Ama Aşkale Belediye Başkanı Ahmet Yaptırmış da üstüne basa basa “bizde olmuyor böyle şeyler” deyince açık konuştuk: “Her yerde bu cümleyi duyuyoruz, ama bu bir yalan, inanmıyoruz!” Çünkü seminerler sonucunda “Bunların tamamına yakını eşlerini dövüyor” diye fısıldanan, bizim kulağımız.
‘Uyanık’ kocalara ihtar
Her şeye rağmen umutsuz değiliz biz; semineri gerçekleştirdiğimiz birçok yerde, sorunu çözmek için canla başla çalışmaya hevesli insanlar da görüyoruz çünkü. Bir yerlerde başka birileri de çalışıyor biliyoruz. Ankara 8. Aile Mahkemesi Hakimi Eray Karınca’nın verdiği bir kararı daha geçen gün trendeyken okudum; “kendisine sözlü ve fiili şiddet uygulayan, kişisel temizliğine dikkat etmeyen, yazları çocuklarıyla birlikte Bolu’daki ailesinin yanına zorla gönderen” koca hakkında bir dizi tedbir kararı aldı Karınca. Kararlara uymaması durumunda da tutuklanmasına hükmetti.
İstanbul’da ise Bakırköy 6. Aile Mahkemesi Hakimi Gürsel Çamur, bir mağdur kadın için, boşanmış olmasına rağmen koruma kararı verdi. Kocayı evden uzaklaştırma kararı, olması gerektiği gibi, çok çabuk bir şekilde alındı. Bu arada “uyanık” eski koca, evin kendi üzerine olan doğalgaz aboneliğini iptal etti; hem eski eşini, hem de çocuğunu soğukta, sıcak susuz bırakarak şiddetini sürdürdü. Doğalgaz şirketi mağdur kadına evin sahibi ya da kiracısı olmadığı için abonelik vermeyince, aynı hakim şu ek kararı aldı:
“...adresinde bulunan tarafların müşterek konutunun dava sonuna kadar davacı ve çocuklara tahsisine... İski, İgdaş, Telefon İdaresi, Elektrik İdaresi müdürlüklerine yazı yazılarak... davacı adına sözleşme yapılarak mahkememize ivedilikle bildirilmesi için yazı yazılmasına...”
Geçmişte bunlar, İstanbul ve Ankara’da da olmuyordu. Demek ki Sarıkamış’ta, Aşkale’de ya da başka “uzak” yerlerde de gelecek için bir umut var. Şiddetin açığa çıkacağı, bir suç olarak görülüp önlenenebileceği günler... Bu yüzden iyi ki yollardayız, Hak Yolculuğu’na, ama trenle, ama bulunduğumuz yerlerde, hep birlikte devam ediyoruz.
BUGÜN ERZiNCAN ve KEMAH’tayız
Emel ARMUTÇU