Haberler

Hüseyin Baş: "Ülkenin Yüzde 10'u Refah İçinde, Kalan Yüzde 90'ı Bir Bardak Çayı Hesap Ediyor"

Güncelleme:
Abone Ol

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “'Her yerde araba, herkes arabayla sağa sola gidiyor. AVM'ler ful çekiyor' diye bir propaganda var. Trafiği felç edenler bu ülkenin yüzde 10’u veya turistler… Senin AVM’lerini dolduranlar, ellerinde poşetlerle gezenler bu ülkenin yüzde 10’u veya turistlerdir. Bunun dışında bu ülkenin yüzde 90’ı bugün evinden çıkıp bir kafeye gidip çay içmek için hesap ediyor, bir pazar kahvaltısına çıkmak için hesap ediyor” dedi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, "'Her yerde araba, herkes arabayla sağa sola gidiyor. AVM'ler ful çekiyor' diye bir propaganda var. Trafiği felç edenler bu ülkenin yüzde 10'u veya turistler… Senin AVM'lerini dolduranlar, ellerinde poşetlerle gezenler bu ülkenin yüzde 10'u veya turistlerdir. Bunun dışında bu ülkenin yüzde 90'ı bugün evinden çıkıp bir kafeye gidip çay içmek için hesap ediyor, bir pazar kahvaltısına çıkmak için hesap ediyor" dedi.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, Meltem TV'de Gülgün Feyman'ın sunduğu Özel Gündem programında gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Baş'ın açıklamaları şöyle:

"'Her yerde araba, herkes arabayla sağa sola gidiyor. AVM'ler ful çekiyor' diye bir propaganda var. Bu ülkenin nüfusu 84 milyon. Bunun yüzde 10'u para sahibi olsa, tatile gitse, trafiğe çıksa, AVM'leri doldursa 8,4 milyon insan yapar. Yunanistan'ın nüfusuna neredeyse denk, Avrupa'da birçok ülkenin nüfusundan fazla. 8,5 milyon insanın refahını, bize kalan yüzde 90'a pazarlıyorlar. Benim şikayetim o ezilen insanlar için. Bu sistem zulüm sistemidir, bu sistem adaletsizliktir, bu sistem baskı rejimidir, bu sistem en hafif ve terbiyeli tabirle akılsızlıktır. Senin Bodrum'da, Ege'de, Antalya'da otellerini dolduranlar bu ülkenin yüzde 10'u veya turistler… Trafiği felç edenler bu ülkenin yüzde 10'u veya turistler… Senin AVM'lerini dolduranlar, ellerinde poşetlerle gezenler bu ülkenin yüzde 10'u veya turistlerdir. Bunun dışında bu ülkenin yüzde 90'ı bugün evinden çıkıp bir kafeye gidip çay içmek için hesap ediyor, bir pazar kahvaltısına çıkmak için hesap ediyor. Bu ülkenin insanı bugün bu durumdadır.

"KİMSE 85 MİLYONU ZENGİN ETMEYECEK. PROBLEM BU. BUNU GÖRMESİ LAZIM VATANDAŞIN"

SEKA'yı sattın, kağıt üretemiyorsun, kağıdı ithal ediyorsun, kitabın fiyatı bu yüzden bu noktaya geldi. Bütün partiler özelleştirmeden bahsediyor. Bütün partiler madenleri yabancıların işletebileceğinden, madenine sahip çıkmayacağından bahsediyor. Benim parti programımda bunların hiçbiri yok. Dolayısıyla daha çok parti olsun ama partiler kimliklerini ortaya koysun. Ben topluma şunu öneriyorum: 'Bütün partileri araştırın.' Toplumun bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Partileri araştıracak, genel başkanları tanıyacak, siyasi ideolojileri, fikirleri, idealleri sorgulayacak. Bir parti çıkıyor, ben x meseleyi çözeceğim diyor. Peki, bu ülkenin tek sorunu x meselesi mi? Y'yi ne yapacaksın? Z'yi ne yapacaksın? Alfa'yı ne yapacaksın? Bütün sorunlara bakış açın var mı? Bir farklılık ortaya koyabilecek misin? Bugün ekonomiyi çokça konuşuyoruz. AK Parti hükümeti liberal ekonomik sisteme tabi bir hükümettir. Diğer bütün muhalefet de liberal ekonomik sistemi vadeder. Bir farkları yok ki! O beş taneyi zengin etti, diğeri de 15 taneyi zengin edecek. Kimse 85 milyonu zengin etmeyecek. Problem bu. Bunu görmesi lazım vatandaşın."

"ÖZELLEŞTİRMELERİ GERİYE ÇEVİRMEK HUKUKEN MÜMKÜN"

Cumhuriyet kazanımı fabrikaların özelleştirilmesi konusundaki bir soruya da BTP lideri "Hepsini geri alacağız" diye yanıt verdi. "Peki, bu hukuken mümkün mü" sorusuna Hüseyin Baş, şöyle cevap verdi:

"Hukuken bunları geri almak elimizde. Çünkü çok hukuksuzluklar içinde bunlar satıldı. İki türlü yanlış yapıldı. Birincisi, bunların özelleştirilmesi baştan aşağı yanlış. Türk Telekom, Tüpraş, Poaş, SEKA, şeker fabrikaları, gübre fabrikaları, Petkim, Tekel, çimento fabrikaları, ETİ Holding, Sümer Holding, termik santraller, limanlar… Bunlar Türkiye'nin ticaretinin temeli, bunlar olsa bugünkü enflasyon, kriz ortamı olmayacaktı. Bunlar sübvansiyon yapabilse, üretebilselerdi… Bunların özelleştirilmesi baştan aşağı saçma ve yanlış. İkincisi, bunların her biri mesela 1 milyar dolar değerindeyken 50 milyon dolara, 100 milyon dolara satılmış. Yani 10'da 1'ine, 20'de 1'ine, 100'de 1'ine, bu fiyatlara peşkeş çekilmiş. Dolayısıyla hukuken bunları alan hiç kimse güven altında değil. Çünkü vatandaşın malını çok az bir pahaya iç ettiler."

"SATILAN HER ŞEYİ GERİ ALACAĞIZ"

Gülgün Feyman'ın "özelleştirilen yerleri geri almak için kasada para var mı" sorusuna Hüseyin Baş şu yanıtı verdi:

"Elbette ki var. Müteahhide para var, yandaşa para var, Saray'a para var, özel uçaklara para var, vatandaşın fabrikasını geri almaya para elbette var. Fazlası ile var. Bunların hepsini derhal hemen geri alacağız, hepsini devlet faydasına, vatandaş faydasına işletmeye başlayacağız. Hepsi istihdama başlayacak, işçiler buralarda çalışmaya başlayacak, bütün köyler, bütün kasabalar, bütün ilçeler kalkınmaya başlayacak."

Kaynak: ANKA / Güncel

Türkiye Partisi Hüseyin Baş Türkiye Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title