Haberler

İDOB Müdürü Suat Arıkan, opera sanatçısı Leyla Gencer'i anlattı

Güncelleme:
Abone Ol

Dünya opera tarihine "La Diva Turca" olarak geçen opera sanatçısı Leyla Gencer'in vefatının üzerinden 14 yıl geçti.

Dünya opera tarihine "La Diva Turca" olarak geçen opera sanatçısı Leyla Gencer'in vefatının üzerinden 14 yıl geçti.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Müdürü, aynı zamanda sanat yönetmeni Suat Arıkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, opera sanatına unutulmaz katkılar sunan Gencer'in sanat hayatını ve başarılarını anlattı.

Leyla Gencer'in sıra dışı bir kişiliğe sahip olduğunu, bu yüzden da ona diva denildiğini belirterek, "Herkes iyi şarkı söyleyebilir, çok başarılı sanatçı olabilir ama diva olmak farklı bir kavram. Leyla Gencer son divalardan biriydi." dedi.

Arıkan, sanatçının müthiş bir karizmasının olduğunu da dile getirerek, "Sahneye çıktığında, herhangi bir ortama girdiğinde bütün gözler ona çevrilirdi. Bir merkez olurdu. Ben bunu İtalya'da jüri üyesi olarak katıldığım bir yarışmanın sonundaki konserde gördüm. Seyircilerle birlikte salona girdiğinde, birden bütün salon alkışlamaya başladı. Normal, sıradan bir izleyici olarak gelmişti oraya. İçeriye girdiğinde salondaki bütün insanlar onu ayakta alkışladı. Farklı bir aurası vardı." ifadelerini kullandı.

Yaşı nedeniyle Gencer'i bir temsilde canlı olarak izleyemediğine işaret eden Arıkan, şunları kaydetti:

"Tabii konser kayıtlarında, filmlerde onu seyrettim. Örneğin 1974'te henüz lisedeydim. Konservatuvara yeni girmek üzereyken TRT 1, canlı olarak onun Verona Arenası'nda söylediği 'Aida'yı yayınladı. Siyah beyaz bir yayında. İlk kez onu orada gördüm. Çok etkilendim. Ardından Atatürk Kültür Merkezi'ne seminerler vermeye geldi. Donizetti, Bellini, Rossini ve bel kanto seminerleri. Ardından da Verdi seminerleri verdi. Hepsini de hatırlıyorum. Çok güzel anılarım birikmiş. O seminerlere ben de şarkıcı olarak katıldım ve onunla yoğun çalışma fırsatı yakaladım."

"Sen benim manevi oğlumsun, dediği için duygusal bağım vardı"

Suat Arıkan, uzun yıllar boyunca Gencer'le sürekli görüştüklerini ve İstanbul'a gelmesiyle ilgili program yapmak üzere telefonda konuştuklarını vurgulayarak, "Ne yazık ki en son görüşmemizde, 'Ben artık çok hastayım Suatcım, gelemem.' dedi. Ben de 'Hocam, helikopterle gelir sizi alırız.' demiştim. Bu konuşmamızdan bir hafta sonra, onu kaybettiğimiz haberini aldım. O akşam, onun 1974'te seyrettiğim Aida'sına ait bir fotoğraftan karakalem resmini yaptım. Ardından da sabahın köründe uçağa atlayıp evine gittim. Evinde sabah çok erken kimse yoktu. Bir yardımcısı vardı. Bana kapıyı açtı. Leyla Gencer'le orada bir buçuk saat, yatağının başında baş başa kaldım. Resimlerini yaptım." diye konuştu.

Gencer'in kendisi için özel olduğunu sözlerine ekleyen Arıkan, "Onunla 'Sen benim manevi oğlumsun.' dediği için, ayrı bir sıcaklık, ayrı bir duygusal bağım vardı. Bana doğrusu çok şey öğretti." değerlendirmesinde bulundu.

Arıkan, sanatçının cenaze töreninin çok kalabalık olduğuna dikkati çekerek, Mirella Freni ve Renato Bruzon gibi dönemin önemli sanatçılarının törene geldiğini, vasiyeti üzerine de küllerinin İstanbul Boğazına döküldüğünü aktardı.

"Tüm dünya sanatçılarına örnek olan, ışık tutan bir sanatçı"

Usta sanatçının yerinin doldurulmasının mümkün olmayacağının altını çizen Arıkan, şunları söyledi:

"O, kendi döneminde Renata Tebaldi'le Maria Callas'la aynı kuşaktan. Leyla Gencer, oynanmayan Giuseppe Donizetti'nin, Vincenzo Bellini'nin operalarını küflü sandıklardan çıkartarak temsillerini yaptı. Bunların daha sonra temsilini Maria Callas oynadı ve kayıtlarda maalesef kendisi yer almadı. Leyla Gencer'in hiçbir stüdyo kaydı, gerçek bir profesyonel kaydı yok. Hepsi korsan ya da kötü koşullarda çekilmiş filmler. Bugün plaklarını dinlediğimizde yurt dışında da şahit oldum, şu anda star olan birçok başarılı sanatçı, Leyla Gencer'in Tragedya'sını, Macbeth'ini, Don Carlos'unu dinleyerek bir yere varmaya çalışıyor. Dolayısıyla."

Arıkan, Leyla Gencer'in seminerlerde verdiği notlara da değinerek, "Bize, operada, müzikte söylediğimiz kelimelerin altında yatan fikri, duyguyu çok araştırmamızı önerirdi. Yani sadece şarkıcılıkla ilgili değil, oyunculukla da ilgili çok önemli mesajlar verdi. Bu da opera sanatçısı için çok önemli bir şey. Çünkü biz sadece plak dolduran, ses kaydı yapan bir meslek değiliz. Tiyatronun da içerisinde olduğu bir sanat dalı opera. Bize göstermiş olduğu şeylerden bana göre en çok ciddiye alınması gereken ve bize kazandırdığı ilke, rolün içine girmek ve tiyatrosunu ortaya çıkarmaktı. Aynı zamanda bel kantonun ne olduğunu bize anlattı, teknik detaylarını öğretti." dedi.

Leyla Gencer, hakkında bugüne kadar birçok film yapıldığına, aynı zamanda kitap ve tezler yazıldığını vurgulayan Arıkan, Gencer adına bir vakıf kurulması gerektiğinin altını çizdi.

Arıkan, usta sanatçı adına daha önce yapılan, "Leyla Gencer Şan Yarışması"na da değinerek, "Çok önemli bir yarışmaydı. Her sene yapılmaktan vazgeçilip, iki yılda bir yapılmaya başlandı. Şimdi o da kaldırıldı. Aslında bu yarışma, dünya çapında isimleri çıkartan çok prestijli bir yarışmaydı. En azından bu yarışmayı sürdürmek için kolları sıvamamız gerekir." diye konuştu.

Kaynak: AA / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title