Haberler

İgdaş, Dünya Çevre Günü'nde Çalışanları İçin "İklim Krizi Marmara ve İstanbul'u Nasıl Etkiliyor" Başlıklı Bir Seminer Düzenledi

Güncelleme:
Abone Ol

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A. Ş. (İGDAŞ), '5 Haziran Dünya Çevre Günü' dolayısıyla çalışanlarına, "İklim Krizi, Marmara ve İstanbul'u Nasıl Etkiliyor?" başlıklı bir seminer düzenledi. seminer'de bir sunum gerçekleştiren çevre mühendisi Sedat Durel, “İklim krizi kendisini aşırı iklim olaylarıyla gösteriyor. Yani İstanbul’da bir yıl barajlarınızdaki sular yüzde 10 olurken, ertesi yıl sellere yol açan bir yağışla karşılaşabiliyorsunuz. Bunlar İklim krizinin doğrudan sonuçlarıdır” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinden İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İGDAŞ), '5 Haziran Dünya Çevre Günü' dolayısıyla çalışanlarına, "İklim Krizi, Marmara ve İstanbul'u Nasıl Etkiliyor?" başlıklı bir seminer düzenledi. Seminerde bir sunum gerçekleştiren çevre mühendisi Sedat Durel, "İklim krizi kendisini aşırı iklim olaylarıyla gösteriyor. Yani İstanbul'da bir yıl barajlarınızdaki sular yüzde 10 olurken, ertesi yıl sellere yol açan bir yağışla karşılaşabiliyorsunuz. Bunlar İklim krizinin doğrudan sonuçlarıdır" dedi.

İGDAŞ Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, İGDAŞ, '5 Haziran Dünya Çevre Günü' dolayısıyla, Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin de davetiyle, çalışanları için bir seminer düzenledi. İGDAŞ Alibeyköy Sosyal Hizmet Binası Konferans Salonu'nda dün gerçekleştirilen "İklim Krizi, Marmara ve İstanbul'u Nasıl Etkiliyor?" başlıklı seminere, kuruluşun üst düzey yetkilileriyle birlikte yaklaşık 150 İGDAŞ personeli katıldı.

Seminerde sunum yapan çevre mühendisi Sedat Durel, 70'li yıllarda ilk olarak 'çevre sorunu', 'çevre kirliliği' şeklinde gündeme gelen dünya kirliliğinin, giderek 'küresel ısınma'yı insanların karşısına çıkardığını, yıllar içinde sözü edilen 'iklim krizi' tanımının ise bugün bir haber deyimi değil, bilimsel olarak literatürde yer alan bir tanım olduğunu kaydetti.

"DÜNYANIN ORTALAMA SICAKLIĞI HER GEÇEN YIL ARTIYOR"

Sedat Durel, genel olarak nihai kirliliğin karbondioksit, metan ve ozon başta olmak üzere, 'sera gazları' olarak bilinen gazların atmosferde yoğunlaşmasıyla, dünyanın ortalama sıcaklığının her geçen yıl arttığını vurgulayarak şunları söyledi:

"Bugün bilimsel olarak iklim krizi tanımı sadece 'ısınma'yı ifade etmiyor. "Küresel Isınma tanımından vazgeçilmesinin nedeni bu. Artık aşırı iklim olaylarıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Basitçe anlatırsak, İstanbul'da çok sıcak bir yaz yaşıyorsunuz. Denizin sıcaklığı ciddi şekilde yükseliyor. Sonra hava sıcaklığı düştüğünde, denizler geç soğuduğu için alçak ve yüksek basınç arasındaki denge alt üst oluyor ve aşırı iklim olaylarıyla karşılaşıyorsunuz. Yani İstanbul'da bir yıl barajlarınızdaki sular yüzde 10 olurken, ertesi yıl sellere yol açan bir yağışla karşılaşabiliyorsunuz. Bunlar iklim krizinin doğrudan sonuçlarıdır.

Dünyanın ortalama sıcaklık grafiğine baktığımızda, 1780'lerda başlayan 1900'lerden itibaren her geçen yıl daha da artmaya başlayan bir sıcaklık artışı görülüyor. Yapılan çalışmalarda bu hızla kirlenme devam ederse 2100 yılına gelindiğinde dünyanın sıcaklığında 8-10 derecelik bir sıcaklık artışı olacağı belirtiliyor. Bunun ne demek olduğu ilk bakışta anlaşılamayabilir. Ama 2,5 derecelik değişikliğin, yaklaşık 50 milyon yılda gerçekleştiği düşünülürse, bugün 200 yıl içinde yaşanan 3-4 derecelik artışın canlılığın adaptasyonunda ne gibi sonuçlar yaratabileceğini anlamamız daha kolay olacaktır. Bugün türlerin nesillerinin tükenmesinin nedenlerini böylelikle daha iyi anlayabiliyoruz."

"1993'TEN 2020'YE KADAR DENİZ SEVİYESİNDE 9 CM'LİK YÜKSELME OLDU"

Sıcaklığın artmasıyla birlikte buzulların erimeye başladığını bunun da okyanuslardaki su seviyesini yükselttiğinin toplumun çoğunluğunda bilinmekle birlikte, yıllar içinde su seviyesinin varacağı boyutların tahayyül edilemediğini kaydeden Durel, şöyle devam etti:

"1993'ten 2020'ye kadar deniz seviyesinde dünya ortalamasına göre 9 cm'lik bir yükselme olduğu belirtiliyor. Türkiye için bu yılda 3 mm olarak görünüyor. Ama sıcaklık bu hızla artmaya devam ederse, yapılan modellemelere göre, 2070'te deniz seviyesinin toplamda 80 metre kadar yükselebileceği tahmin ediliyor. Bunu gördüğümüzde İstanbul'da yaşayanlar olarak aklımıza, İstanbul'un tarihi yarımadası dahil, birçok bölgesinin sular altında kalacağı ama yine de yukarılarda bir yerlerde yaşayabileceğimiz düşüncesi gelebilir. Ama asıl problem, bu modellemeye göre İstanbul'un su kaynaklarının da sular altında kalacak olması. Terkos'u, Ömerli'yi kaybediyorsunuz. Sulayacak tarım arazileriniz de kalmıyor…"

"MARMARA DENİZİ'NDE 6-7 METRE ALTINDA YAŞAM KALMADI"

Çevre mühendisi Sedat Durel, seminerde ayrıca İklim Krizi'nden bağımsız olarak, Marmara Denizi'nin yıllar içinde çok daha hızla kirlendiğini de çeşitli grafik ve tablolarda ortaya koydu. Durel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Marmara Denizi'nin yüzey seviyesinin yaklaşık 6-7 metre altında, mevsimsel ve bölgesel olarak değişmekle birlikte, çözülmüş oksijen kalmadı ve oksijensiz ortamda bir hayattan bahsedilemez. Karadeniz'in neresine bir şey atarsanız atın, yavaş yavaş İstanbul'a doğru gelir ve Marmara'ya akar. İstanbul'da bugün hala atık suların yalnızca yüzde 37-38'i arıtmadan geçiriliyor ve İstanbul ve çevresindeki illerin tüm atıkları Marmara Denizi'nin dibine akıyor. Atık sular 9 yıl boyunca birikti. Bugün kıyı şeritlerinde gördüğümüz 'müsilaj' diye bilinen mikroorganizma kalıntıları, bozulan ekosistemin biyolojik alarm çanlarıdır."

Kaynak: ANKA / Güncel

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Gaz Dağıtım Dünya Çevre Günü İstanbul Marmara Dünya Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title