Ihracat Zirvesi - Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Şenel - Şişecam Genel Müdürü Kırman
Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel, başta Japonya ve Meksika olmak üzere dünyanın önemli pazarları ve ekonomileri ile 23 serbest ticaret anlaşması (STA) müzakereleri yürütüldüğünü bildirdi.
Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel, başta Japonya ve Meksika olmak üzere dünyanın önemli pazarları ve ekonomileri ile 23 serbest ticaret anlaşması (STA) müzakereleri yürütüldüğünü bildirdi.
Şenel, Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İhracat Zirvesi 2016 kapsamındaki "İhracatta Yeni Pazarlar" oturumunda yaptığı konuşmada, Dünya Ticaret Örgütü'ne bildirilmiş 600'ün üzerinde STA bulunduğunu, bunun 419'unun yürürlükte olduğunu söyledi.
Türkiye'nin hem pazara girişteki engellerin kaldırılması hem de pazar çeşitliliğinin sağlanması amacıyla imzaladığı STA sayısının halihazırda 23 olduğunu, bunların 19'unun yürürlükte bulunduğunu ifade eden Şenel, "Başta Japonya ve Meksika olmak üzere dünyanın önemli pazarları ve ekonomileri ile 23 serbest ticaret anlaşmasının müzakereleri yürütülüyor." dedi.
Şenel, dünya ticaretinin yüzde 82'sini STA'ların, yüzde 10'unu Gümrük Birliği'nin, yüzde 8'ini ise tercihli ticaret anlaşmalarının şekillendirdiğini, bu çerçevede hem bölge ülkeleri hem de menfaatleri gereği ülke ihracatını artırmak için STA'lar konusunda çalışmalar yürüttüklerini anlattı.
Türkiye'nin 2000'den bu yana ihracat alanında yaşadığı değişime işaret eden Şenel, yüzde 36 olan hazır giyim, tekstil ve deri ürünleri payının yüzde 20'lere yaklaştığını, makine, elektrik-elektronik ve otomotiv gibi sektörlerin ihracattaki payının da yüzde 20'den yüzde 29'lara yükseldiğini kaydetti.
Söz konusu sürede AB'ye yapılan ihracatın yüzde 56'dan yüzde 44'e gerilediğini belirten Şenel, Afrika ve Asya ülkelerinin Türkiye ihracatından aldığı payın arttığını, pazarın çeşitlendiğini ve önemli bir dönüşümün yaşandığını ancak bunun yeterli olmadığını, ciddi gayret gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
"İhracatçı firmaların en temel problemlerinden biri pazar bağımlılığı"
İbrahim Şenel, ihracatçı firmaların en temel problemlerinden birinin "pazar bağımlılığı" olduğunu belirterek, "Firmalarımızın yüzde 45'i tek bir ülkeye mal satmakta. Bunların yüzde 27'si de sadece bir ürünle dünya ticaretinden pay almakta. Bizim firma ölçeğinde ciddi bir pazar bağımlılığı var." ifadelerini kullandı.
Firmaların pazarlarının çeşitlendirilmesinin önemine işaret eden Şenel, ihracatçıların diğer bir yapısal probleminin kurumsallık olduğunu söyledi. Şenel, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz yıl ihracat yapan firma sayımız 65 bin. Bu ihracat kervanına her yıl 11 bin yeni ihracatçı katılırken, bir önceki yıl ihracat yapıp da sonraki yıl yapmayan firma sayısı da 10 bin. Yani her yıl 11 bin yeni ihracatçı katılırken, 10 bin firma da ihracat yapmıyor. Bu yeni ihracat yapan firmaların 4 bini de ilk ve son kez ihracat yapıyor. Burada kurumsal ihracatçı vasfının kazandırılması önemli."
"Herhangi bir pazara gidip bizzat hissetmeden potansiyeli görmek mümkün değil"
Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Levent Çakıroğlu da topluluk olarak Türkiye'nin ihracatının yüzde 9'unu temsil ettiklerini belirterek, Türkiye'deki yatırımlarına devam ettiklerini, son 5 yılda 30 milyar liralık yatırım yaptıklarını, 25 binin üzerinde istihdam oluşturduklarını anlattı.
Çakıroğlu, Türkiye'de büyümenin her zaman vizyonlarının önemli bir parçası olduğunu ancak ihracat açısından yurt dışında büyük bir potansiyel gördüklerini ifade ederek, büyük şirketlerinde üretimin yüzde 60'nın ihraç edildiğini bildirdi.
Uluslararası pazarlarda başarı için öncelikle rekabetçi üstünlükleri belirlemek gerektiğini vurgulayan Çakıroğlu, 2008'den bu yana dünya ekonomisinin yeterince büyüyemediğine işaret ederek, tablo böyle iken halen yüzde 5-6 büyümesi beklenen ülkeler olduğunu söyledi.
Her ne kadar dünya ticareti büyümese de birçok pazarın birçok sektör açısından büyüme fırsatı sunduğunu ifade eden Çakıroğlu, herhangi bir pazara gidip bizzat hissetmeden potansiyeli görmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Çakıroğlu, tüketicilerin alışkanlıklarını görmek için bizzat evlerine gittiklerini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hindistan'da yaptığımız bir pazar araştırması sırasında bir bankacıyla sohbet ettik. O da bizzat pazara giderek tüketicilerle, bankacılarla bizzat görüşmemizden etkilendi ve bunun çok kıymetli olduğunu şu örnekle söyledi. Hindistan pazarı için bir uluslararası firma danışman tutuyor. Danışman raporu hazırlıyor ve rapordan bir örneği bizim bu bankacı arkadaşa da gönderiyor. Şunu diyor; 'Hindistan'da evlerde genelde 2 buzdolabı bulunur. Bunlardan birinde temel yiyecek grubu saklanır, diğerinde ise bisküvi, çikolata gibi malzemeler saklanır'. Halbuki Hindistan'da böyle bir şey yok. Biz de girdik, tek tek baktık. Belki belli gelir gruplarında vardır. Bu adam neden böyle yazmış? Çünkü ziyaret ettiği ev, o bankacı arkadaşın evi. Onun evinde aynı tarif ettiği şekilde 2 buzdolabı var. Dolayısıyla pazarları tanımak, o potansiyeli bizzat görmek, değerlendirmek ve hangi rekabetçi ürünlerinizle orada bulunacaksınız onu belirlemek çok önemli."
"Yeni girilen pazarda kalıcı olmak sabır ve çok ciddi çalışma gerektirir"
Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman ise bir ülkeye malı satmak için o ülkenin pazar yapısını iyi incelemek gerektiğini, ihracat için 2 noktanın önemli olduğunu, hedef pazarın iyi araştırılması, üretilen ürünün nerede satılabileceği ve şirketin ürün kabiliyetinin bilinmesi gerektiğini söyledi.
Kırman, yeni girilecek pazarın en iyi şekilde araştırılıp, o pazarda malın en iyi şekilde nasıl gideceği yönünde rapor hazırladıklarını ve bilgi notları çıkarttıklarını, pazara girmekten ziyade orada kalıcı olmanın önem taşıdığını, söz konusu pazarda iyi bir ortakla çalışılması gerektiğini vurguladı.
"Kalıcı olabilmek için tüketici tercihlerine yönelik yapılacak her adım sonrasında bu talebi bozup bozmayacağını dikkate almak lazım" diyen Kırman, yeni girilen pazarda kalıcı olmanın sabır ve çok ciddi çalışma gerektirdiğini söyledi.
Kırman, "Hızlı iş yapmakla acele iş yapmayı karıştırabiliyoruz. Acele etmeden hızlı bir şekilde ihracat yapmak isteyenlerin başarılı olacağını düşünüyorum." ifadesini kullandı.
"Türkiye gibi ülkelerle ticaret çok ilgi çekici hale geldi"
Meksika'nın Ankara Büyükelçisi Martha Elena Federica Barcena Coqui ise Türkiye için Avrupa Birliği (AB) ne ise, Meksika için de ABD'nin o olduğunu söyledi.
Coqui, geçen 10 yıl içinde ticaretin Meksika'dan Latin Amerika'ya ihracat yönünde geliştiğini, Latin Amerika'ya olan ihracatlarının neredeyse yüzde 200 arttığını belirterek, ABD'ye her gün 1,2 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını, ABD'ye yıllık ihracatlarının 385 milyar dolar civarında bulunduğunu bildirdi.
Türkiye ile ticaretlerinin geçen 12 yıl içinde yüzde 20 büyüdüğünü ifade eden Coqui, şu anda ülkede iç pazarı büyütme tartışmaları olduğunu söyledi. Coqui, "İhracatımız bütün GSMH'mızın yüzde 70'ini teşkil ediyor. Bu yüzden içeride pazarı güçlendirme gibi bir zorunluluğumuz var." dedi.
Türkiye gibi ülkelerle ticaretin çok ilgi çekici haline geldiğini belirten Coqui, Türkiye ile Meksika arasındaki STA için 7 tur görüşme yaptıklarını, bu STA'yı kısa zamanda sonuçlandırmanın çok önemli olduğunu, anlaşmanın pek çok fırsatı beraberinde getireceğini söyledi.
Coqui, gümrük konusunda Türkiye'deki ihracatçılarla bazı sorunlar yaşadıklarını, bu meseleleri çözmeleri gerektiğini de söyledi.